Birinci Dünya Savaşı'ndaki pek çok cephe ve muharebe alanları arasında, dünya tarih literatüründe en çok anılan cephe olan Çanakkale'de, o güne kadar 'yenilmez armada' bilinen İngiliz donanması ağır bir yenilgiye uğratıldı. İngiltere, Fransa, İtalya'nın sömürge ülkelerinden getirdiği milletlerin çocuklarını savaşa sürmesinin yanı sıra kara, deniz ve hava kuvvetlerinin ilk kez kullanılmasıyla da özel bir öneme sahip Çanakkale'de dünya muharebesi yaşandı. Avrupa'daki savaşın mevzi çatışmalarına dönüşmesi üzerine İngiltere, Çanakkale ya da Balkanlar'da yeni bir cephe açıp İstanbul'u ele geçirerek, Osmanlı Devleti'ni Almanya'dan ayırmayı amaçladı. Osmanlı güçlerinin 3 Şubat 1915'te Süveyş Kanalı'na taarruzu sonuç vermeyince İngiltere, Mısır'daki güçlerini boğazlara yöneltti. Bütün planlarını önceden yapan ve kesin kazanacağını düşünen İngiltere donanması, Türk milletinin tecrübesi, bilgisi ve askerlerinin birikimiyle Çanakkale'ye gömüldü.
NUSRAT'IN 26 MAYINI
18 Mart günü Çanakkale boğazını geçmek için harekete geçen itilaf devletleri donanmasına yönelik saat 11.15'te büyük bir taarruz başlatıldı. İlk taarruzda yara alan İngiliz ve Fransız donanması, güneye yöneldi. Erenköy mevkiine gelen gemiler, bu kez de Nusrat Mayın Gemisi'nin döşediği 26 adet mayınla karşı karşıya kaldı. Mayınlara çarpan gemilerin batması ve yan yatmasıyla tarihin akışı değişti. Osmanlı Devleti kesin zafer elde etti. Bu zafer, tarihe Çanakkale Deniz Zaferi olarak geçti.