Neslihan Kurosawa (50) 15 yaşındayken ailesiyle Avustralya'ya yerleşti. Eğitimin ardından yeminli tercüman olarak çalışmaya başladı. 1990'da Michael Kurosawa ile evlendi, 1993'te adını E. koydukları kızları doğdu. 2000'de de boşandılar. Görevi gereği aralarında Türklerin de olduğu göçmenlerin sorunları konusunda tercümanlık yapmaya başladıktan sonra, 2002 yılı sonlarında ev ve cep telefonundan taciz edilmeye başlandı. Bir süre sonra arayanlar telefondaki tacizlerini tehdide dönüştürdü. Bunun üzerine Neslihan Kurosawa üç kez telefonlarını değiştirdi. Ancak arayan kişiler yeni numaralarını da bularak aramalarını sürdürdüler. Kurosawa kendi imkanlarıyla arayanların kimliklerini tespit ettirip, polise başvurdu. Eve gelen polisler Neslihan ve E. Kurosawa'yı aşağıladı ve onları rahatsız edenleri bulmak için hiçbir işlem yapmadı. Tehditler iki yıl boyunca sürdü. 2004'te aynı iki polis, Kurosawaların evine bir kez daha geldi ve asansörden aşağı inen o zaman henüz 10 yaşındaki E. Kurosawa'yı elle taciz etti. Aynı günlerde E. okuduğu Chatswood Primary School'da da ırkçı saldırılara maruz kaldı.
KIZINI ALACAKLARDI
O günlerde Türkiye'ye gelen anne kız Dışişleri Bakanlığı'na dilekçeyle başvurarak yardım istediler. Ancak aradan geçen 5 yılda taciz ve tehditler artarak sürdü. Hatta kızını kendisinden ayırmak üzere bir davayla daha karşı karşıya kaldı. Kızını kaybetmemek için kendisine 50 bin dolara mal olan mahkeme sürecini kazandı. Kurosawa şimdi yine Türkiye'de. Bu kez avukatı aracılığıyla TBMM İnsan Hakları Komisyonu'na başvurdu. Avustralya'da pek çok kimsenin ırkçı uygulamalara ve insan hakları ihlallerine maruz kaldığını, birçok kişinin kasıtlı olarak kaybettirildiğini, çocukların ailelerinden zorla alındığını belirtti. TBMM'nin kendisini korumasını istedi. Yaşadıklarını SABAH'a anlatan Kurosawa, "Görevim gereği Avustralya devletinin pek çok insan hakkı ihlaline şahit oldum. Şahsen görüştüğüm bir arkadaşım öldüresiye dövüldü, üst katımda oturan iki kadın öldürüldü. Saldırıların sebebinin bu olduğunu düşünüyorum. Devlet bana sahip çıkarsa, dönünce hem eyalete hem de federal devlete dava açacağım" dedi.