Gomes, Brüksel'de bulunan AP'de AA muhabirinin Avrupa Birliği'nin (AB) mülteci politikasına ilişkin sorularını yanıtladı.
AB'nin 2015'te patlak veren mülteci krizine yönelik politikalarını değerlendiren Gomes, "AB mülteci sorunuyla çok kötü bir şekilde baş etti. Avrupa'nın temel değerlerine ve ulusal değerlere ihanet etti." dedi.
"BAŞARISIZLIĞIN TEMEL NEDENİ ÜYE ÜLKELER ARASINDAKİ FARKLILIKLAR"
AB'nin mülteci politikasının başarısızlığının önde gelen nedenlerinden birinin üye ülkeler arasındaki farklılıklar olduğunu kaydeden Gomes, Avrupa Konseyinin İtalya ve Yunanistan'dan 160 bin sığınmacıyı zorunlu kota sistemi uyarınca üye ülkelere yerleştirme kararının doğru bir karar olduğunu söyledi.
Gomes, Konseyin bu kararla Suriye savaşından kaynaklanan mülteci sorununa "birlik" içinde cevap vermeyi amaçladığını ve tüm yükü mültecilerin akın ettiği İtalya ve Yunanistan gibi sınır ülkelere yıkmak istemediğini belirtti.
Tüm üye ülkeleri bağlayan bu kararın bazı ülkelerce sorgulanmasının üzücü olduğunu ifade eden Gomes, Vişegrad ülkelerinin ise Avusturya'nın liderliğinde yabancı düşmanlığını körükleyen söylemler ve Avrupa karşıtı tutum takındığını hatırlattı.
Gomes, mültecileri kabul eden ülkelerde bile tezat politikaların oluştuğuna dikkati çekerek Almanya'nın bir taraftan 1 milyona yakın mülteciye kapısını açarken diğer taraftan Schengen sistemini askıya alan ilk ülke olmasının anlaşılmaz bir durum ortaya çıkardığını söyledi.
"AB'NİN MÜLTECİ POLİTİKASINDAN UTANIYORUM"
Göçün toplumlar için çok fayda sağlayabileceğini vurgulayan Gomes, kendi ülkesi Portekiz'in mültecilere kabul edebildiği oranda kapılarını açtığını belirterek "Göç karşıtlığı aptallıktır. Popülizmden ibarettir ve bana göre çok çirkin bir hadisedir." diye konuştu.
Gomes, "Açıkçası ben bir mülteci krizinin olduğunu düşünmüyorum. Esas kriz bizim değerlerimizi vurdu. Bizim savaştan, zulümden ve çatışmadan kaçan sığınmacılarla baş etme şeklimiz bir krizi ortaya çıkardı." ifadesini kullandı.
AB'nin iç ve dış politikalarını bu çerçevede gözden geçirmesi gerektiğini vurgulayan Gomes, örneğin AB'nin Suriye bağlamında farklı bir politika izleyerek bu kadar kişinin ülkeyi terk etmesini engelleyebileceğini söyledi.
Gomes, diğer yandan AB'nin yasal yollardan göç imkanı tanıyarak mültecilerin hayatlarını riske atmalarını ve insan kaçakçılarının eline düşmelerini engelleyebileceğini ifade etti.
Birçok ülkelinin mültecilere ilişkin yasal ve ahlaki sorumluluklarını yerine getirmediğini kaydeden Gomes, "AB ciddi anlamda başarısızlık gösteriyor. Ben bir Avrupalı olarak AB'nin mülteci politikasından ve bulunduğumuz durumdan utanç duyuyorum." dedi.
Türkiye-AB sığınmacı mutabakatına ilişkin bazı eleştirilerde bulunan Gomes, bu mutabakatın Almanya Başbakanı Angela Merkel'in öncülüğünde imzalandığını hatırlattı. Mutabakatın ahlaki ve yasal açıdan sorunlu olduğunu ifade eden Gomes, anlaşmanın özellikle Almanya'da yükselişe geçen sağcı partilerin yabancı düşmanı söylemlerini bastırmak için yapıldığını anlattı.
Gomes, mutabakatın aynı zamanda mültecilerin alternatif yollara yönelmesine de neden olduğunu belirtti.
"TÜRKİYE'NİN ÇABALARINI TAKDİR ETMEMİZ GEREKİYOR"
Gaziantep'i 2012 yılında ziyaret ettiğini söyleyen Gomes, Türkiye devleti tarafından kurulan mülteci kamplarını görme fırsatı da olduğunu ifade etti. Gomes, "Türkiye devleti tarafından kurulan mülteci kampları oldukça etkiliydi, yerleşim imkanı açısından gördüğüm en iyi kamplar arasındaydı." diye konuştu.
Şehrin dışında bulunan çadır kamplarında ise mültecilerin aynı imkanlara sahip olmadığına dikkati çeken Gomes, "Öte yandan Türkiye'nin büyük çaba sarf ettiğinin farkındayım. Bunu takdir etmemiz gerekiyor ve bu çerçevede AB'nin Türkiye'ye destek vermesi gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
AB'nin bu çerçevede iş birliği yürütmesi gereken en önemli ülkelerden birinin Türkiye olduğunu vurgulayan Gomes, iş birliğinin mültecileri korumaya yönelik uluslararası hukuk ve kurallar çerçevesinde yürütülmesi gerektiğini ifade etti.