İspanya'nın yeni Başbakanı Pedro Sanchez, Avrupa Birliği (AB) yanlısı kabinesinin üçte ikisini kadınlardan oluşturdu.
Sosyalist İşçi Partisinin (PSOE) lideri olan ve cumartesi gün yemin ederek görevine başlayan 46 yaşındaki Sanchez, Kral 6. Felipe'ye sunduğu kabinesini, düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Sanchez, kendisi dahil 17 kişiden oluşan kabinesinde İspanya tarihinde bir ilk olacak şekilde 11 kadın bakana yer verdi.
Yeni bakanların, ağırlıklı olarak alanında uzman ve AB yanlısı isimler arasından seçildiği kabinede 11 kadın bakan yer alırken, Başbakan Yardımcılığı, Adalet Bakanlığı, Savunma Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı gibi önemli alanlarda kadın bakanların olması dikkati çekti.
AB yanlısı kabine
Avrupa projesine inandığını ve Avrupa yanlısı bir hükümet istediğini söyleyen Sanchez, özellikle AB Komisyonu Bütçe Genel Müdürü Nadia Calvino'yu Ekonomi Bakanı, eski Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Josep Borrell'i ise Dışişleri Bakanı yaparak Brüksel'le eşgüdümlü politika izleneceğini gösterdi.
Sanchez, Katalonya'nın bağımsızlığına karşı çıkan 71 yaşındaki Katalan Borrell'le ayrıca ayrılıkçılara "bağımsızlık müzakeresi yapmayacağı" mesajı verdi.
"Toplumun en iyileri"
İspanya'nın ilk astronotu Pedro Duque, Bilim Bakanlığı görevini üstlenirken, yeni İçişleri Bakanı da Fernando Grande-Marlaska oldu.
Başbakan Sanchez, yaptığı açıklamada, bakanların hepsinin kamu hizmeti için son derece nitelikli olduğunu ve toplumun en iyilerini yansıttığını belirterek, "Kabine, cinsiyet eşitliğinden yana, kuşaklar arası, dünyaya açık ama AB'ye demirli." dedi.
Mecliste zorlanacak
Bir seçim kabinesinden ziyade uzun vadeli bir hükümet kurduğu görülen Sanchez'in, 350 üyeli Temsilciler Meclisinde sahip olduğu 84 sandalyeyle yasa tasarılarını kabul ettirmede güçlük çekeceği öngörülüyor. Aşırı sol Podemos ile aralarında ayrılıkçı ya da kendi bölgeleri için ayrıcalıklar isteyen Katalan ve Bask partileri ile iş birliği yapması gereken Sanchez'in ödünler vermek zorunda kalacağı ifade ediliyor.
Ayrıca iktidardan düşen Halk Partisi (PP) Senato'da mutlak çoğunluğu elinde bulundurduğundan tasarıları veto edemese de kabul sürecini kuracağı komisyonla yavaşlatabilecek. Bunlara ek olarak son anketlerde birinci parti olarak öne çıkan Ciudadanos'un ise erken seçim talebiyle hükümeti sıkıştırmaya çalışabileceği belirtiliyor.
Yolsuzluk davası hükümeti yıktı
2011'den beri ülkeyi yöneten Mariano Rajoy hükümetinin düşmesine yolsuzluk davası yol açmıştı.
Kamuoyunda "Gürtel olayı" olarak bilinen ve bazı PP üyelerinin 1990 ve 2000'li yıllarda rüşvet alarak seçim kampanyalarını finanse etmekle suçlandığı davada 24 Mayıs'ta karara varılmıştı.
Mahkeme, PP'nin 1987 ve 2010 yılları arasında mali işler müdürlüğü yapan Luis Barcenas'ın da aralarında olduğu bazı üst düzey yetkililer ile iş adamlarından oluşan 29 kişiye yolsuzluk suçlamasıyla toplam 351 yıl hapis cezası vermişti.
Mahkeme kararında, partinin yıllarca rüşvete bulaştığını gösteren deliller bulunduğu ve Başbakan Rajoy'un da tanık olarak dinlenmesi gerektiği belirtilmişti.
Ana muhalefet partisi PSOE, bunun üzerine hükümet hakkında gensoru vermiş ve Rajoy'u istifaya çağırmıştı. 1 Haziran'da gensorunun kabul edilmesiyle Rajoy hükümeti düşmüş yerine Sanchez başbakan olmuştu.