"Komşularla sıfır sorun" "Sıfır komşu" oldu… Bu sözü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da çok kullanıyor: Ayrıca… Doğan ve eski Doğan medyasından oluşan 'Candaş medya'nın da sevdiği bir söz bu. Onlar da, Türkiye'nin 2002'den itibaren şekillenen yeni dış politikasının eleştirisini, mizahi-sloganik şekilde halk diline indirmek ve taraftar bulmak için bu sözleri sıkça neşrediyor…
Nasıl bir ilişki isteği?
Bahsettiğim kitlenin milletler ve devletler arasındaki ilişkiyi anlama tarzının ne olduğunu bilmiyorum. Ancak, örneğin ülkeler arasındaki ilişkileri, "iyi" ya da "kötü" olarak değerlendirirken kuşkusuz ki, nesnel ölçü birimlerini kullanmak gerekli. İronik olarak anlatırsam: Bu yazı okurlarının, ülkeler arası ilişkileri "Libya'ya gidip bir Arap'ın yanağına öpücük kondurmak-tokat atmak istiyorum" skalasıyla ölçen bir değerlendirme birimi kullanacağını sanmıyorum. Ancak hafta sonunda, Hürriyet gazetesinin, 'Hataylı çocuklar sakallı Suriyeliler'den korkuyor' manşetini gördükten sonra, bu aklıgüdüklerin ölçüm zekalarından artık emin olamıyorum. Candaş medya, yani Hürriyet, Milliyet, Vatan, Radikal vs.'nin ölçü birimleri üç aşağı beş yukarı bir satır önce verdiğim örneğe benziyor. Bu 'ölçü birimleri', bölgede pazar ve siyasi etkinliğini Türkiye'ye karşı kaybetmiş rakip-eski merkez devletler… Ve Türkiye'de CHP ile Candaş medyası gibi sürekli bu devlet ve lobilerle yakın ilişki içinde olduğu ispatlanan… Bu zihniyetleri nedeniyle de hep kaybeden tarafta yer alan eski elitler-hakimler tarafından kullanılıyor... Oysa ülkeler arasındaki ilişkiler, yeni Türk dış politikasının verimini uluslararası ölçekte de kullanılan beşeri istatistiklerle ölçmek gerekli. Bunun için bir takım rakamlar topladım… Veriler, Türkiye'nin "Komşularla sıfır sorun" politikası temelinde açılım yaptığı sınır komşuları… Rusya-BDT ülkeleri, Ortadoğu-Körfez, Kuzey Afrika ve Balkan ülkelerini de kapsıyor. Söz konusu veri sepetinde yaklaşık 35 ülke var. Söz konusu verilere Merkez Bankası ve Ekonomi Bakanlığı'nın web sitelerinden ulaşmak da mümkün.
Resminizi mandalla asarım böyle
"Eşek sıpası, vatan hainleri", ırkçılık yapıyorlar, yalan haber yazıyorlar, Sünni'yi, Alevi'yi, Türk'ü, Kürt'ü birbirine düşürmeye çalışıyorlar vb. gibi ifadeler yer almış salı günkü yazımda. Candaş medya olarak tarif ettiğim Hürriyet, Milliyet ve Vatan gazetelerinin birinci sayfalarını yazan gazeteciler hakkında. Kuşkusuz o ağır sözlerim bu gazetelerin yayın yönetmenlerini, yani Hürriyet'ten Enis Berberoğlu, Milliyet'ten Tayfun Devecioğlu ve Vatan'dan İsmail Yuvacan'ı yakından ilgilendiriyor. Doğrudan muhattap onlar. Kendilerine açık çek de verdim, "Gazetenizden, gazeteci gibi istediğiniz cevabı yazın söylediklerime" diye. 'Çıt' yok… Bugün resimlerini de mandalla astım sayfaya… Daha ne yapayım? Cevapları varsa yine bekliyorum… Ama İsmail'e yazdırmasınlar mesela.. Zaten tanırım akşama kadar bir spot yazamaz, adını bile yazamaz o Tayfun ağabeyine, Zafer ağabeyine sormadan… Boş yere harcamayın oğlanı.. Hürriyet ve Milliyet'in varsa cevapları, Tayfun Devecioğlu ve Enis Berberoğlu'ndan gelsin… Çünkü muhatap onlar. Hee kaçmak için emirlerindeki birilerine yazı yazarlarsa ben yine onlara cevap vereceğim… Öte yandan cevap verirken patronajı karıştırma ahmaklığına girerlerse yazıyı koymadan Aydın Bey'e sorsunlar. O beni gayet iyi tanıyor.
Bu rakamlar onları çıldırtıyor
Komşularla olan ilişkilerimize baktığımızda:
2002-2001 döneminde bu ülkelerden Türkiye'ye gelen toplam turist sayısı 3.6 kat artışla 3.7 milyondan, 13.3 milyona yükselmiş. 2012'nin ilk altı ayında gelen 5.4 milyon turist, 2002'deki toplam rakamın 1.4 katı. Aynı dönemde Türkiye'ye gelen toplam turist sayısı 2.4 kat artışla 13 milyondan 31.2 milyona çıkmış. Yani "Sıfır komşu" eleştirisine muhatap olan ülkelerden daha çok turist çekmişiz.
Söz konusu ülkelerin vatandaşları, artan beşeri ve ticari ilişkilerin etkisiyle Türkiye'de giderek artan sayıda şirket kurmuş. Yatırım yapmış ve istihdam sağlamış. Bahsettiğimiz ülke vatandaşlarının 2002 yılında Türkiye'de kurduğu şirket sayısı 10 iken, rakam 2011'de 847'ye yükseliyor. Son 9 yılda bahsettiğimiz ülkeler orijinli 5 bin 388 yeni şirket kurulmuş. Sayı açısından bu ülke vatandaşlarının kurduğu şirketlerin, AB vatandaşlarının Türkiye'de kurduğu şirket sayısına oranı yüzde 5'ten yüzde 42'ye ulaşıyor.
Benzer şekilde, Türkiye vatandaşları tarafından söz konusu ülkelerde açılan şirket sayısı 2002'de sadece 5'iken, 2011'de 2 bin 434'e yükselmiş. Son 9 yılda Türk yatırımcısının bu ülkelerde kurduğu şirketlerin toplamı ise 18 bin 965.
2002'de Türkiye'nin sadece 96 milyon dolar doğrudan yabancı yatırım çektiği bu ülkelerden, geçen yıl 3.2 milyar dolar sermaye yatırımı çektiği görülüyor.
Aralarında Türkiye'nin ana petrol ve gaz tedarikçilerinin bulunduğu bu ülkelerle olan dış ticaret hacmi de ortalamanın üzerinde bir artış hızıyla büyümüş. İthalatımız 12.1 milyardan 64.5 milyar dolara… İhracatımız 7.5 milyardan 40.2 milyar dolara çıkmış. Sanıyorum, bu verilerin iktidardaki AK Parti Hükümeti'nin etkinliğini hem içeride hem de dışarıda güçlendirmesi temeldeki rahatsızlık kaynağı. Özetle…
AK Parti düşmanlığı yüzünden, kuru kumsaldaki balık gibi, şuursuz çırpınışlar içinde…
Siyaset dışına çıkan provakatif açıklama…
Ya da gazetecilik dışına çıkan yalan haber yapmıyorsak… Ne CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu… Ne de Hürriyet, Milliyet, Vatan, Radikal vs. gibi Candaş medyanın söylemleri doğru çıkmıyor. Bilmiyorum onlara öğretmek için yazdığımı bunca yazıyı okurlar mı? Ben okumadıklarını ve bu nedenle gerçeklerden giderek koptuklarını ve dahası bunu son Hatay örneğinde gördüğümüz gibi, 'halk düşmanlığı, mezhep ve ırk çatışması' yaratmak pahasına artan bir şekilde sürdürdüklerini düşünüyorum…
