Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) kayıtlarına göre, Türk otomotiv sektörü, gelişmiş Batı ülkeleri başta olmak üzere 5 kıtada 174 ülke ve özerk bölgeyle 12 serbest bölgeye ihracat gerçekleştirdi.
Yılın ilk yarısı itibarıyla 14 milyar 359 milyon 485 bin dolarlık toplam otomotiv ihracatının 11 milyar 232 milyon 209 bin dolarlık bölümü, Türkiye'nin en büyük ticari partnerleri konumundaki AB ülkelerine yapıldı.
Toplam otomotiv ihracatının yüzde 78,24'ünü karşılayan AB üyesi 27 ülke, sektörün toplam ihracatındaki ağırlığını korudu.
AB dışındaki 147 ülkeye ise sadece 3 milyar 127 milyon 276 bin dolar ihracat gerçekleştirildi; AB üyesi Kıbrıs Rum kesimine dış satım yapılmadı.
Ocak-haziran döneminde, yüzde 12,52'lik artışla 2 milyar 191 milyon 277 bin dolar ihracat yapılan Almanya, AB ülkeleri arasında açık ara ilk sırada yer aldı. Böylelikle Almanya'nın Türkiye'nin otomotiv ihracatındaki payı yüzde 14,6 olarak gerçekleşti.
Bu ülkeyi, yüzde 28,47'lik artış ve 1 milyar 676 milyon 900 bin dolar ihracat ile İtalya, yüzde 26,50 artış ve 1 milyar 488 milyon 150 bin dolar ile Fransa, yüzde 19,33 artış ve 1 milyar 469 milyon 803 bin dolar ile İngiltere izledi. Milyar doların üzerinde ihracatın yapıldığı bu pazarların en yakın takipçisi ise yüzde 26,30 artışla 827 milyon 624 bin dolar dış satım yapılan İspanya oldu.
AB üyesi bu 5 ülke, sektörün yılın ilk yarısında imza attığı 14 milyar 359 milyon 485 bin dolarlık toplam ihracatın yarısından fazlasını karşıladı.
Sektörün ihracatı, ilk yarıda, 27 AB ülkesinden sadece 5'inde düşüş kaydederken, 22'sinde yükselişe geçti.
OİB Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sabuncu, Türkiye'nin en önemli pazarının AB olduğunu vurguladı.
TÜRKİYE'DEKİ ALMAN ŞİRKETLER İÇİN YENİ AÇIKLAMA
Ülke grupları açısından ihracat gerçekleşmelerine de değinen Sabuncu, şöyle konuştu:
"2017 yılı ocak-haziran döneminde AB ülkeleri yüzde 78 pay ve 11 milyar 232 milyon dolar dış satım ile otomotiv ihracatımızda en önemli pazar konumunu korumuştur. Bu dönemde Ortadoğu ülkelerine yönelik ihracat yüzde 10, Amerika ülkelerine yüzde 70, eski doğu bloku ülkelerine yönelik yüzde 45 artış göstermiştir."
