Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na seslenerek, "Biraz büyük düşün, büyük düşünmek zor ama bari Şişli ölçeğinde düşün. Bırak Türkiye ölçeğini, dünya ölçeğini; Şişli ölçeğinde düşün, orayı bir çöz, sonra gel karşımızda konuş. Ama orayı çözmezsen karşımızda konuşamazsın. Şişli'de hanedanlık gibi bir yapı kurulmuş durumda. Belediyenin içinde bir başka 'paralel belediye' oluşmuş" dedi.
Davutoğlu, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Balkanlarda bütün komşu ülkelerle beraber yeni bir kültürel uyanış, yeni bir Balkan coğrafyası oluşturmak için çabaladıklarını belirterek, şöyle konuştu:
"Edirne'yi, bir şekilde kenarda kalmış, son nokta şehir olmaktan çıkaracağız, Balkanlara ve Avrupa'ya açılan kapı şehir olma niteliğini tekrar inşa edeceğiz. Onun için bugün Edirnelilere müjdelerim var. Edirne hızlı tren projesi yapılıyor, hızlı tren mutlaka gerçekleşecek. Selanik tekrar canlanacaksa ancak İstanbul ile bütünleşirse olur. Edirne tekrar canlanacaksa ancak Selanik'le, Üsküp'le, Saraybosna'yla tekrar irtibatları kurulursa canlanır. Onun için Edirne'yi hızlı trenle önce İstanbul'a, sonra da Bulgaristan ve Yunanistan üzerinden Avrupa içlerine kadar bağlamaya kararlıyız. Edirne'ye havaalanı mutlak bir zarurettir, Edirne'ye de havaalanı kazandıracağız. Meriç Havzası, Ergene yeni çevre düzenlemesiyle tekrar bütün Trakya'nın önemli bir merkezi haline gelecek. Tarihi Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı stadyum yeniden inşa edilecek. Edirne, 'Kültür ve Turizm Gelişim Bölgesi' ilan edilecek. Büyükşehir Yasası çıktıktan sonra söz konusu olan bazı sıkıntıları aşabilmek için çalışmalar başlatmıştık. Bir komite oluşturduk ve Büyükşehir Yasası'nın uygulanmasından kaynaklanabilecek sorunları aşmak üzere alınacak tedbirleri çalışmaya başladık. Belediyelere genel bütçeden gönderilen paydan 6 ay boyunca kesinti yapılmama kararı alınmıştır. Dolayısıyla bu aktarılan kaynak konusunda ciddi bir rahatlama getirecek. Bunu bütün belediyelere yapıyoruz, parti ayrımı olmaksızın yapıyoruz."
"MEMLEKETTE ONLARCA YIL MAKAMLARI İŞGAL EDEN BİRİLERİ RAHAT ŞEKİLDE UYUDUĞU İÇİN..."
"Çözüm süreci"nin, milli birlik ve beraberliğin tekrar ihya edilmesi için demokrasiyle taçlanan yeni bir bütünleşme süreci olduğunu söyleyen Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"6-7 Ekim olayları geçici bir duraklamayı beraberinde getirdi. Biz bu olaylardan önemli sonuçlar çıkardık; hiçbir şekilde kamu düzeninden taviz verilemez. Verilirse çözüm süreci işlemez hale gelir. Edirne'den Hakkari'ye kadar Türkiye'nin her bir ilinde, ilçesinde, köyünde kamu düzeni tam anlamıyla tesis edilecektir, edilmiştir, korunmaya devam edilecektir.
"BİZİM İÇİN MESAİ SAATİ YOK"
Arkadaşlarımız dün gece 2.30'da geldiğimizde, Edirne eşrafı bekliyordu. Onlara teşekkür ederim. Tüm arkadaşlarımıza söylüyoruz, bizim için mesai saati yok. Mesai saati mantığını unutacaksınız, 9-5 gibi... Sağlığınız için uyuyun ama eğer 24. saat yetmiyorsa 25. Saati bulacak şekilde çalışacaksınız. Başka türlü açılan farkları kapatmak şansımız yok. Bu memlekette onlarca yıl makamları işgal eden birileri rahat şekilde uyuduğu, hiçbir sorumluluk hissetmediği için diğer ülkelerle aramızda büyük farklar açıldı. Biz onların uykularının telafisini yapıyoruz. Bizim onurla, gece gündüz çalışmaya ihtiyacımız var."
"KILIÇDAROĞLU, KENDİ YALNIZLIĞINI GÖRÜYOR, BİZİ YALNIZLIKLA İTHAM EDİYOR"
Davutoğlu, "Kılıçdaroğlu, ilçe başkanlarına bile sözü geçmediği için, kendi yalnızlığını aynada görüyor, 'Yalnızım' diyemediği için bizi yalnızlıkla itham ediyor. Türkiye iki şeyi yapmaz; yanlış iş yapmaz, insan onuruna aykırı hiçbir yanlış yerde durmaz. Bunu söylediğimiz için eleştirmişlerdi; yanlış yerde durmaktansa, başı dik yalnız durmayı tercih ederiz. Biz böyle başı dik durduğumuz için herkes bize gelir, gelmeye de devam edecek. Halkına zulmetmeyen komşularımızla birleşmeye, ekonomimizi, kültürümüzü, tarihimizi ortak bir gelecekte birleştirme yoluna devam edeceğiz" dedi.
Dış politikada etkin ve tempolu bir dönem geçirildiğini kaydeden Davutoğlu, şöyle devam etti:
"İçeride çözüm sürecindeki ivme, ekonomideki yapısal dönüşüm, bir taraftan da il ve ilçe kongrelerimize katılım... Gördüğünüz gibi, bizim muhalefet partileriyle uğraşacak vaktimiz de yok, onlar ise başka işleri olmadığı için sadece bizimle uğraşıyorlar.
Kılıçdaroğlu yine bazı açıklamalarda bulunmuş. Ben Kılıçdaroğlu'na birçok kez yaptığım çağrıyı buradan da yapıyorum; biraz büyük düşün, büyük düşünmek zor ama bari Şişli ölçeğinde düşün. Bırak Türkiye ölçeğini, dünya ölçeğini; Şişli ölçeğinde düşün, orayı bir çöz, sonra gel karşımızda konuş. Ama orayı çözmezsen karşımızda konuşamazsın. Şişli'de hanedanlık gibi bir yapı kurulmuş durumda. Dün bir CHP milletvekili öyle diyor, babadan oğula geçen belediye başkanlıkları kurulmuş diyor. Hadi o kendi meseleleri, bizi ilgilendirmiyor. O yüzden de disiplin kuruluna gidiyor zannediyorum. Ona karşı da belediyenin içinde bir başka 'paralel belediye' oluşmuş. Yani olabilecek bütün hastalıklar küçük bir model belediyede yaşanıyor; iç çekişme, tehdit, şantaj... Biz söylemiyoruz, bir CHP'li vekil söylüyor. Belediye başkanının eşi, başka biri hakkında 'Bizi tehdit ediyor, şantaj yapıyor' diyor. Birbirleri hakkında diyorlar. Bütün bu hastalıklar Şişli'de yaşanırken, bir ay önce Kılıçdaroğlu, 'Büyükşehirleri nasıl idare ediyorsak, Türkiye'yi de öyle idare edebiliriz' demişti. Allah, milleti muhafaza eylesin."
