17-25 Aralık darbe girişiminde hedefteki kurumlardan biri olan TÜRGEV o dönem çok gündeme gelmişti. TÜRGEV Yönetim Kurulu Başkanı Arzu Akalın'la o dönemde yaşananları, TÜRGEV'in yeni dönemdeki Avrupa'daki açılımını konuştuk. Akalın, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle TÜRGEV'in BM'ye yapacağı çıkarmanın öneminden de bahsetti.
İşte Haber7'den Serkan Üstüner'in TÜRGEV Yönetim Kurulu Başkanı Arzu Akalın ile yaptığı röportaj;
TÜRGEV yurtlarında biz öğrencilerimize onların ileride yani lisans hayatlarını bitirdiklerinde nelere ihtiyacı olduklarını deneyimlemiş olduğumuz için 20 yıllık bir tecrübe ile. Bunları hazır bir hale getirip öğrencilerimizin ayağına getirmiş oluyoruz. Atölye çalışmalarımız var. Mesela resim noktasında yetenekli olan kızlarımız var. Belki onlar resim noktasında kalkıpta bir kursu düzenli bir şekilde ders saatiyle çakışıyor. Belki bu kendisine ekstra bir külfet getiriyor. Ama TÜRGEV yurtlarının içinde zaten ayağına gelmiş oluyor. Dolayısıyla kızlarımız belki şeyi görmüş oluyorlar. Yani kendilerini keşfetmiş oluyorlar. Resim konusunda bir yeteneği varsa sanat anlamımda bir yeteneği varsa atölyelere katılmak suretiyle bu konuda kendilerini geliştirmiş oluyorlar.
"TOPLUMA DOKUNAN GENÇLER YETİŞTİRİYORUZ"
Ama önemsediğim şeylerden bir tanesi de aynı zamanda topluma dokunan gençler olmuş oluyorlar. Nedir topluma dokunmaktan anladığımız mesela geçen sene 2014 senesi içerisinde biz Suriye'de savaş mağduru olan kadın ve çocuklara yönelik Gaziantep'te ve Şanlıurfa'da ziyaretlerimiz oldu. Oraya öğrencilerimiz de katıldı. Şu beni çok mutlu etti o süreçte şimdi biz bütün organizasyonu mümkün mertebe yönetim kurulu olarak yaptık. Onların ihtiyaçlarını gidermemiz konusunda oturduk kafa yorduk. Ve öğrencilerimize de bu noktada bakın şu gün şu tarihte hareket edeceğiz dediğimizde baktık ki kızlarda da çok hızlı bir şekilde bizde onlara ne götürebiliriz patik örsek şunu yapsak bunu yapsak onlarında bu konuda bir duyarlılık göstermesi ve kendilerinin de oraya kendi el ürünü kendi ürünlerini akıtarak bir şey yapmış olmaları çok anlamlıydı. Ziyaret sonrasında da kızlarımızla sohbet ettiğimde biz savaş noktasında savaş mağduru olan insanları televizyon ekranlarında görüyorduk. Orada gidip Bizzat bu hadiseleri görmüş olmak yerinde bizde de kafamızda yeni bir pencere açmış oldu demiş olmaları yani bu noktada sorumluluk duygularının gelişmiş olması ve o bölgeye dair de yeni yeni çalışmalar da yapıyor olmaları bence son derece kıymetli. O anlamda TÜRGEV yurtlarının aslında toplumsal sorunlarla ilgilenmeleri kafa yormaları konusunda onlarda bir sürü bu tip artı özelliklerin geliştiğini düşünüyorum.
"ANNE BABALAR GÜVEN İÇİNDE"
Şöyle bir hayal kuralım kızımız İstanbul'da bir üniversite tercih yapacak ister istemez anne baba kaygılanıyor yani kalkacak İstanbul gibi karma karışık şehrin güvensizliği olma sebebiyle şimdi erkek çocuğu varsa orada biraz daha çocuğun kendisine sahip çıkacağını daha az zararlı durumlarla karşılaşacağını düşünüyor. TÜRGEV yurtları öğrencilere aynı zamanda güvenli barınma imkanları sağlayarak ailelerin çocuklarının eğitim hayatı konusunda İstanbul'da üniversite tercihi yapma Diyarbakır'da bir üniversitede tercihini yap yani bu da bence çocuklarımızın kız çocuklarımızın eğit yani bizim yaşadığımız şehirde yap tercihini şeklindeki o engellemenin de önüne geçmiş oluyoruz. yani bu da bence çocuklarımızın genç kızlarımızın eğitim hayatlarında herhangi bir sınırlama olmuyor bence bu da çok kıymetli bir şey.
"TARİHİNİ BİLEN MANEVİ DEĞERLERLE DONATILMIŞ BİR NESİL"
İNGİLTERE VE ALMANYA HAMLESİ
İngiltere'yi de şu anlamda önemsiyoruz. İngiltere Türkiye'ye mesafe olarak baktığımızda çok yakın bir yer. Yüksek lisans yaparken daha kısa bir süre içerisinde yüksek lisansınızı tamamlayabiliyorsunuz o anlamda İngiltere de bizim önemsediğimiz ülkeler arasında yine yakın zamandaki 2015 senesi içerisindeki hedeflerimiz den birisi de Almanya benimde bizzat eğitimimin yarısını Almanya'da geçtiğini düşünürsek burada şöyle bir ihtiyaç var Türkiye'den Almanya'ya giden kişiler değil de anne babası Almanya'ya bir şekilde çalışmak için gitmiş yerleşmiş olan ailelerin çocuklarıyla alakalıda orada doğrusu kültürel kırılmalar görüyorsunuz nasıl bir kırılma dilini öğrenemiyor ya da çok zayıf bir Türkçeyle konuşuyor manevi değerlerini bilmeksizin din noktasında da maalesef biraz zayıf yetişmiş oluyor. Bu da onların maalesef Türkiye ile olan bağlarını tamamen ortadan kaldırıyor olumsuz manada. Bunu içinde Almanya'da da çalışmalar yapmak istiyoruz TÜRGEV olarak. Bu olumsuzluğu ortadan kaldırmak adına önemli adımlar atacağız.
BM'de dünya kadınlar günü dolayısıyla bir sunumunuz olacak. Bundan bahseder misiniz?
Biz aslında aile ve sosyal politika bakanlığı ile birlikte aile ve sosyal politikalar bakanlığı bu sene Suriye'de savaş mağduru olan savaş mağdurlarıyla ilgili bir farkındalık oluşturma temasıyla ilgili katılmaya karar verdik. Biz de başvurumuzu aile ve sosyal politikalar bakanlığına yaptık. Bizim de 2014 senesi içerisinde bu konuda çalışmalarımız oldu hala da devam ediyor. O anlamda Birleşmiş Milletlerde 9 Mart'ta bir sunumumuz olacak. TÜRGEV olarak bir sivil toplum kuruluşu olarak Türkiye'yi biz temsil edeceğiz. Dünyadan da katılan birçok sivil toplum kuruluşu var.
"BM'YE MÜLTECİ KAMPLARINI ANLATCAĞIZ"
Biz orada ne yapmak istiyoruz? Biz bir parça kız öğrencilerin eğitim hayatlarında desteklenmeleri için çalışmalar yapıyoruz. Bu sunumumuzda bizdeki başlıklardan bir tanesi olacak. Bir taraftan da savaşında aslında bir anlamda şiddetin bir türü olduğunu belirterek bu şiddetin bu savaşın kadınların hayatlarını birinci derecede etkilediğini ve çocukların özellikle eğitim hayatlarını birebir etkilediğini Gaziantep'te ve Şanlıurfa'da yapmış olduğumuz temaslar sırasında birebir görmüş olduk. Bu çocuklar kendi ortamlarından kopup gelmiş durumdalar Türkçe bilmiyorlar vs. dolayısıyla eğitim hayatları tamamen sekteye uğramış vaziyette. Bu gerçekten çocukların hayatı açısından telafi imkanı mümkün olmayan zararları da mümkün olmayan zararları da beraberinde getiriyor. Bu konuda Türkiye dışında da dünya devletlerine bakıldığında çok da fazla bu konuya eğilen yok bu da bizi son derece derinden üzüyor. Bu konuda birleşmiş milletlerin daha fazla çalışmasını dünya devletlerinin de bu konuda daha fazla duyarlılık göstermesini de düşündüğümüz için bu temaları içeren sunumda inşallah onu da yapmayı düşünüyoruz.
17-25 Aralık darbe girişimlerinde TÜRGEV neden hedef alındı? Bu operasyonla çocukları üzerinden (dönemin Başbakanı) Cumhurbaşkanı Erdoğan'a mı ulaşmak istediler.
17 ve 25 Aralık darbe teşebbüsünde bir sivil toplum kuruluşu olan kendi alanında çalışmalar yapan bu olayda odak noktası yapılmasının iki tane temel sebebi olduğunu düşünüyoruz.