Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları:
Eski Türkiye bir daha gelmeyecek, 28 Şubat zihniyetine bir daha izin vermeyeceğiz.
Din kardeşliği üzerinden ihdas edilen birliğin, kardeliğin bozulmasına izin vermeyeceğiz.
2002 yılında bu yola çıkarkeni Malazgirt'ten beri süren o birliği, beraberleği ihdas etmek için yola çıktık.
CHP'nin otoriter, ulusalcı zihniyeti ile HDP'nin arkasındaki üst akıl Türkiye'de yeni bir tuzak içinde.
12 Eylül'den sonra bu topraklarda ana dili ile şarkı söylemek, hayal çekmek yasaktı. Bu yasakları kim kaldırdı.
Bizim dönemimizde fail-i meçhul cinayetler oldu mu?
Kürtçe'nin seçmeli ders olarak okutulamsını kim sağladı? Bunlar olursa ülke bölünür deniyordu, ülke bölündü mü?
HDP yol ayrımındadır ya terör dilini kullanıcaklar ya da barış dilini kullanacaklar.
Dağdan insinler, her yerde barışı konuşsunlar. Silaha yönelirlerse ne buna biz izin veririz ne de Muşlular izin verir.
Çözüm süreci nihai hedefine ulaşacaktır. Seçim sonuçları ister öyle olsun ister böyle olsun.
Çözüm sürecinde ilerlerken, birileri 6-7 Ekim olaylarını çıkardı.
Kobani'de dökülen her Kürt kanı bizim kanımızdır.
Suriye'den Irak'tan gelen Kürt olsun, Türkmen olsun, Arap olsun hepsinin başımızın üstünde yeri var.
Biz kardeşlerimizi zalime teslim eder miyiz? Etmeyiz.
Biz Kudüs'ün islam kimliğini yok etmek isteyenlere fırsat vermeyiz.
Bir daha bu topraklarda etnik ve mezhepsel milletçilik üzerinden kimse üstünlük taslamayacak.
Kürtleri, Sultan Alparslan'ın Selahaddi Eyyubi'nin yolunda gidenler temsil edebilir.
Çözüm süreci ekonomi için de önemli. Şimdi kalkınmayı engellemek için çözüm sürecini baltalamaya çalışıyorlar.
Bizim çözüm sürecinden anladığımız, annelerin çocuklarından ebediyyen ayrılmamasırdır. Annelerin acı duymamasıdır.
Çözüm süreci siyasetçilerin değil, milletin meselesidir. Mutlaka nihayete ulaşacaktır.