FETÖ'ye yönelik soruşturma kapsamında aralarında eski vali yardımcısıyla kamu kurumu müdürlerinin de olduğu 28'i tutuklu 54 şüpheli hakkında Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen 226 sayfalık iddianamede ilginç ayrıntılar ortaya çıktı. İddianamede tanıkların verdikleri çarpıcı ifadelerden bazıları şunlar:
Devletten daha ciddi istatistik çalışması yapılır. Gülen "Ne kadar hukukçu, savcı, katip, polisimiz var, rütbeli/rütbesiz?" diye sorduğunda firesiz tek tek ortaya çıkarılır.
ABD'ye gidenlerin eğitim konularının yanında başka alanda da eğitim alması sağlanır. Yapı adına nerede çalışacaklarsa o yönde teknik/operasyonel eğitim alması sağlanıyor ve yüksek donanımla yurda dönüyorlardı.
Örgüt ülke içinde öncelikle hangi alanlarda faaliyeti zayıfsa ilgili kurumlarda yapılaşma içine gidilir. Önce askeriye, sonra emniyet ve adliye ele alındıktan sonra milli eğitim, sanat camiası, medya ve gazete alanında yapılanma oluşturuldu.
Askeriye ve emniyet teşkilatı atamalarıyla Fetullah Gülen bizzat ilgilenir. Tayinleri onun dışında kimse bilmezdi. Devlette çalışanlar kod adı kullanır.
1996 -1997'de CIA'da emekli olmuş ya da çalışan ABD'liler gelip Türkiye ve Orta Asya'nın MR'ını çekerdi. Ayrıca cemaatin bölgedeki gücünün tespitini yaptılar. Biz de bunları gezdirdik, yardımcı olduk.
Burada önemli olan ABD'nin hegemonyası altına almak istediği Türki cumhuriyetleri ve İslam coğrafyasını kolay bir şekilde kontrol altına almasına imkan sağlamasıdır. Amerika'nın bu sayede kendisine yeni bir kapı aralamış olduğunu Fetullah Gülen'in kendi ağzından duymuşluğum vardır. Cemaat kadroları, gittikleri ülkede ABD Büyükelçiliği'ni ziyaret ederek, 'biat' tabir edilen yeminle göreve başlıyordu. FETÖ okullarında da CIA görevlileri öğretmendi.
ABD'nin Ortadoğu ve Türkiye masasında Yahudiler görevliydi. Gülen, bu masalar tarafından sorgulandığını bana anlatmıştır, hatta Usame bin Ladin'i sorduklarını anlattı. ABD, hangi ülkeyi terör örgütü ilan edecekse Gülen'den deklare etmesini istiyordu.
