Türkiye'nin Chicago Başkonsolosluğu'nda gerçekleşen toplantıya; Öldüren Eğitim (Killing Ed) adlı belgeselin yapımcı, senarist ve yönetmeni Mark Hall ile FETÖ'nün ABD'de karıştığı yolsuzluk iddialarını araştıran hukukçu John Martin konuşmacı olarak katıldı.
Öldüren Eğitim belgeselinden kesitler gösterilen programda, Gülen organizasyonu hakkında Amsterdam & Partners tarafından gerçekleştirilen soruşturmanın bulgularını anlatan 650 sayfalık "Aldatma İmparatorluğu: Gülen Sözleşmeli Okul Ağı Üzerine Bir Araştırma" adlı kitap da tanıtıldı. Hall, Martin ve Başkonsolos Umut Acar, toplantının ardından AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
- Öldüren Eğitim belgeseline darbe girişiminden önce başlanmıştı
Mark Hall, Öldüren Eğitim belgeseli üzerinde çalışmaya, 15 Temmuz darbe girişiminden çok daha önce başladığını belirterek, "Belgeselin montajını yaparken, televizyon haberlerinden 15 Temmuz darbe girişiminin gerçekleşmekte olduğunu duyduk. Gelişmeleri takip ettiğimiz 3 farklı TV kanalı, girişimin 'bir grup general' tarafından gerçekleştirildiğini bildiriyordu. Daha sonra bu trajik girişimin FETÖ terör örgütü tarafından yapıldığın ortaya çıkması, benim için sürpriz olmadı." dedi.
Hazırladığı belgeselin, Gülen hareketinin ABD'deki faaliyetlerini tüm ayrıntılarıyla anlatan bir çalışma olduğunu vurgulayan Hall, "Amerikalıların büyük bölümü, bu grup ve bu grubun faaliyetleri hakkında bilgi sahibi değil. Ülkenin 26 eyaletinde bu grup tarafından açılan 167'den fazla okul, Amerikalıların vergileriyle işlemeye devam ediyor ve her yıl yüz milyonlarca dolar kazanç sağlıyor." diye konuştu.
Hall, Gülen hareketinin faaliyetlerine son verilmemesi durumunda, ABD'nin de gelecekte Türkiye'dekine benzer bir tehditle karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulundu.
- "Gülen hareketinin ABD'de faaliyetlerine devam etmesi önemli bir çelişki"
Öldüren Eğitim belgeseli ve Aldatma İmparatorluğu kitabının birbirinden bağımsız iki farklı proje olduğunun altını çizen ABD'li hukukçu Martin ise her iki çalışmanın da birbiriyle örtüşen gerçeklere ulaştığını belirtti. Türkiye'deki darbe girişimini "çok büyük bir hayal kırıklığı" olarak niteleyen Martin, "Türkiye'deki darbe girişimi, Gülen hareketinin ABD'de faaliyetlerine devam etmesinin ne kadar önemli bir çelişki olduğunu ortaya koymuştur." ifadesini kullandı.
Martin, "politik bir dindar grup" olan Gülen hareketinin ABD'deki varlığını sürdürmeye devam etmesinin, ABD için ciddi bir tehdit olduğuna işaret ederek, "Gülen hareketi; politikacılar, yerel grup ve makamlar üzerinde çok etkili. Gelecekte ABD'de hükümetinde görev alacak Gülen okulları mezunlarının alacağı kararların bu grubun etkisinde kalacağını düşünüyorum" değerlendirmesini yaptı.
Martin, "Türkiye'de hayata geçirilmeye çalışılan planların ABD için de geçerli olabileceğine inanıyorum. Ayrıca bu grubun toplamış oldukları bağış ve yardımları ne şekilde kullandıkları da tam olarak bilinmiyor, bu da endişelenilmesi gereken başka bir konu." dedi.
Chicago Başkonsolosu Acar da "Biz FETÖ'nün neler yapabileceğini maalesef 15 Temmuz'da çok acı şekilde gördük. Bu örgütün faaliyet gösterdikleri ülkelerde de yapabileceklerini dostlarımıza dilimiz döndüğünce anlatıyoruz." diye konuştu.
- Amerikalılar, Amerikalılara FETÖ'yü anlattı
"Terörist" kelimesine dendiğinde zihinlerinde "eli silahlı" kişi ya da kişileri canlandıran ortalama Amerikalılara FETÖ'yü daha iyi anlatabilmek için yoğun çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Acar, "Bugünkü etkinliğimiz de bu çalışmalarımızın bir parçasıydı. Konuşmacı olarak ağırladığımız Amerikalı misafirlerimiz; ABD'deki topluluk temsilcilerine ve ilgililere, FETÖ'yü ve bu yapılanmaya bağlı sözleşmeli okulların karıştığı yolsuzluk olaylarını anlattı. Bugün ayrıca, FETÖ bağlantılı sözleşmeli okulların; vergi yolsuzlukları, anlaşmalı oldukları gruplarla yapılan sözleşmelerle ilgili iddialar ortaya konuldu." diye konuştu.
Ortaya atılan iddiaların çok ciddi şeyler olduklarının altını çizen Acar, "Bu tür iddiaların araştırılmasının, vergi konusunda çok hassas olan Amerikan vatandaşları ve hükümetinin yararına olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda gereken araştırmaların yapılacağına inanmak istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Acar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de yaşanmış tecrübelerimize dayanarak, bu okulların çok ciddi birer 'beyin yıkama merkezi' olduklarını söyleyebiliriz. Bu okullar, kendi cemaatlerinin inanç ve çıkarları doğrultusunda insan yetiştirme merkezleri. Amerikan aileleri bu okullara çocuklarını gönderirken çok dikkat etmek durumundalar.
Bu grubun amacı Amerikalı çocukları eğitmek değil, kendi cemaatlerine menfaat sağlamak. Bu ülkeden elde ettikleri gelirle, bu ülkeden elde ettikleri tanınmayla, siyasi destekle Türkiye'deki ve dünyanın başka yerlerindeki faaliyetlerini devam ettirmek.
Bilgilendirme çalışmalarımızın yanı sıra yasal çerçevede de bu yapıya bulaşmış, haklarında yargı süreci devam eden ve iade talepleri bulunan kişilerin de Türkiye'ye iade edilmesini bekliyoruz. Bunun da yerine getirileceğine ben şahsen inanıyorum."
Acar, FETÖ konusundaki mücadelenin kararlılıkla devam edeceğini sözlerine ekledi.
Programın sonunda davetlilere 15 Temmuz darbe girişimini anlatan kitap ve Öldüren Eğitim belgeselinin DVD'leri hediye edildi.
