Geçtiğimiz gün yapılan CHP kongresi dilinden "Diktatör bozuntusu" söylemini düşürmeyen Kılıçdaroğlu'nun nasıl diktatöryal bir zihniyete sahip olduğunun ıspatı olmuştur.
Ak Parti'yi demokrat olmamakla suçlayanlar, ülkede diktatör var diyenler delegeden baskıyla zorla imza toplamış hatta rakip adayın imza topladığı delegelerden de mükerrer imza toplama yoluna gitmiştir.
CHP İÇİNDE KORKU İMPARATORLUĞU KURMUŞ
Sonra ne mi olmuştur; Kılıçdaroğlu'na adaylık için imza veren 1085 delegeden ancak 790'ı kendisine oy vermiştir. Yani ana teması "cesaret" olarak duyurulan kongrede 295 delege korkutulmuştur.
Demek ki konuşunca demokrasi havarisi kesilen Kılıçdaroğlu CHP içinde bir korku imparatorluğu kurmuştur.
Gerçi Abbas yolcudur. Kılıçdaroğlu'na yol görünmüştür… Çünkü aziz milletimizden sonra CHP delegeleri de Kılıçdaroğlu'na sandık tokadını atmıştır. Bakın bu kongrede Kılıçdaroğlu'nun aldığı 790 oya karşın Muharrem İnce 447 oy almıştır. Yani 172 delege oyunu değiştirirse Kılıçdaroğlu kaybedecektir. İstanbul'un delege sayısı ise 176'dır. Şimdi anladınız mı Kılıçdaroğlu'nun neden bu tartışmalı İstanbul il başkanına sahip çıktığını? Kılıçdaroğlu'nun sadece ve sadece 172 delege o koltukta tutmuştur. Tabi CHP'de şu aday da, bu aday da seçilse değişen bir şey olmaz. Millete tepeden bakan, milleti hor gören bu zihniyet devam ettikçe CHP iktidar yüzü göremez hatta ana muhalefet vasfını bile yitirebilir.
BEN ADAY OLACAĞIM İDDİALIYIM DİYEMEDİ
Bir konuya daha dikkatinizi çekmek istiyorum. CHP kongresinde Kılıçdaroğlu o kadar büyük sözler söyledi, bu kadar iddialı konuştu ama şu Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda bir şey diyemedi. "ben aday olacağım iddialıyım" diyemedi.
Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi aynı ikiyüzlülüğü Afrin operasyonunda da göstermiştir.
"dünyanın en doğru işini yapsanız da karşı çıkarız" diyenlerin tam da böyle milli bir meselede destek açıklaması yapmalarını olumlu karşılamışken, daha sonra yaptıkları açıklamalardan bunun ucuz bir siyasi taktik olduğunu görmüş olduk.
AFRİN OPERASYONUNU İÇLERİNE SİNDİREMEDİLER
Bir yandan kamuoyu baskısından çekinerek Afrin operasyonuna destek açıklaması yaptılar öte yandan ÖSO eleştirisi üzerinden operasyonu itibarsızlaştırmaya çalıştılar. Ama'lı, fakat'lı cümleler kurarak Afrin operasyonunu içlerine sindiremediklerini belli etmeye başladılar.
Bazı CHP sözcüleri "Afrin operasyonunu destekliyoruz" diyorken eş zamanlı olarak bazı CHP milletvekilleri "PYD terör örgütü değil" minvalinde açıklamalar yapıyor hatta "barış" söylemi üzerinden operasyona karşı çıktıklarını ima ediyor.
Hatta CHP Kilis İl Başkanı CHP'nin gerçek niyetini New York Times gazetesi muhabirine söylüyor: "biz savaşa karşı bir partiyiz, şuan milliyetçi gurur çok yüksek ve buna karşı gelmek halktan büyük tepki görür"
BARIŞ YENİ Mİ AKLINIZA GELDİ?
Bazı CHP milletvekillerine bakıyoruz Afrin operasyonuyla eş zamanlı olarak "barış" twitleri atmaya başlıyorlar. Barış yeni mi aklınıza geldi? Terör örgütü PYD-PKK vatan evlatlarını şehit ederken niye barış söylemini dile getirmiyordunuz?
Keza bu bir savaş değil terörle mücadeledir. Aslında bir nevi barış ve huzur operasyonudur.
HDP'li çevrelerin peşine takılan bazı CHP'liler üstü örtülü bir şekilde PYD'ye destek vererek "barış" kelimesini de kirletiyorlar.
Ak Parti'yi barışa karşıymış gibi göstermek kara bir propagandadır. Ak parti barıştan yanadır ama bu teröristlerin de kökünü kazıyacaktır.
Bizim camimize, evimize, işyerimize roket atacaksın sivilimizi askerimizi şehit edeceksin sonra da içerideki işbirlikçilerinle çıkıp barış yaygaraları kopartacaksın. Bu sinsi oyunu milletimiz yutmaz.