Yarın kurban bayramı. İslam dünyası Ramazan bayramında olduğu gibi Kurban bayramına da buruk giriyor. Arakan'dan Filistin'e kadar islam coğrafyasında mazlum ve yalnız bırakılmış müslüman topluluklar bazı yardım kuruluşları tarafından hatırlanıyor. Bu kuruluşların başında ise hiç şüphesiz Kızılay geliyor. Son yıllarda büyük bir sıçrama gerçekleştiren ve eski hantal yapısından tamamen kurtulan Kızılay'ın Genel Başkanı Kerem Kınık ile kurban bayramına kısa bir süre kala biraraya geldik. Kızılay'ın yardımlarını ve unutulan müslüman toplulukların Türkiye'ye bakışını konuştuk.
KIZILAY'DA BÜYÜK DEĞİŞİM YAŞANDI
-Kerem bey, son görüşmemizin üzerinden yaklaşık 2,5 yıl geçti. Bu süreçte Kızılay'da neler yaşandı?
2015 yılında olağanüstü kongre ile başkan vekili olarak girdiğimiz bu süreçte, 2016 yılında olağan kongrede delegenin oylarına mazhar olduk ve bu süreci 2016'dan bu yana sürdürüyoruz. Aslında en temel vazifemiz Kızılay'ın değişen dünyada ve bu değişen dünyada Türkiye'nin değişen pozisyonunda Kızılay'ın yeniden konumlandırılmasıydı.
Bu süreçten sonra kurumun bütün iş ve işlemlerinin elektronik ortama taşınması konusunda proje başlattık. Bu projeyi de Ocak 2019'da devreye alıyoruz. Türkiye'nin en büyük IRP yani kurumsal kaynak planlama ve kurumsal otomasyon projelerinden bir tanesi olacak. Kızılay'ın bağış, operasyon, insan kaynakları, finans, satın alma, afet yönetimi, kan operasyonu gibi pek çok geniş boyutunu içeren bir otomasyon projesine dönüştü. Bizim Kızılay olarak bütün bu süreçleri nasıl yöneteceğimizle ilgili yeni bir organizasyon yapısı şekillendirildi. Bu şekillenmeye bağlı olarak yeni atamalar yapıldı. Kızılay'a daha fazla yetkinliği yüksek, tecrübesi yüksek çalışma arkadaşları kazandırıldı. Bununla beraber gönüllülük çalışması konusunda bize destek verecek olan şubelerimiz ve gençlik teşkilatımız yeniden yapılandırıldı ve modellendirildi. Şu an 2 buçuk yıl bir taraftan rekorlar kırarak büyüyen bütçe, program ve operasyonlarımızdan, bir taraftan da organizasyon yapımızın yeniden şekillendiği bir süreç olarak geçti.
BU BAYRAM 40 ÜLKEDE ORGANİZASYON YAPIYORUZ
-Kızılay kurban bayramına hazır mı?
Bu kurban bayramında Kızılay'ımızın vekaletle kurban kesim organizasyonu yapılıyor. Bu anlamda da Kızılay'ımızın her sene hisse sayılarımızı hem ulaştığımız insan sayısın hem ülke sayısını artırarak Anadolu'nun ülkemizin merhamet eline diğer coğrafyalara ulaştırmaya gayret ediyoruz. Kızılay olarak bu sene 40 ülkede ve ülkemizde kurban organizasyonu gerçekleştiriyoruz ve bu organizasyon neticesinde kurban paylarımızı ihtiyaç sahiplerine ulaştıracağız. Yurt dışında kestiğimiz kurbanları et olarak, yurt içinde de kavurma konservesine dönüştürerek 1,5 yıllık raf ömrüyle ihtiyaç sahiplerine ulaştıracağız. Latin Amerika'dan, Uzak Asya Moğolistan'a kadar, Kırgızistan'dan Balkanlara, Sahra Altı Afrika'dan Kenya'ya Somali'ye kadar çok geniş bir coğrafyada organizasyonumuzu gerçekleştireceğiz. Hedefimiz yaklaşık 3.5 milyon insana Kızılay kurban paylarını ulaştırmak.
GÖNÜLLÜLERİMİZ KENDİNİ FEDA ETMİŞ İNSANLARDIR
-Bu kadar yoğun bir çalışma temposunu başta sizin aileniz olmak üzere Kızılay gönüllülerinin ailesi nasıl karşılıyor?
İnsani yardımcıların gerçekten Ramazan olsun Kurban olsun bu süreçleri ve bayram dönemleri seferberlik dönemleridir. Türkiye'deki insani yardım çalışanı arkadaşlarımız bayramlarda evlerinde oturamazlar. Bu operasyonları yönetmek için sahada olmak durumundadırlar. Bu anlamda ailelerin bu fedakarlığı da takdire şayandır. Ben her zaman söylerim; insani yardım çalışanlarının çocukları yetimdir, eşleri duldur. Çünkü onları bir şekilde feda etmişlerdir. Bu şekilde çalışan tüm insani yardım çalışanlarını tebrik ediyorum, ailelerini de anlayışlarından ve fedakarlıklarından dolayı, uzanacakları ecirlerinden dolayı tebrik ediyorum.
KIZILAY BÜTÜN DÜNYADA ÖRNEK ALINIYOR
-Geçtiğimiz yıl Kızılhaç Avrupa Başkanı oldunuz. Türkiye bu yardımlaşma konusunda dünya sıralamasında nerelerde?
Antalyada gerçekleştirilen Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonunun seçimlerinde Alman rakibimizle Avrupa ve orta asya Kızılhaç ve Kızılay federasyonu bölge başkanlığı için yarışmıştık. Açık ara farkla bu yarışı önde bitirmiştik. O günden bu yana çok önemli bir Avrupa konferansı gerçekleştirdik riyasetimizde Kazakistanda 53 ülkenin katıldığı bir geniş katılımlı konferans oldu. Türkiye'nin insani yardım konusundaki, afetlere müdahale ve toplum sağlığı noktasındaki modelleri diğer ulusal dernekler tarafından da örnek alınıyor. Bizler de bunların yaygınlaşması noktasında arkadaşlarımızı dünyanın farklı farklı bölgelerine gönderiyoruz. Karşılıklı işbirlikleri yapıyoruz. Türkiye insani yardımda geçen sene ikinci olduğu listede bu sene şampiyon. ABD'nin de önüne geçerek en dünyanın en fazla insani yardım yapan ülkesi oldu. Bunun sürdürülebilmesi için de yapılarımızın güçlendirilmesi, ve finansal sürdürülebilirliklerinin sağlanması, stratejik, operasyonel risklerinin azaltılması noktasında da kurumsallaşma faaliyetlerimiz devam ediyor.
TÜRKİYE'DE 31 AFET RİSKİ VAR
-Son dönemde olası bir Marmara depremi yeniden Türkiye gündeminde. Kızılay olarak Allah korusun öyle bir senaryoya hazır mıyız?
Türkiye'de karşı karşıya bulunduğumuz 31 farklı afet riski var. Sismik risk yani deprem bunlardan sadece bir tanesi. Bugün özellikle çarpık yapılaşma, yapı stoklarımızın maalesef kötülüğü deprem tehlikesinin yüksek olması ve Türkiye'nin özellikle de Marmara bölgesinin nüfus yoğunluğu nedeniyle sismik riskler çok yüksek. Bu anlamda hazırlıklarımızı her geçen gün artırıyoruz ama bu gün kurumlarımız, toplumumuz afetlere karşı hazır olma, dayanıklı ve dirençli olmak, afet risklerini önceden azaltma, müdahale kapasitesi noktasında önceden tedbirler alma noktasında gereken seviyede miyiz? Gereken seviyede değiliz. Bu anlamda özellikle toplum temelli afet yönetimi modeline geçmek zorundayız. Bu çerçevede Milli Eğitim Bakanlığımız ile Kızılay işbirliği halinde. Güvenli Yaşam Eğitim Seferberliği başlatıyoruz. Türkiye Afet Müdahale Planlaması çerçevesinde de görevlerimizi yerine getirmek için kapasitelerimizi hazırladık. 2018 hedefimiz, üzerimize düşen sorumluluk olarak 500 insana beslenme ve barınma kapasitesi oluşturmak için çalışıyoruz. Sadece Türkiye için değil dünyanın farklı farklı coğrafyalarında olan afetlere yönelik müdahalelerimiz için de uluslararası müdahale kapasitelerimizi genişletiyoruz.
YILLIK 3 MİLYON KAN BAĞIŞINA İHTİYACIMIZ VAR
-Kan bağışı konusunda Kızılay araçlarının daha sık rastlıyoruz. Bağış konusunda halkın ilgisini yeterli buluyor musunuz?
Kan bağışı konusunda Kızılay'ımız bir milli ödev olarak Türkiye'deki güvenli kan temininden sorumlu bir kurumdur. Yıllık yaklaşık 3 milyon kan bağışı ihtiyacımız var. Toplumumuz da kan bağışı konusu her geçen gün bir bilinç olarak oturuyor ve yaygınlaşıyor. Yüzde 30'lardan yüzde 40'ın üzerine çıktı düzenli kan bağışçısı oranımız. Yani birden fazla Kızılay'a düzenli kan bağışçısı vermiş kişilerin oranı bu. Toplumda bu anlamda bir bilinç artışı var. Özellikle gençlerde ve kadınlarda bu kan bağışı konusunda sosyal sorumluluğun geliştirilmesine yönelik yoğun iletişim çalışmalarımız ve kampanyalarımız devam ediyor. Her gün 300 noktada yaklaşık 10 bin ünite kanı toplayıp, Türkiye'nin 1300 hastanesine günlük bir operasyonla teslim ediyoruz.
2 MİLYON GÖNÜLLÜ HEDEFLİYORUZ
-Gönüllüleri nasıl belirliyorsunuz? İsteyen herkes Kızılay gönüllüsü olabiliyor mu?
Gönüllülüğün kurumsallaştırılması noktasında öncelikle bir departman kurduk. Bu departman aracılığıyla gönüllülerimizle ilişkilerin bir direktörlük olarak yürütülmesi, Kızılay'cılık faaliyetlerine başlamadan ve katkı vermeden önce almaları gereken eğitimlerin verilmesi, bu anlamda profesyonel gönüllüler olarak destek vermeleri için çalışıyoruz. Tabii ki her katkı vermek isteyen insan Kızılay'a gönüllülük başvurusunda bulunabilir. Hedefimiz 2 milyon Kızılay gönüllüsü. Buna ulaşmak için çalışıyoruz.
KIZILAY 150 YILLIK MERHAMET ÇINARI
-Türkiye birçok alanda büyük sıçrama gerçekleştirdi. Kızılay'ın eski Türkiye'nin alışkanlıklarından miras kalan hantal görüntüsünden tamamen kurtulduğuna inanıyor musunuz?
Kızılay'ımızın bu yıl 150. Kuruluş yıldönümü. 1 buçuk asırlık dev bir merhamet çınarı. İyiliğin amiral gemisi Kızılay. Kurumların ve devletlerin inişleri çıkışları, güçlü ve zayıf dönemleri olabilir. Bu anlamda toplumumuzda, devletimiz, milletimiz, sivil alanlarımız da bu süreçlerden ari değil. Bu süreçlerle yüzleşiyor zaman zaman. Biz bugünkü misyonumuzla, vizyonumuzla, stratejik planlamamızla Kızılay'ımızın yürümesi gereken 2023 hedeflerine sağlam bir planla ve azimle yürüdüğünü söyleyebiliriz. Bugün itibariyle almamız gereken çok yol var, kat etmemiz gereken çok mesafe var. çok daha fazla alanda çok daha yenilikçi araçlarla etkili, verimli ve katılımcı bir Kızılay ile yakında inşallah hem ülkemiz hem dünyamız tanışmış olacak.
İSLAM DÜNYASINDAN TÜRKİYE'YE BÜYÜK DESTEK
-Son dönemde Trump yönetiminin Türkiye'ye yönelik bir dizi ekonomik yaptırımı ile karşı karşıyayız. Siz göreviniz gereği islam coğrafyasını yakından takip ediyorsunuz. ABD'nin Türkiye'ye yönelik bu tavrı islam dünyasında nasıl bir karşılık buldu?
Trump yönetimimin Türkiye'ye karşı başlatmış olduğu hasmane tutum ve bunun da stratejik ortak olmasına rağmen yapay bir kur saldırısı ile bir kur savaşına dönüştürülmesi, bizim ilişkide bulunduğumuz tüm gönül coğrafyamızda olumsuz bir şekilde karşılandı. Türkiye'nin yanında tavır takınarak tepkiler verildi. Bu anlamda pek çok farklı mesaj alıyorum Avrupa'dan, İngiltere'den, Pakistan'dan, Somali'den, Arap arkadaşlarımızdan… Tamamı bu çerçevede faaliyette olduklarını söylüyorlar. Kimileri paralarını bozduruyor, kimileri bu olumsuz durumu dünyaya anlatarak Türkiye'nin yanında bir duruş sergiliyorlar.
TÜRKİYE'DEKİ MUHACİR İŞADAMLARINI BİRARAYA GETİRDİK
-Sanırım siz de geçtiğimiz Cuma günü Türkiye'deki müslüman işadamlarını biraraya getirdiniz.
Evet bu anlamda Türkiye'de bulunan Muhacir işadamlarını topladık, kanaatlerini aldık. Bu kanaatleri çerçevesinde de bir platform oluşturularak, Türkiye'deki yabancı iş adamları adında bir platform oluşturarak, Türkiye'de üretilen mal ve hizmetlerin yurt dışına satılması noktasında bu arkadaşlarımız ki aralarında Yemenli, Suriyeli, Iraklı, Afganistanlı, Pakistanlı, Lübnanlı, Ürdünlü, Somalile pekçok iş adamı var. Bununla birlikte Türkiye'de üretilen mal ve hizmetlerin dünyaya ihracı noktasında bir seferberlik başlattı arkadaşlar. Bizler de onları biraraya getirerek bu oluşumu destekliyoruz. Onun dışında dünyadaki kendi sosyal ağlarından iş insanlarını Türkiye'ye yatırıma teşvik edecek yeni bir seferberlik daha başlatıyorlar. Bununla beraber Türkiye'nin ürünlerinin yurt dışına ihracını artırmak adına da gönüllü ticaret elçileri olarak tüm dünyayı gezeceklerini ifade ettiler. Bu anlamda da Türkiye'nin yapmış olduğu insani yardımların, insani duruşun bugün ne kadar anlamlı olduğunu, tanıdığımız tanımadığımız nice coğrafyadan nice insanın Türkiye'nin dostu olarak onun iyiliğini ve geleceğini düşünen insanlar olarak birşeyler yapmaya çalıştığını görerek mutlu oluyoruz, gururlanıyoruz.
İSA TATLICAN / SABAH GAZETESİ