İŞTE MAHMUT ÖVÜR'ÜN YAZISINDAN BAŞLIKLAR
Bütün bunlar, Türkiye'ye ve Başkan Erdoğan'a yönelik yürütülen derin algı operasyonlarına karşı daha aktif bir pozisyon alındığını gösteriyor.
Bunda da başkanlık sistemine geçişle birlikte Cumhurbaşkanlığı bünyesinde kurulan ve başkanlığını Fahrettin Altun'un yaptığı iletişim başkanlığının katkısı büyük.
Kısaca Türkiye'nin, başkanlık sistemine geçmesiyle daha verimli bir halkla ilişkiler, kamu diplomasisi ve lobicilik yönetimi uyguladığını görüyoruz. Artık eskisi gibi başkalarına havale edilen bir lobicilik faaliyeti yürütülmüyor.
Ancak hâlâ sıkıntılar bitmiş değil. Dünya kamuoyu algısını oluşturan en belirleyici şehirlerin başında Washington geliyor. Orada hâlâ ciddi problemler var.
Bir iletişimcinin söylediği gibi "Washington Türkiye düşmanının çok, dostunun az olduğu bir şehir." İsrail lobisi, Ermeni diyasporası, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve elbette FETÖ, yıllardır Türkiye'ye karşı rezil bir karalama kampanyası yürütüyor.
Bu kampanyaya karşı, Türkiye'nin ABD'de son derece haklı tezlerini etkin şekilde anlatması lazım. Kamu kurumları ciddi çaba harcıyor ama artık başkalarının da elini taşın altına koyması gerekiyor. Özellikle de iş dünyasının. Algı yönetimi sadece kriz zamanlarında değil, bize sürekli lazım.
Büyük şirketlerimiz imkânlarını Dışişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile koordine ederek ülkemiz lehine devreye sokmalı.
Sonsöz: Önümüzde yaşanan krizi hafifletecek önemli fırsatlar var ve bu değerlendirilmeli.
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ