"MUHAFAZAKAR CAMİADA KENDİNİ YERDEN YERE VURMA HALLERİ"
Bu kalıplar zamanla insanların kafasında kategoriler haline dönüşür ve sonuç olarak ortaya arabesk bir kültür çıkar. Başarılarla değil de muhayyel bir ahlakçılıktan beslenen ezberlerherkesin kafasında tartışılmaz doğrular halini alıyor. Buna göre, kazanmak değil kaybetmek tavsiye edilir. Çünkü bu sinikler hiçbir iş yapmadıkları ve hiçbir doyurucu bilgi üretmedikleri halde kenardan siyasetçilere sataşmayı tek erdem olarak görür.
Gerçekle hiçbir ilgisi olmayan bir asrı saadet ideali çizilir ve bugün yaşayan tüm faniler o ideale uymamakla itham edilir. Ancak Peygamberin devlet kurucu bir irade olduğu göz ardı edilerek İslam Peygamberi, Katolikliğin İsa'sına dönüştürülür. Anadolu'nun kapılarını Müslümanlara açan Alpaslan, yüzyıllarca yönettiği Avrupa coğrafyasını siyasetsizlik nedeniyle terk etmek zorunda kalan Endülüs Müslümanlarının gölgesinde kalır.
Yenilmişlik ve ezilmişlik hırs ve mücadele azmine değil ötekine duyulan hayranlık veezikliğe dönüşür. Sonra da soruyor "biz ne ara böyle olduk" diye. Siz hep böyleydiniz. Yenilmiş ve ezik. Gençlere de bunun dışında bir şey vermiyorsunuz. Kendi başarısızlığınızı gençlerin omuzlarına yüklüyorsunuz. Siyaseti itham ederek bilgi ve dil üretememenin suçunu da siyasete bağlıyorsunuz.
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ!