RAPORU İNCELEMEK İÇİN TIKLAYIN
SETA'nın "Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları" başlıklı raporuna yönelik yabancı yayın kuruluşlarından ve ayrıca Türkiye'de yer alan, Cumhuriyet, Birgün gibi sol merkezli gazetelerin de tepkisini çekti. Bu tepkileri sabah.com.tr için değerlendirdi. Sabah.com.tr'ye çarpıcı açıklamalarda bulunan Çağlar, "Yabancı yayın kuruluşlarının objektif ve çok sesli olduklarına yönelik iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirtti.
CUMHURİYET VE BİRGÜN'ÜN FİŞLEME YALANI
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) yabancı medya kuruluşlarının, kuruluşundan bugüne değin Türkiye'deki kritik olaylara ilişkin tavrını analiz eden bir rapor yayımladı. Çalışan profillerinin de incelendiği raporda çalışanların geçmişte hangi mecralarda görev yaptığı ağ analizleriyle ortaya konuldu. Raporda yabancı kuruluşların Türkiye'de birçok internet sitesi ve YouTube kanalı açmasına dikkat çekilirken, uluslararası medya kuruluşlarının Türkiye uzantılarını muhalif medyanın en önemli gücü haline getirdiği göze çarpıyor. Hazırlanan rapor yabancı medya kuruluşlarının terörle mücadele, 15 Temmuz hain darbe girişimi, Türkiye'nin Suriye politikası ve mega projelere verilen tepkiler ile neye hizmet ettiklerini gözler önüne serdi.
SETA'dan çarpıcı uluslararası medya raporu!
GAZETECİLER FİŞLENİYOR YALANI
Tamamen açık kaynaklardaki bilgilerden yola çıkılarak hazırlanan bu rapor Türkiye'deki bazı odakları oldukça rahatsız etti. Medyadaki bazı isimler için "Yandaş" başlıkları atarak bu gazetecileri hedef Cumhuriyet ve Birgün gibi gazeteler "Gazeteciler fişleniyor" yalanına sarıldı. SETA tarafından hazırlanan bu rapor sonrası foyalarının meydana çıkmasının verdiği korkuyla bu başlıkları atan gazetelerin geçtiğimiz yıllarda şema hazırlayarak bazı isimleri açıkça hedef gösterdiği ortaya çıktı.
SETA'DAN AÇIKLAMA
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), "Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları" başlıklı rapora ilişkin, "Raporda uluslararası medya kuruluşlarının kritik olayları haberleştirirken ürettikleri siyasi pozisyonlar incelendi. İlave olarak bu kuruluşlarda çalışan gazetecilerin sosyal ağ analizi yapıldı." açıklamasını yaptı.
SETA açıklamasında, uluslararası medya kuruluşlarının Türkiye'deki faaliyetlerinin uzun süredir kamuoyunda tartışıldığı, tartışmaların odak noktasının bu kuruluşların tek sesli bir yayın çizgisine sahip oldukları ileri sürüldü:
Açıklamada, "Buna karşın uluslararası medya kuruluşları ise çok sesli ve objektif bir yayıncılık yaptıklarını öne sürüyordu. SETA olarak retorik düzeyde ilerleyen bu tartışmaya somut bir katkıda bulunmak istedik. 'Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları' başlıklı rapor bu çabanın bir ürünü. Bu raporda uluslararası medya kuruluşlarının kritik olayları haberleştirirken ürettikleri siyasi pozisyonlar incelendi. İlave olarak bu kuruluşlarda çalışan gazetecilerin sosyal ağ analizi yapıldı." denildi.
Açıklamada çalışmanın tamamen açık kaynaklarda yer alan verilerle yapıldığı aktarılarak, şu ifadelere yer verildi:
"Herkesin ulaşabileceği haberler ve sosyal medya paylaşımlarını içermektedir. Özellikle muhalif gazetecilere odaklanan bir çalışma değildir. Gazetecilerin siyasi pozisyonu olması da bunların tespiti de meşrudur. Bu kuruluşların bazılarının Türkiye ofisinde çalışanlarının belirgin siyasi pozisyonlarının olması çalışmamızın değil adı geçen kuruluşların tercihidir. Rapora yapılan fişleme ve andıç ithamlarının gerçeklikle ilgisi bulunmamaktadır. Tamamen açık kaynaklara dayanılarak yapılan, adı geçen gazetecilerin gazetecilik faaliyetleri dışındaki hiçbir bilgiyi içermeyen bu çalışmayı fişleme olarak itham etmek iyi niyet sınırlarının ötesindedir. Keza şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılan ve sosyal medya ağ analizini içeren bilimsel bir çalışmayı andıç olarak nitelemek de maksatlı bir suçlamadır."
Açıklamada, dünyadaki farklı düşünce kuruluşlarının metot ve/veya içerik olarak benzer çalışmalara imza attıkları belirtilerek, RAND'ın "Russia's Use of Media and Information Operations in Turkey", Center for American Progress'in "The Roots of the Islamaphobia Network in America" ve Media Pluralism Monitor'un her yıl periyodik olarak yayınladığı raporlara dikkat çekildi.
SETA'nın bundan sonra da iyi niyetli ve yapıcı eleştirileri dikkate alarak Türkiye'nin gündemindeki meseleleri soğukkanlı ve somut verilere dayanarak çalışacağı ifade edilen açıklamada, ulaşılan sonuçların kamuoyuyla paylaşılmaya devam edileceği vurgulandı.
TEK YANLI BİR YAYINCILIK
SETA, BBC Türkçe, Deutsche Welle Türkçe, Amerika'nın Sesi, Sputnik Türkiye, Euronews Türkiye, CRI Türk (Çin Uluslaraarası Radyosu-Türkiye), Independent Türkçe basın kuruluşlarının Türkiye'deki kritik olaylardaki tavrını araştırdı. Ayrıca çalışan profili incelenerek uluslararası medya kuruluşların çalışanlarının geçmişte hangi mecralarda görev yaptığı, çeşitli analizleriyle ortaya konuldu. Araştırmada bu medya organlarının yayın ilkeleriyle çelişecek şekilde tek sesli bir yayın diline sahip oldukları ortaya çıktı.
RAPOR ŞEFFAF VE GAZETECİLİK İLKELERİNE UYGUN
İsmail Çağlar, sabah.com.tr'ye yaptığı açıklamada; Yabancı yayın kuruluşlarının objektif ve çok sesli olduklarına yönelik iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirtti. Çağlar "Bunlar objektif ve çok sesli değil .Biz de bunu raporda yansıttık. Deyim yerindeyse yaptıkları yanlış yayınları ortaya koyduk. Bu rapor tamamen şeffaf ve gazetecilik ilkelerine uygun olarak yapılmıştır.
FİŞLEME İDDİALARI DOĞRU DEĞİL
Bu rapor tamamen şeffaf ve yaptıkları açık kaynaklara dayanmaktadır. Fişleme kesinlikle yok.Yabancı medya kuruluşlarını üzerimize geldiği gibi bir yandan Cumhuriyet, Birgün, Evrensel gibi gazetelerin çalışanlarına baktığımızda bunların da tepki verdiği görülmekte.
DÜNYA GÖRÜŞLERİ ÖNEMLİ DEĞİL
Bu gazetelerin sol görüşe sahip olması bizim raporumuz için önem teşkil etmemekte, Biz BBC Türkçe gibi yabancı yayın organlarının çok sesli olduğunu iddia ettiği halde daha çok tek sesli yayın yapması eleştirdik.
OBJEKTİF OLMADIKLARINI YANSITTIK
SETA'nın raporunu fişleme belgeleri olarak değerlendiren gazetelerin iddialarına yönelik İsmail Çağlar; Fişleme iddiaları kesinlikle yanlış! Bunlar objektif ve çok sesli değil. Biz de bunu raporda yansıttık. Deyim yerindeyse yaptıkları yanlış yayınları ortaya koyduk. Bu rapor tamamen şeffaf." açıklamalarında bulundu.
Ayrıca Çağlar yaptığı açıklamada; fişleme değil tamamen gazetecilik bilgilerine dayalı bir rapor hazırlanmıştır. Suç duyurusunda bulunacakları iddia edilmekte, edebilirler." dedi.
YANDAŞ DİYE HEDEF GÖSTERİLEN İSİMLERDEN TEPKİ
Daha önce Cumhuriyet ve Birgün gibi gazeteler tarafından sayısız kez hedef gösterilen Hilal Kaplan, Melih Altınok ve Hasan Basri Yalçın gibi isimler, yaratılmak istenen "Gazeteciler fişleniyor" algısına çok sert tepki gösterdi. Tamamen açık kaynaklardan yola çıkılarak hazırlanan raporla ilgili olarak "andıç" nitelendirilmesine karşı çıkan bu isimler muhalif medyanın ikiyüzlülüğüne de dikkat çekti.
HİLAL KAPLAN;
"Sabahtan akşama "yandaş" diyerek bizi aşağıladığını sanan, hakkımızdaki her tür iftirayı paylaşan bir güruh var ki.. Onların 'fişleme" diye ağlaması ise en ironik olanı.
Sizler 'fişleme' nedir; çok daha iyi bilirsiniz..."
MELİH ALTINOK;
Tarihte bugün... O günlerde kimse, hiç bir basın kuruluşu bu manşetlere fişleme, hedef gösterme dememişti. İkiyüzlülük, çığırtkanlık bunlarda huydur.
HASAN BASRİ YALÇIN;
Açık kaynaklara dayalı bir raporu andıç falan gibi nitelemeye kimsenin hakkı yok. Türkiyedeki medya sektörünün neden son zamanlarda şiştiği ve bunun yapısı gayet meşru bir sorudur.