Başkan Erdoğan, Güneydoğu Avrupa İşbirliği Zirvesi'nin ardından Bosna Hersek'ten dönüşte uçakta gazetecilerin sorularına yanıt verdi. Kemal Kılıçdaroğlu'nun parlamenter sistem açıklamalarından, revizyon iddialarına; S-400'lerden Merkez Bankası hamlesine kadar birçok konuda konuşan Başkan Erdoğan, Ahmet Davutoğlu, Abdullah Gül ve Ali Babacan hakkında da son dakika açıklamalarında bulundu. Ali Babacan'ın istifasından önce kendisinden randevu talep ettiğini ve bunu kabul ederek onunla görüştüğünü ifade eden Başkan Erdoğan, görüşmede neler konuşulduğunu gazeteciler ile paylaştı. Ali Babacan'a "Bu ümmeti parçalamaya hakkınız yok. Siz bunu yapıyorsunuz. Bunun parçalanmasıyla da bir yere gidemeyeceksiniz" dediğini söyleyen Başkan Erdoğan, yeni parti konusunda da fazla geç kalmaması gerektiğini söylediğini aktardı.
Ahmet Davutoğlu, Abdullah Gül ve Ali Babacan'a kırgınlığı olup olmadığı sorusuna da açıklık getiren Erdoğan, son İstanbul Seçimleri'nde Binali Bey'le ilgili bir tane olumlu ifade kullanmadıklarını hatırlattı.
İşte, Erdoğan'ın açıklamalarının tamamı;
Uçakta bulunan gazeteciler Şebnem Bursalı ve Hasan Basri Yalçın'ın aktardıkları şu şekilde;
- Ali Babacan partinizden istifa etti. Sizinle istifa etmeden önce görüşme yaptı mı? Babacan'ın kuracağı parti sizi nasıl etkiler, etkiler mi?
Benimle randevu talebi neticesinde bir görüşmesi oldu. Bu görüşmesinde de kendisi "Şu seçimden sonra istifamı vereceğim. Çünkü partiye karşı olan aidiyet duygularımı kaybetmeye başladım" dedi... Şimdi Ali Bey de hemen rahatlıkla istifasını vermiştir, hayırlısı olsun. Partimizden bu şekilde ayrılanlar daha önce de olmuştu. Hatta grup kuracak milletvekiliyle ayrılanlar olmuştu. Bu isimler kimlerdi diye sorsam acaba hatırlar mısınız? 17-18 kişi başkalarını da kattılar ve grubu kurdular. Olsa olsa bir Erkan Bey'i hatırlarsınız ama diğerlerini herhalde hatırlamazsınız... Şimdi bu gerçekler ortada. Şunu çok ve açık samimi söylüyorum; bizim partimizin oturmuş, yerleşmiş bir altyapısı var. Ben Ali Bey'in kendisine de söyledim; "Yolunuz yolunuzdur eyvallah ama şunu unutmayın ki bu ümmeti parçalamaya hakkınız yok. Siz bunu yapıyorsunuz. Bunun parçalanmasıyla da bir yere gidemeyeceksiniz" dedim. Şunu da söyledim, "Fazla da geç kalmayın" dedim.
- Neden böyle dediniz?
Bir an önce kursun ki daha seçime dört sene var.
- Babacan'a, Davutoğlu'na, Gül'e kırgınlığınız var mı?
Bu soru sorulur mu Allah aşkına... Bunlara kırgınlık olmayacak da kime olacak?
-Kaç senedir kırgınsınız?
Bu tür yaklaşımların olmasıyla başlayan bir süreç... Ama biz baldıran zehrini içerek hep sabrettik ve aleyhte herhangi bir şey konuşmadık. Cumhurbaşkanlığı seçimleri oldu. Bakın şu son belediye başkanlığı seçiminde İstanbul'da olanlar çıkıp da Binali Bey'le ilgili bir tane olumlu ifade kullanmadılar. Siz nefsinizle bir muhasebe yapın. "Bu kim? Benim arkadaşım. Bununla ilgili bir ufak ifade kullanmayayım mı? Daha önce yine mesela referandumda bakıyorsunuz hayır oyu kullandılar. Ama biz bir şey konuştuk mu? Konuşmadık. Herkesin yaptığı yanına. Başka hiçbir şey yok.