Başkan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Dolmabahçe'deki Cumhurbaşkanlığı Çalışma Ofisi'nde Reuters'a değerlendirmelerde bulundu. ABD ile ilişkiler ve Suriye konularında önemli mesajlar veren Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
(S-400) Biz bölgedeki barış için bu adımı atmak zorundaydık. Zira biliyorsunuz bu taarruz sistemi değil, savunma sistemi. En geç nisan ayına kadar bunlar yerlerine monte edilmiş olacak ve bunlar monte edildiği anda da bizler savunma sistemleri olarak çok daha huzurlu bir hale gelmiş olacağız.
S-400 sisteminin F-35'lerle çatışan ve çakışan bir yanı söz konusu değil. Biz bütün bunların incelemesini yaptık. Sayın Trump bütün bu yapılanları anlayışla karşılarken, yaptırım tehditlerinin gerçeği yansıttığını düşünmek de mümkün değil.
Bana göre ABD gibi bir ülke, müttefiki Türkiye'yi daha fazla incitmek istemeyecektir. Bu rasyonel bir davranış da değildir, sorumlu bir dış politika hiç değildir.
(Trump'la) Zaten yaklaşık bir hafta gibi bir süreç oldu o telefon görüşmemiz. Ben tabii kendisine (Trump) daha önce şu teklifi yaptım, 'Biz her ne kadar 100'lük paket S-400 alıyorsak sizden de belirli bir miktarı Patriot olarak alabiliriz' dedim. 'Bu konuda samimi misiniz?' dedi. 'Evet samimiyiz' dedim. 'Amerika'ya geldiğimde bunu etraflıca görüşürüz' dedim.
Nasıl Patriotlarda önümüz tıkanınca biz S-400 olayına girdiysek, F-35'lerde de önümüzün tıkanması halinde ne yapacağız? Bunun çaresine bakacağız.
Pazartesi günü Ankara'da İdlib zirvesini Çankaya'da yapacağız. Buradaki bütün beklenti anlık ateşkesler değil. Bir buradaki göçü sona erdirmek bu çok önemli. İkincisi ateşkesi burada temin etmek. Üçüncüsü terör örgülerini ciddi manada kontrol altına almak. Ekim başında belki bir dörtlü zirve yapacağız. Rusya, Almanya, Fransa olarak dörtlü bir zirveyi Türkiye'de gerçekleştireceğiz.
Güvenli bölge noktasında Trump'la tekrar konuşacağım. Bu ülkelerin hepsi güvenli bölgeye iyi bakıyorlar. Adım atmaya gelince işi biraz frene basmak suretiyle ağırlaştırıyorlar.
PYD/YPG, bunlar PKK'nın bir koludur. Terör örgütlerinin söyledikleriyle hareket etmek suretiyle bir başka yanlışa düşüyorlar. O da hemen bizim sınırımızda on binlerce TIR Amerika mühimmat getirdi. Biz nasıl bir müttefikiz, NATO'da nasıl beraberiz ki siz buralara on binlerce tır silahı, mühimmatı her şeyi getireceksiniz, kime karşı getiriyorsunuz bunları? Kim var burada? Burada Türkiye var. Burada herhangi bir eyleme girecekseniz karşınızda kim var? Türkiye var. Çünkü bu terör örgütlerinin mücadele verdiği, savaştığı Türkiye'dir.
Dolayısıyla biz anlata anlata artık bıktık. Bunu Trump'a da Putin'e de anlatıyorum. Putin NATO'yla ilişkileri malum. Trump o bizi anlamalı diye düşünüyorum. Mesela ne yaptı bir ara Fırat'ın doğusundan askerini çekme kararını açıkladı. Çekildi mi? Hayır. Niye? Bu da düşündürüyor. Amerika gibi bir devletin başı çekme kararını açıklar da o asker oradan çıkmazsa bu bize güven vermiyor.
Maalesef görüyor ki güvenli bölge arayışları bizim bu beklentilerimizi karşılamıyor. Bu bir oyalama siyasetine dönüşüyor. Bu oyalama siyaseti de bizim sabrımızı bir denememi midir nedir, onu anlamakta zorlanıyoruz. Sabrımız da doğrusu taşıyor. O zaman da biz başımızın çaresine bakmak durumunda kalacağız
TERÖR KORİDORUNA İZİN VERMEYECEĞİZ
Güvenli bölge için) 20 mil talebi Trump'tan geldi. Yani 30 kilometre civarında, Sayın Trump bunu açıkladı. Ne yazık ki Sayın Trump'ın yanındakiler veya altındaki ekip buna uymadı. Barış koridoru esastır, sınırımızda terör koridoruna izin vermeyiz, vermeyeceğiz. Bu konuda gereken adımları atacağız.