Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün AK Parti'nin TBMM Grup Toplantısı'na katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada başta Suriye olmak üzere dış politikaya ilişkin önemli mesajlar verdi:
* Bazıları "Sizin Suriye topraklarında ne işiniz var? Sizi Suriye oraya davet etti mi? Diğerlerini davet etti" diyor. ABD'yi de davet etmedi. Koalisyon güçlerini de davet etmedi. Sadece Rusya'yı davet etti. Bizim elimizde kapı gibi bir Adana Mutabakatı Anlaşması var.
DÜNYA VAHŞETE SEYİRCİ
* Astana'da İdlib, Humus, Hama, Lazkiye, Dera, Doğu Guta çatışmasızlık alanı olarak belirlendi. Rejim mutabakata uymayarak, İdlib dışındaki tüm çatışmasızlık bölgelerini ağır saldırılarla yakarak, yıkarak ve kan dökerek ele geçirdi. Dünya, çocuk, yaşlı, kadın, erkek demeden oluk oluk sivil kanının döküldüğü bu vahşete seyirci kalıyor.
* Önceki gün askerlerimize yapılan saldırı, Türkiye açısından Suriye'de yeni bir dönemin miladıdır. Çünkü askerlerimize karşı taammüden yapılmış bir saldırı. Türk askerinin kanının aktığı bir yerde hiçbir şeyin aynı şekilde devam etmesine izin veremeyiz. Şayet taraflardan biri uymayacaksa ve bunun bir müeyyidesi olmayacaksa bu mutabakatlar niçin yapılıyor? Biz rejimin, Rusya olmadan havada, İran olmadan karada tek çakıl taşını dahi yerinden oynatacak gücünün bulunmadığını bilmiyor muyuz?
* Türkiye'ye karşı aslan kesilen rejimin, Fırat'ın doğusundaki bölücü terör örgütüne karşı en küçük bir kazanım elde edememesinin gerisindeki sebeplerini görmüyor muyuz? Rejim denilen kuklanın küçük bir hizip dışında kendi ülkesinde herhangi bir karşılığı yokken, suni solunumla yaşatıldığının farkında olmadığımız mı düşünülüyor?
İHLALE İZİN VERMEYECEĞİZ
* İdlib'den kontrolümüz altındaki bölgelere ve sınırlarımıza doğru harekete geçen kişi sayısı 1 milyona yaklaştı. Kimsenin böyle bir yükü omuzlarımıza yüklemeye hakkı yok. Bundan sonra mutabakatların ihlali anlamına gelen hiçbir adıma göz yummayacağız. Şu anda 12 gözlem noktamızın ikisi rejim hattının gerisinde kaldı. Şubat içinde rejimin gözlem noktalarının gerisine çekilme işleminin bitirilmesini umut ediyoruz. Rejim geri çekilmezse Türkiye bu işi bizzat yapmak mecburiyetinde kalacaktır. Askerlerimize ve dost unsurlara havadan veya karadan yapılan her saldırı, kaynağın aidiyetine bakılmaksızın ve ikaz yapılmaksızın misliyle cevaplandırılacaktır.
* Madem terör örgütünün saldırıları, bu bölgelerin garantörü konumundaki ülkeler tarafından durdurulamıyor, öyleyse bizim bu işi bizzat kendimizin yaması kaçınılmaz hale gelecektir. Önümüzdeki günlerde bu çerçevede beklediğimiz adımların atılmaması halinde Barış Pınarı bölgesinde başlattığımız harekatı sağ, sol ve alt taraftan sürdürmekte tereddüt etmeyeceğiz.
* (Putin ile yaptığı telefon görüşmesi) Ekiplerimiz, tüm bu konuları enine boyuna görüştükten sonra kendisiyle tekrar bir araya geleceğiz. Ülkemize verilen sözlerin takipçisi olacağız.
* Bay Kemal, "Ne işimiz var orada" diyor. Bay Kemal, Misakı Milli'nin altında kimin imzası var önce onu araştır. Sen hep diyorsun ya 'CHP Atatürk'ün partisidir'. Ama sen kimin partisi olduğunun farkında değilsin. Suriye topraklarında ilanihaye kalmayacağız.
ABD BENİ VE İSTİHBARAT BAŞKANIMI TEHDİT EDİYOR
(Filistin Haritasını göstererek) Vicdani olmayan, insani olmayan bir adım atılıyor. Birleşmiş Milletler'de de bunun tartışmalarını yapacağız. Fakat kendileri zaten birbirlerine düştü. Bakıyorsunuz, Nancy Pelosi'nin elini sıkmıyor. Verilen konuşma metnini Pelosi, yırtıyor. Şu anda maalesef Amerika, gerek şahsıma gerek istihbarat başkanıma yönelik tehditler savuruyor. Daha da ileri Türkiye'deki bazı finans kuruluşlarını da tehdit altına alıyorlar. Gün sessizliğe bürünme değil, Filistin davasına ve Kudüs-ü Şerife sahip çıkma günüdür. Filistinli kardeşlerimizin razı olmadığı bir plana asla destek vermeyeceğiz.
ÇOK CİDDİ BİR EDEPSİZLİK
Başkan Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı'ndan çıkışında, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Avrupa Parlamentosu'nda ırkçı Yunan milletvekili Ioannis Lagos'un Türk bayrağını yırtmasına ilişkin soruya Erdoğan "Bayrağımızın rengi şehidimizin kanıdır. O onun kansızlığını gösteren bir şey. Biz neticeyi, bu tür ahlaksızlıklarla, edepsizliklerle arayanlardan değiliz; bir ülkenin, bayrağını yırtmakta bulmayız. Cevabımızı çok daha faklı veririz. Çok ciddi edepsizlik, ahlaksızlık yapmıştır. Onu Yunanistan adına görmüyorum. Onu sadece şahsına ait bir ahlaksızlık olarak görüyorum" dedi.
PARLAMENTONUN HUKUKUNU KORUMAK İÇİN DAVA AÇIN
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un askere sivil yargılama yolu açan yasa değişikliğine ilişkin o dönemdeki parlamentoda vekilleri FETÖ'cülükle suçlamasına Başkan Erdoğan sert tepki gösterdi. Erdoğan, "Zahirde demokrat gözüken ama aslında faşistin önde gideni olan bu jakoben zihniyetin yeni bir oyunuyla karşı karşıyayız. O dönem CHP, her nasıl olmuşsa bu konuda doğru bir tutum sergilemiştir hatta bu düzenlemeyle ilgili AK Parti grup başkanvekilleriyle görüşmeye gelenlerden biri de Kılıçdaroğlu'dur. Sonuçta Meclis tarihinde ender rastlanan bir uzlaşmayla bu düzenleme komisyondan ve Genel Kurul'dan geçip kanunlaşmıştır. Zaman zaman yanlış değerlendirmeleriyle kamuoyunun önüne çıkan eski bir genelkurmay başkanı, kendisini gayet iyi tanırım, bu düzenlemeyi bahane ederek Meclisimizi toptan itham eden birtakım açıklamalar yapmıştır. Burada parlamentonun hukukunu korumak üzere süratle hepiniz dava açmalısınız. Vesayet döneminin hevesi olan bu yaklaşımların, kendileri de milletvekili sıfatı taşıyanlar tarafından desteklenmesinin ise anlaşılabilir tarafı yoktur. Bu, boru göstermeye benzemez. Bu defa parlamento hukuku boruyla sindirilemez.
