Örgüt 17-25 Aralık'ta başlattığı ihanetlerine, uluslararası arenada Türkiye'yi zor duruma düşürmeye yeltenerek devam ettirdi. Bu sefer Suriye'nin kuzeyindeki Türkmenlere giden insanı yardım malzemelerini taşıyan MİT TIR'ları hedefe konuldu. Başarısız olan 25 Aralık girişiminden bir hafta sonra 1 Ocak'ta Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde, 19 Ocak'ta da Adana'nın Ceyhan ilçesinde, Suriye Türkmenleri'ne yardım taşıyan Milli İstihbarat Teşkilatı'na (MİT) ait TIR'lara operasyon yaptılar. Bu operasyon Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve devletini El Kaide'ye yardım ediyor görünümü ile Uluslararası Ceza Mahkemesine ve Lahey Adalet Divanına taşımayı amaçlayan bir casusluk faaliyetiydi.
CANLI BOMBA GİBİLER
17-25 Aralık darbe girişiminde başarısız olan FETÖ, TIR operasyonlarında uluslararası kamuoyunu manipüle ederek hükümeti çalışamaz hale getirmeyi amaçlamıştı. TIR'lar, bu kez örgütün jandarmadaki görevlileri ve Adana Adliyesi'ndeki özel yetkili savcılar eliyle durdurulmuştu. Devlet kurumlarına sızmış FETÖ elemanlarının, adeta canlı bomba gibi, ne zaman nerede kendilerini patlatacağı belli olmuyordu. Bölgedeki kumpasta yer alan savcılar ve jandarma görevlileri sonraki süreçte tutuklanacak, operasyonun FETÖ ile bağlantıları da tamamen açığa çıkarılacaktı.
TALİMAT ELEBAŞINDAN
MİT TIR'larının durdurulmasından önce Ağustos 2013'te Diyarbakır ardından ise 20- 22 Eylül 2013 tarihleri arasında Nevşehir'in Kozaklı ilçesinde dönemin Adana ve Hatay Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü personelleri ve sorumlu imamlarının da aralarında olduğu 13 isim kumpas toplantısı gerçekleştirdi. Bu toplantıda TIR'ların durdurulması esnasında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'den gelen talimatlar, imamlar vasıtasıyla jandarma personeline bildirildi. Örgüt, 'sakalsız Usame Bin Ladin' olarak tabir edilen FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in talimatı üzerine harekete geçti.
İHBARI MAHREM İMAM YAPTI
1 Ocak'ta gerçekleşen TIR'ların durdurulması için ihbarı yapacak kişi ise 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Ordu'da gaybubet evinde saklandığı sırada yakalanan, Hatay'da jandarmadan sorumlu "mahrem imam" Mustafa İlhan'ın ta kendisiydi. İlhan, ifadesinde ihbarda kullandığı TIR'ların plakasını, MİT TIR'larının durdurulması olayını yöneten Adana bölge imamı 'Halil' kod isimli Hamza Ali Ece'den aldığını itiraf edecekti.
ÖNCE HATAY SONRA ADANA'DA DURDURDULAR
1 Ocak 2014'te dönemin Kırıkhan Cumhuriyet Başsavcısı Yaşar Kavalcıoğlu'nun emriyle Milli İstihbarat Teşkilatının gözetiminde Suriye'ye yardım götüren bir TIR, Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde durduruldu. Olay yerinde dönemin Adana Özel Yetkili Savcısı Özcan Şişman bulunuyordu.
"BURANIN KRALIYIM, SİZLER BENİM KÖLEMSİNİZ"
Başsavcı Yaşar Kavalcıoğlu, eski özel yetkili Adana Cumhuriyet Savcısı Özcan Şişman gelene kadar olay yerinde kaldı. TIR'ların tekrar hareket etmeye başlaması üzerine Kavalcıoğlu, bu duruma sinirlenerek, kendisine karşı koymaya çalışan MİT görevlilerine yönelik "Buranın kralıyım, sizler benim kölemsiniz" diyordu. MİT TIR'larının fotoğraflarını da çeken Kavalcıoğlu, Şişman'ın bölgeye gelmesinin ardından olay yerinden ayrıldı. Eski savcı Şişman da TIR'ın açılmasına ve MİT görevlilerinin kelepçelenmesine ilişkin talimatlar verdi.
KURTOĞLU'NU ENGELLEYİP CELEPOĞLU'NU TERFİ ETTİRDİLER
Hamza Celepoğlu, Albay'lıktan Tuğgeneralliğe terfi ettirilerek, Adana Jandarma Bölge Komutanı olarak Hatay ve Adana illerinden sorumlu pozisyona getirildi. Bu göreve normal şartlar altında Tuğgeneralliğe terfi ettirilmesi beklenen İstanbul İl Jandarma Alay Komutanı Kurmay Albay Hüseyin Kurtoğlu'nun, atanması bekleniyordu ancak, Kurtoğlu'nun, "bir tutuklunun hürriyetini kısıtladığı" bahanesiyle açılan kumpas soruşturması sonrası terfisi engellendi. Yerine ise MİT TIR'larını durduracak olan Hamza Celepoğlu Tuğgeneral yapıldı.
O BÖLGEDEN CELEPOĞLU SORUMLUYDU
MİT TIR'larını durduran jandarma personelinin amiri olan Adana ve Hatay'dan sorumlu eski Tuğgeneral Celepoğlu, hapishanede tutuklu olmasına rağmen 15 Temmuz'da sözde "Yurtta Sulh Konseyi" tarafından "Jandarma Genel Komutanlığı Denetleme Başkanı" olarak görevlendirildi. 2012 yılında Adana'ya atanan Celepoğlu, göreve gelir gelmez Adana bölgesinden sorumlu 'Halil' kod isimli Hamza Ali Ece isimli FETÖ'nün mahrem imamından gizli bir hat temin etti. Celepoğlu, 'Cumali Çelik' adına kayıtlı bu hatla jandarma imamı Ece'ye ait 2 gizli hatla görüştü. Celepoğlu, 1 Ocak 2014'te TIR'ları durdurduktan hemen sonra Hamza Ali Ece ile yaklaşık 2 dakika konuştu.
İKİNCİ İHBARI DA KENDİLERİ YAPTI
Örgütün aynı ay içerisindeki ikinci ihanet girişimi ise 19 Ocak 2014'te yürürlüğe soktu. Bu kez Adana Ceyhan'da yine MİT'e ait üç TIR, dönemin Adana Özel Yetkili Savcısı Aziz Takçı tarafından durduruldu. MİT görevlileri yere yatırılarak, kelepçe takıldı. 19 Ocak'ta durdurulan TIR'ların ihbarını yapan isim de daha sonra ortaya çıkacaktı. Bu isim Ankara İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli Gültekin Menge'den başkası değildi. Menge, Ankara'dan, Adana İl Jandarma Komutanlığı ihbar hattını arayarak patlayıcı yük dolu 3 tane TIR'ın Adana'ya doğru geldiğine ilişkin bir sahte ihbarda bulundu. TIR'lara eşlik eden araçların plakalarını da Adana'daki örgüt üyesi askeri personele bildirdi.
TIR GÖRÜNTÜLERİNİ DÜNDAR'A PASLADILAR
17 Aralık soruşturmasını yürüten dönemin savcısı Celal Kara'yla röportaj yapan eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, bu röportajdan 4 ay sonra FETÖ militanlarınca durdurulan MİT TIR'larına ait görüntüleri gazete manşetine taşıdı. 15 Temmuz darbe girişimi öncesi yurt dışına çıkan Dündar, daha sonra söz konusu bu görüntüleri o dönem CHP'den milletvekili olan Enis Berberoğlu'ndan aldığını duyuracaktı. Dündar, ihanet görüntülerini yayması nedeniyle devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal ve askeri casusluk amacıyla temin etme", "silahlı terör örgütüne yardım etmek" suçlarından 27 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
TSK'DAKİ FETÖ'YE İLK DARBE
FETÖ'nün TSK'daki muvazzaf yapılanmasına yönelik ilk soruşturma ve tutuklamalar, o dönem Adana Cumhuriyet Başsavcı Vekili Yargıtay Üyesi Ali Doğan ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili olan Yargıtay 12. Ceza Dairesi Üyesi İrfan Fidan tarafından, 15 Temmuz darbe girişiminden yıllar önce gerçekleştirildi. TIR'ları durduran askerlere yönelik ilk tutuklamalar Nisan 2014'te gerçekleştirildi. Bu tutuklamalar, örgütün muvazzaf yapılanmasına yönelik ilk olması nedeniyle tarihteki yerini alacaktı.
MUVAZZAF GENERALLERE UZANDI
Başsavcı Vekili Fidan tarafından yürütülen ''Sözde Kudüs Ordusu Terör Örgütü' adlı soruşturmada, Kasım 2015'te gözaltına alınan Ankara Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral İbrahim Aydın, Tuğgeneral Hamza Celepoğlu da TIR'ların durdurulmasıyla ilgili tutuklanan ilk muvazzaf generaller oldu. Aydın, daha sonra soruşturma kapsamında Sulh Ceza Hakimliği'nce serbest bırakılacaktı.
MAHREM İMAMLAR DA ASKERLER DE YARGILANDI
1 Ocak ve 19 Ocak 2014'te durdurulan MİT TIR'larıyla ilgili Adana ve İstanbul'da ayrı ayrı soruşturma ve davalar açıldı. Açılan dava ve soruşturmalar ayrı ayrı birleştirilerek 2 çatı davasına dönüştürüldü. İlki, eski İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, TIR'ların durdurulması ve arama işlemlerini organize ettikleri gerekçesiyle FETÖ/PDY'nin 11 "sivil imamı" ile eski bir generalin de aralarında bulunduğu 55 sanığa açılan dava oldu. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı yetkisizlik kararı vererek Adana 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Burada görülen davada bazı sanıkların dosyasının ayrıldı. 11 mahrem imamı ile eski bir tuğgeneralin de aralarında bulunduğu 50 sanıktan 27'sine 1 yıl ile ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen cezalar verildi.
İHANETLERİNİN HESABI SORULDU
Bir diğer yargılama ise Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nde yapıldı. MİT TIR'larının durdurulmasında rol alan savcı, hakim ve jandarma personelinin de arasında bulunduğu 54 şüpheli, Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nde yargılandı. Aralarında eski Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, eski Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hamza Celepoğlu, eski Adana Başsavcı Vekili Ahmet Karaca, eski özel yetkili savcılar Aziz Takcı ile Özcan Şişman'ın da bulunduğu sanıkları "devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri temin etme" ile "FETÖ'ye üye olmak" suçlarından 4 yıl 7 aydan 26 yıla kadar değişen miktarlarda hapis cezasına çarptırıldı.