İHH İnsani Yardım Vakfı "Madde Bağımlılığı ve Bağımlılıklarla Mücadelede Sivil Toplumun Rolü" adlı iki yıldır üzerinde çalıştığı saha araştırma raporunu açıkladı. Türkiye'deki gençlerin madde ve kumar bağımlılığı tehlikesi altında olduğunu gözler önüne seren rapor, devletin denetim ve yaptırımlarının dışında STK'ların da etkin görev alması gerektiğini vurguluyor.
İHH İnsani Yardım Vakfı'nın 2018 yılında başlattığı "Mahallene ve Okuluna Sahip Çık Uyuşturucuya Hayır" konferansları Türkiye'de 36 ilde, Balkanlar ve Avrupa'da toplam 6 ülkede gerçekleştirildi. Bu kapsamda öğretmenler, din görevlileri, AMATEM sağlık çalışanları, psikiyatri doktorları, psikologlar, muhtarlar, din görevlileri ve STK'ların katılımı ile gerçekleştirilen programlarda madde bağımlılığı ile mücadele sivil toplumun rolüne dikkat çekmeye çalışıldı. Bağımlı tedavisi gören bireyler ile bağımlı aileleri ve alternatif ilaçsız bağımlı tedavi merkezleri ile yüz yüze görüşmeler gerçekleştirildi.
Madde bağımlılığı ile alakalı tüm faaliyetleri organize eden ve saha raporunu hazırlayan İHH Mütevelli Heyeti Üyesi Osman Atalay şunları söyledi;
"Türkiye nüfusunun %15,8'i 15-25 yaş grubunda. 12 milyon 971 bin 396 çocuğumuz madde bağımlılığı riskine karşı savunmasız durumda. Türkiye'de yaklaşık 10 milyon insan madde ve davranış bağımlısıdır. 125 bin STK bu konuda duyarsız kalıyor. Cinayetlerin %60'ı, saldırıların %40'ı, tecavüzlerin %33'ü alkol ve madde kullanımı olan kişiler tarafından gerçekleştirilmektedir. Türkiye genelinde madde bağımlılığı, sanal kumar ve teknoloji bağımlılıklarının ciddi boyutlarda olduğunu görüyoruz.
125 bin STK sorumluluk almalı
Türkiye'de 4 yılda bir Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nca yapılması gereken Türkiye'nin madde ve bağımlılıklarla ilgili saha raporuna ihtiyacımız var! Bu mücadelede sahadaki muhatap kurumların daha çok desteğe ve fedakârlığa ihtiyacı olduğu görülüyor. Uyuşturucu ile mücadelede Emniyet, Jandarma ve Gümrük Muhafaza kurumlarımızın özverili başarılı çalışmaları var. Arz ile mücadelede güvenlik ve emniyet birimlerimizin yalnız bırakılmaması gerekir. Sayıları 125 bini bulan sivil toplum kurumlarımızın taleple mücadelede görev üstlenmemeleri ciddi bir sorun. STK'lar bu anlamda sahada aktif sorumluluklar almalıdır.
STK'larımızın yılda en az bir kez, kamu kurumlarımız sürekli Türkiye'nin 81 ilinde riskli ilçe ve mahallelerde 14-19 yaş guruplarına yönelik uzun vadeli sürdürülebilir kültür, sanat ve spor projeleri gerçekleştirmesi gerekir. Kamu, sivil toplum, üniversite, medya, sanat ve spor camiasının bütüncül bir mücadele desteği sağlanmadıkça bu madde ve teknoloji bağımlılığı sorunu önümüzdeki 5 yıl içerisinde üzücü sosyolojik dip dalgalarla boğuşmamızı daha da zorlaştıracaktır.
Uyuşturucu ile mücadelede kamu personelinin planlı, kararlı ve sistemli kullanılması yoluyla büyük bir mesafe kat edilebilir. Bu çerçevede görev alabilecek 50 bin 192 muhtar, 1 milyon 77 bin öğretmen, 130 bin din görevlisi ve 300 binden fazla emniyet personeli bulunmaktadır.
GENÇLİĞİN ŞANS OYUNLARI TEHLİKESİ
"İddiaa" türü şans oyunları ve sanal kumar bağımlılığı 3 milyon kişiyi esir almış durumdadır; her kumar ve teknoloji bağımlısının potansiyel bir madde bağımlısı adayı olduğunu unutmayalım.
Gençlerin %31,3'ü sık sık sigara içtiğini, %4,9'u sık sık alkol aldığını, %4,1'i bir kez uyuşturucu kullandığını, %1,2'si ara sıra uyuşturucu kullandığını, %1,1'i ise sık sık uyuşturucu kullandığını ifade ediyor. Sonuç olarak Türkiye'de gençlerin %50'si bağımlılık riski altındadır.
Ülkemizdeki uyuşturucu bağımlı sayısının 1 milyon 700 bin olduğu tahmin edilmektedir.
KÖTÜ FİİLLERİN SEBEBİ BAĞIMLILIK
Cinayetlerin %60'ı, saldırıların % 40'ı, tecavüzlerin %33'ü alkol ve madde kullanımı olan kişiler tarafından gerçekleştirilmektedir. Ülkemizde sigara, alkol ve uyuşturucu maddeleriyle tanışma ve madde kullanım yaşı giderek düşüyor. 12-17 yaş arası gençler büyük risk altında.
Türkiye'de uyuşturucuya başlama yaş ortalaması 20.8'dir. Uyuşturucu öncesi tütün kullanım oranı % 81, alkol kullanım oranı ise %38'dir. 82'si madde kullanmaya esrar ile başlamıştır. %74.4'ü maddeyi ilk kez arkadaş veya yakın çevresinden temin ediyor. %36'sı maddeye merak etkisiyle başlıyor. %55.3'ü bağımlı olduğunu ifade ediyor. %55.6'sı uyuşturucu madde kullandığı için sosyal güçlük çekiyor. 2019 yılı verilerine göre, hayatının herhangi bir döneminde madde kullananların %94.2'si erkek % 5.8'i kadın. %64'ü ortaokul ve ilkokul düzeyinde eğitime sahip. %89.6'sının annesi ev hanımı. Bağımlı gençlerin, annelerinde ortaokul ve ilk okul eğitim düzeyi %94.8, babalarında ise ortaokul ve ilkokul eğitim düzeyi % 88.8'dir. %45.9'u maddeyi kendi evinde kullanmaktadır. %85.5'i aile fertleriyle birlikte yaşamaktadır. %71.2'i 15-24 yaş arasında uyuşturucu kullanmaya başlamıştır.
TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞI
Her geçen gün teknoloji kullanım yaşı düşerken kullanım oranları artıyor. Kişilerin %64'ü eğlenme ve zaman geçirme, %27'si haberleşme ve iletişim, % 9'u ise eğitim ve araştırma amaçlı olarak teknolojiyi kullanmaya devam ediyor. Teknoloji kullanımımızın 2/3'ü maalesef eğlence ve sanal ağlarda geçiyor. Gelir durumuna göre uyuşturucu tercih ediliyor.
Bonzai, esrar, snus ve skunk gibi sentetik içerikli uyuşturucular kültür ve eğitim düzeylerinin alt seviyede olduğu maddi açıdan gelir düzeyi düşük bölgelerde sıklıkla kullanılmaktadır. Gelir ve kültür düzeyi yüksek bölgelerde eroin, metamfetamin, kokain, ekstazi, gülme gazı gibi uyarıcı olduğu düşünülen uyuşturucu maddeler kullanılmaktadır.
BAĞIMLILIKLA MÜCADELEDE İŞBİRLİĞİ ŞART
Uzmanlar arzla mücadelenin yetmediğini, taleple mücadeleye ağırlık verilmesini gerektiğini ifade ediyor. İnsanların madde kullanmasını mutlaka engellememiz lazım. Aksi durumda tedavi kanallarına ulaşmasını ve bağımlı kişi "tedavi olmak istiyorum" diyorsa vakit geçirmeden tedavi imkânını sağlamamız gerekiyor. Bağımlının tedavisi ömür boyudur. Bu mücadelede başarılı olmanın yolu sağlık, sosyal, hukuk, özel sektör, medya, üniversiteler, kamu ve sivil toplum ile sonuç odaklı sonuç odaklı bir işbirliğini sağlamaktan geçiyor.
Uyuşturucu, sigara, alkol, teknoloji ve kumar bağımlılıklarıyla mücadelede toplumsal bilincin oluşturulması ve farkındalığın arttırılması büyük önem taşımaktadır.
Küreselleşme ve teknoloji sayesinde küçük bir köy olan dünyamızda suç odakları daha organize ve çok uluslu bir nitelik göstermektedir. Bu nedenle uyuşturucu ile mücadele sadece ulusal bir sorun olmaktan çıkarak uluslararası bir boyut kazanmaktadır.
Özellikle kamu, sivil toplum, üniversite, medya, sanat ve spor camiası bu süreçte birlikte hareket ederek madde ve teknoloji bağımlılığı sorunuyla mücadeleyi sürdürmelidir.