Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu'na (ADF) katıldı. Erdoğan'ın açılışta yaptığı konuşmadan satırbaşları şöyle:
Asırlardır her kökenden insanı barış içinde yaşatan Antalyamız diplomasinin de merkezinde yer almıştır. 2020'de 16 milyon turisti sorunsuz, sıkıntısız bir şekilde ülkemizde ağırladık. 2021'de sistemin kapsamını daha da genişleterek misafirlerimizin, ülkemizin her köşesinde huzuru kalple tatil yapabilmelerini mümkün kıldık.
Tropik adalardan Sibiya'ya kadar, dünyanın en ücra yerlerini etkileyen salgın karşısında işbirliği, yerini korumacı ve rekabetçi politikalara bıraktı. Milyarlarca insanın yükü sadece dayanışma ile hafifleyecekken Afrikalı kardeşlerimiz, Asyalı, Latin Amerikalı dostlarımız kaderlerine terk edildi. Salgının dünya ölçeğinde adaletsizliği keskinleştirdiğini, zengin ile fakir arasındaki uçurumu daha da derinleştirdiğini görüyoruz. Birçok ülkede toplumsal huzursuzlukların nüksetmesi, düzensiz göç yollarının tekrar hareketlenmesi, Akdeniz'de ölümlerin artması bunun en çarpıcı örneklerinden. Bu süreçte "Dost kötü günde çağrılmadan gidendir" inancıyla dünyanın dört bir yanında insanların imdadına koşmaya çalıştık.
AŞI MİLLİYETÇİLİĞİ
Salgın döneminde yapılan hataların tekrar etmemesi için aşı milliyetçiliğine fırsat verilmemesi önemlidir. Aşının baskı, şantaj veya politika dikte aracı olarak kullanılması yanlıştır. Yıl sonundan önce bitirmeyi planladığımız yerli aşı çalışmalarımızı insan odaklı evrensel bir yaklaşımla yürütüyoruz. Kullanıma hazır hale gelince yerli aşımızı inşallah tüm insanlıkla paylaşacağız.
BMGK başta olmak üzere küresel sistemin üzerine inşa edildiği ana yapılar mevcut halleriyle çözümün değil sorunun bir parçasıdır. İki kutuplu dünya tasavvurunun bize dayattığı bu yapılarla 21. yüzyıldaki yolculuğumuzu devam ettiremeyiz. Türkiye olarak "Dünya 5'ten büyüktür" sancağı altında yürüttüğümüz mücadelenin gayesi eskinin yüklerinden kurtularak yeniyi kucaklamaktır. Yaklaşık 8 milyar insanın kaderi BMGK üyesi 5 ülkenin insafına bırakılamaz. Adaletin bulunmadığı yerde ise çatışma, gerilim ve zulüm eksik olmaz.
Türkiye ile ilgili son dönemde sık sık tedavüle konulan eksen tartışmaları işte bu hazımsızlığın işaretidir. Bu art niyetli suni, hakikatlerle bağdaşmayan tartışmaların cesaretimizi kırmasına müsaade etmiyoruz. Hem vatandaşlarımızın hem bütün insanlığın geleceği adına hakkı ve adaleti savunmaya devam ediyoruz, devam edeceğiz. Bunun uzun, yorucu ve çetin bir süreç olduğunun bilincindeyiz, sabrın acı meyvesinin ise tatlı olduğunu gayet iyi biliyoruz.
Türkiye, 252 dış temsilciliği ile dünyanın 5'inci diplomatik ağına sahip ülkesi konumundadır. Sadece genişleyen diplomatik ağımızla değil; TİKA, AFAD, Kızılay, YTB, Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye Maarif Vakfı, THY gibi kurumlarımızla dünyanın dört bir köşesinde varlık gösteriyoruz.
CANİLER, SİYASİ SIĞINMACI ADI ALTINDA KORUNDU
Suriye'de faaliyet gösteren PKK, PYD/YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı sahada varlık gösteren ilk ülke biz olduk. Suriye'nin yabancı terörist savaşçılar için bir eğitim ve barınma kampına dönüşmesine müsaade etmedik. DEAŞ'ın Suriye'deki varlığına büyük ölçüde son vererek ülkemizle birlikte Avrupa ve dünya güvenliğine de katkı sağladık. 430 bin Suriyelinin güvenli ve gönüllü şekilde dönüşünü biz temin ettik.
Gerek terör örgütleri ile mücadelemizde gerekse Suriye'yi istikrara kavuşturma çabalarımızda uluslararası toplumdan beklediğimiz desteği alamadık. Ülkemizde sivilleri katleden caniler siyasi sığınmacı statüsü verilerek yıllarca korundu, kollandı, himaye edildi. DEAŞ'la mücadele kılıfı altında güney sınırımız boyunca bir terör devleti kurulmaya çalışıldı. PKK'nın her yıl on milyarlarca euro haraç toplamasını engelleyecek birkaç göstermelik operasyon dışında hiçbir kararlı adım atılmadı. Oysa terörün her türlüsüyle mücadele, dünyaya demokrasi ve hukuk dersi verenler başta olmak üzere herkesin görevidir. Suriye'de barış ve istikrarın sağlanması sadece Türkiye'nin değil hepimizin sorumluluğudur.
KIBRIS'TA İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMÜ DESTEKLİYORUZ
KKTC'nin Cenevre'de sunduğu egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözüm önerisini destekliyoruz. Akdeniz'in bir barış, refah ve işbirliği alanı olmasını arzu ediyoruz. Tüm paydaşların katılacağı Doğu Akdeniz Konferansı önerimiz halen masadadır. Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarının cepheleşme yerine işbirliğine vesile olması bizlerin elindedir. Komşumuz Yunanistan'la son dönemde yakaladığımız ivmeden memnuniyet duyuyoruz. Müttefikimiz ABD ve AB ile olumlu gündem çerçevesinde işbirliğimizi güçlendirmek istiyoruz.
CUMA NAMAZINI MECEK CAMİİ'NDE KILDI
Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci (GDAÜ) Zirvesi ve Antalya Diplomasi Forumu (ADF) için Antalya'da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazını Belek turizm merkezindeki Mecek Camii'nde kıldı. Vatandaşlar camiye girişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sevgi gösterilerinde bulundu. Vatandaşlar, namaz sonrası da Erdoğan'ı cep telefonlarıyla görüntülemek için birbiriyle yarıştı.