FETÖ'nün 15 Temmuz hain darbe girişiminin 5'inci yıl dönümüne girilirken, şehit ailelerinin acıları ilk günkü tazeliğini koruyor. Darbe girişimi sırasında şehit düşen Komiser Yardımcısı Cennet Yiğit'in babası Yahya Kemal Yiğit, 2 yıl önceki 18 Mart Şehitleri Anma Günü'nde HDP ile örtülü ittifak yapan CHP'nin Kayseri İlçe Başkanı Okan Marzıoğlu ve Belediye Başkan Adayı Mustafa Navruz'a tepki gösterdi. CHP'lilerin hakaret ve darp iddiasıyla şikayetleri sonucu, "Hakaret" suçundan adli para cezasına mahkûm edildi.
'CANIM PAHASINA MÜCADELE EDECEĞİM'
Yiğit, gerekçeli kararı eline alınca SABAH'a konuştu: Canıma da mal olsa onlarla mücadeleye devam edeceğim. Vatanımı bölüp, 40 bin evladımızı şehit edenlerle gizli ittifak yapacaksın, sonra çıkıp Şehitler Günü'nde şehitliğe gelip boy göstereceksin. Ben bir şehit babası olarak bunu gururuma yediremeyip tepkimi gösterdim. Benim 1'inci namusum vatan, 2'nci namusum al bayrağım, 3'üncü namusum ise Türkiye Cumhuriyeti devleti. Gerisi teferruat. Bu vatan toprakları olmasa bir mezarımız bile olmaz. Ben onlara bunun bilinciyle namussuz dedim. Demeye de devam edeceğim. Bu sözüm yüzünden bana 2 bin 180 lira para cezası verildi.
CHP HANGİ ŞEHİDİN CENAZESİNE BİR OTOBÜS DOLUSU GİTTİ?: Mahkemede hakime de, 'Bu davadan bana bir ceza verirseniz, bu cezayı bir ömür boyu şeref madalyası olarak taşıyacağım, yazacağınız gerekçeli kararı da evimin altındaki müzede, şehit kızımın fotoğrafının yanına çerçeveletip asacağım' dedim. Gerekçeli karar çıktı ve ben o gün de dediğim gibi şehit kızımın fotoğrafının yanına çerçeveletip asacağım. Çünkü bu karar benim için gurur, CHP için bir utanç tablosudur. Bu gurur bana, o utanç onlara yeter. CHP'liler ilk duruşmaya, milletvekili, 10 avukat, il başkanı, ilçe başkanları ve partilileri toplayıp seçim otobüsüyle geldi. Ben, şerefiniz, haysiyetiniz varsa bu gövde gösterisini gidin PKK'ya karşı yapın dedim. Buna istinaden CHP Kayseri İl Başkanı Ümit Özer, basın açıklaması yapıp bana şımarıklık yaptığımı söyledi. Kendilerinin şehit aileleri ve gazilerle hiçbir sorunlarının olmadığını söylüyor. İlk defa doğru söylüyor. CHP'liler bugüne kadar hangi şehit cenazesine ya da ailesine bir otobüs dolusu gitti? Benim cenazeme, taziyeme gelmediler. Bir telefon dahi açma gereği duymadılar. Gitmedikleri yerde tabii ki sorunları olmaz.
ATATÜRK KABRİNDEN KALKSA KILIÇDAROĞLU'NU DENİZE DÖKER: CHP Genel Merkezi'nin duruşmamıza gönderdiği 3 avukat, benim CHP kurumsal kimliğinden özür dilemem halinde şikâyetlerini geri çekeceklerini söyledi. 'Çocuklarımızı şehit eden alçak teröristlerden kurşun yemeyi şeref sayarım ama onlardan yine de özür dilemem' dedim. Benim için teröristlerle onlara yandaşlık yapanın hiç bir farkı yok. Selahattin Demirtaş, "Bebek katili Apo'nun heykelini dikeceğiz" diyor. Kılıçdaroğlu da Meclis'in kürsüsünden "Demirtaş saygın ve teröre mesafeli bir siyasetçi" diyor. Sanki 40 bin vatan evladını o PKK katletmemiş gibi. Bunlar Atatürkçü falan değil. Atatürk kabrinden kalksa, Kılıçdaroğlu'nu, Yunanlıları nasıl denize döktüyse o şekilde denize döker.
TANKLARIN ARASINDAN KONTROLLÜ GEÇTİ
KILIÇDAROĞLU, 15 Temmuz'da kontrollü darbe olduğunu söyledi. Ama Atatürk Havalimanı'ndan kimin kontrollü geçtiğini biz çok iyi biliyoruz. Tankların arasından kontrollü bir şekilde geçip Bakırköy Belediye Başkanı'nın evinde ayak ayak üstüne atıp, kahvesini yudumlayıp, ellerini ovuşturarak televizyondan darbeyi izleyen Kılıçdaroğlu değil miydi? Bunlar bizim zekâmızla alay ediyor. Bunlara artık ilkokul talebesi bile inanmıyor.