1960 yılında Ada'nın ilk halkı olan Türkler ve Rumlar arasında ortaklık temeline dayanan uluslararası antlaşmalar uyarınca "Kıbrıs Cumhuriyeti" kuruldu. 1963'te Rumların Kıbrıslı Türklere karşı saldırıları başladı. 1974 yılına kadar Rumların Türklere karşı yürüttükleri saldırılar ve ambargolar artarak sürdü. Adadaki Türk varlığının tehlikeye girmesi üzerine Türkiye 20 Temmuz 1974'te dönemin Başbakanı Bülent Ecevit 'in talimatıyla Kıbrıs Barış Harekatı gerçekleşti. Türk askerleri adanın her tarafına çıkarma yaptı. Harekatın başarıyla sonuçlanmasının ardından 13 Şubat 1975'te Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu. 15 Kasım 1983'te KKTC kuruldu. KKTC'nin kurulmasından bugüne kadar Rauf Denktaş, Mehmet Ali Talat, Derviş Eroğlu, Mustafa Akıncı ve son olarak Ersin Tatar KKTC Cumhurbaşkanı olarak seçildi.
DÜN GİBİ HATIRLIYOR
Gazetecilikte 62 yılı geride bırakan, toplumlararası çatışmalardan, müzakerelere, Barış Harekâtı'ndan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanına kadar Kıbrıs tarihindeki birçok önemli olaya tanıklık eden 81 yaşındaki Akay Cemal, köşe yazılarıyla her gün okuyucuya ulaşmaya devam ediyor. 40'ıncı yaşını kutlayan KKTC'nin ilanını takip eden bir gazeteci olarak o günleri unutmadığını ifade ediyor. Duayen gazeteci Akay Cemal, meclisin önündeki heyecanı da, kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın Sarayönü'ndeki konuşmasını da dün gibi hatırlıyor. KKTC'nin ilan edildiği meclis toplantısını Genel Kurul Salonu'ndan değil, dışardan takip ettiğini ifade eden Akay Cemal, "Müthiş bir kalabalık vardı dışarda. Köylerden insanlar gelmişti. 'Yaşasın devletimiz, yaşasın Cumhuriyet' pankartları vardı. Karar, meclis salonunda onaylandıktan sonra ayakta alkışlandı, oturum sona erince Denktaş, Dr. Fazıl Küçük ve Osman Örek, meclisten halkı selamladı" dedi.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN BM'DE KONUŞMASI ETKİLİ OLDU
"Bizim de artık sığınacak bir devletimiz oldu…" mutluluğu ve gururunu yaşadıklarını ifade eden gazeteci Akay Cemal, bu sürece kolay gelinmediğini vurgulayarak, şunları anlattı:
"KKTC'nin ilanı dünyada büyük yankılar yaratırken, Rumların başvurusu üzerine toplanan BM Güvenlik Konseyi, Kıbrıs'ta sadece Rumların egemen olduğu sözde 'Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanıdığını açıklamıştı. Halen bu karar geçerli addediliyor. Böyle olmasına rağmen Anavatan Türkiye'nin yanı sıra, ilk tanıyan ülkelerden biri de Bangladeş olmuş, ancak ABD'nin baskısıyla daha sonra tanıma kararını geri çekmek zorunda kalmıştı. Ancak siyasi açıdan tanınmamış olsa da, Kıbrıs'ta bir Türk devletinin varlığı, her geçen gün daha da görünür bir hal almaktadır. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmalar bu yönde etkili olmaktadır. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın artık 'egemen eşitlik temelinde iki ayrı devlet' vizyonu Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından da desteklenmekte ve zihinlere yerleşmektedir. Türkiye'nin yardım ve katkılarıyla KKTC, gerek Türk Devletleri Teşkilatı, gerekse İslam ülkelerinin çeşitli konferanslarında yer almakta, ilişkileri geliştirme çabaları yoğunlaşmaktadır."
KKTC BİR EĞİTİM MERKEZİ
Bir turizm beldesi olan KKTC, aynı zamanda eğitim merkezi konumunda. 20 civarında üniversitesi ile çeşitli ülkelerden, özellikle de Türkiye'nin yanı sıra Asya ve Afrika ülkelerinden yüksek tahsile gelen 100 bin civarında öğrenciye ev sahipliği yapmakta. KKTC'de üniversite sektörünün gelişmesinde, Lefkoşa'daki Yakın Doğu Üniversitesi Kurucu Rektörü Dr. Suat İrfan Günsel'in önemli payı var.
Kıbrıslı Türkler, Anavatan Türkiye'nin güvencesinde KKTC'nin 40'ıncı yılını kutlarken, halen ambargolar altında olmasına rağmen, nice alanlarda gerçekleştirilen başarılara imza atmakta.
MARAŞ TURİZME İVME KAZANDIRACAK
Türkiye'nin yardımlarıyla altyapı çalışmalarına hızla devam edilirken, 'Asrın projesi' diye tanımlanan Anamur Suyunun adaya akması, başta tarım ve hayvancılık olmak üzere; birçok sektörde canlılık kazandıracak. Ercan Havalimanın daha da geliştirilerek modern bir havaalanına dönüştürülmesi turizm sektöründe yeni umutlar vaat etmekte, Kapalı Maraş'ın bu dönemde aşamalı olarak açılması da turizme ivme kazandıracak.
GENÇLER NE DEDİ? "GURUR DUYUYORUM"
Yakın Doğu Üniversitesi Saç Bakım ve Güzellik Hizmetleri Bölümü 2'inci sınıf Öğrencisi Sıla Harper: "40 yıldır refah içinde yaşayan bir toplum olduğumuzu düşünüyorum ama buna karşın gençlerin daha fazla imkan ve olanaklara sahip olması için de ada olarak daha tanınır olmamız gerektiğine inanıyorum. Çok başarılı gençlerimiz var ve uluslararası alanlarda daha güzel yerlerde çeşitli olanaklara sahip olabilirler, olabiliriz. Bu ülkede birçok aile ve insan bugün yaşadığımız özgürlük için şehit verdi, savaştı. Bizler de bu anıları dinleyerek büyüdük. Herkes bu ülkenin güzelliklerinin farkında olmalı ve kıymet bilmeli. Bu ülkede yaşananlar bizlerin önünü açtı. Şehitlerden söz ederken aileler bundan büyük gurur duyuyor ve çok haklılar... Küçük bir adada yaşıyoruz, tüm halklar, tüm toplum bir biri ile uyum içinde yaşamasını diliyorum"
İYİ Kİ BUGÜNLERİ GÖRDÜK
YDÜ Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü 3'üncü sınıf Öğrencisi Kerem Atalay: "Cumhuriyetin 40'ıncı yılı benim için büyük bir mutluluk, iyi ki bu günleri gördük. Ailemde mücahitler var... Babaannem mücahit bir hemşire, büyük dayım da savaşta birçok görev üstlendi. Onların anlattığı hikayeleri dinleyerek büyüdüm. Babaannem, hemşire olarak yaralı askerlere ve sivil topluma hizmet veriyordu. Bu hikayeleri dinlerken gurur duyuyor, mutlu oluyoruz. Geçmişte büyük bir yaşam mücadelesi verildi. Bunun değerini bilmeliyiz. Refah ve huzur içinde yaşıyoruz, bunun kıymetini bilmeliyiz."