Yeşilçam'ın efsanesi Hülya Koçyiğit; güçlü duruşu, başarılarla dolu hayatı ve aile yaşantısıyla en güzel örneklerden... Ustayla bayram için bir araya geldik, geçmişten günümüze keyifli bir sohbet gerçekleştirdik...
200 filmde farklı kadın karakterleri öne çıkardınız. Kadının toplumdaki duruşuyla ilgili farkındalık yarattığınızı düşünüyor musunuz?
Öyle ümit ediyorum. İnsanlar "Şu filminizdeki karakterinizden çok etkilendim, filmdeki bir sözünüz tüm hayatımı değiştirdi" gibi şeyler söylüyorlar, çok mutlu oluyorum. Kadın konusunda bugün daha ilerideysek biraz da filmlerin etkisi var. Kadını verimli hale getirmek, eşit vatandaşlık haklarından söz etmek toplumda aydınlanma oluşturuyor. Maalesef 21'inci yüzyılda hâlâ her gün şiddet, cinayet haberleri okuyoruz. Eğitim bu konuda çok önemli.
Cumhurbaşkanımız'ın eşi Emine Erdoğan da birçok alanda sosyal sorumluluk projeleri yapıyor. Bu projeler için ne söylemek istersiniz? Hanımefendi dünyanın vicdanı gibi davranıyor. Kendi ülkesindeki mağdur insanlara destek verip kol kanat geriyor. Pakistan'daki sel felaketinden Gazze'deki ambargoya kadar her yere el uzatıyor. Güvenlik uyarılarına rağmen Myanmar'a iki kere giderek mazlumların yanında yer aldı, sorunları ile ilgilendi ve dünya kamuoyunun dikkatini çekmeyi başardı. Bu nedenle çok sahici. Ve tüm bunları fedakarlıklar, risklerle yapıyor. Mültecilerin ihtiyaçları ile de yakından ilgileniyor. Kamplarda kadınların ve çocukların özel ihtiyaçlarını hatırlatıyor yetkililere. Bu tavsiye ve teşviklerle Türkiye; dünyanın en büyük ve donanımlı kamplarını kurdu. Kadın elinin değdiği her yer başkalaşıyor, güzelleşiyor.
ERDOĞAN SAĞLIĞIMI SORDU
Cumhurbaşkanı Erdoğan'la iftarda bir araya geldiniz. Ne konuştunuz?
Cumhurbaşkanımız çok başarılı. Türkiye adına çok başarılı işler yapıyor. İftar davetinde de siyasi gündem hakkında ve sanatla ilgili sohbetimiz oldu. Kızım Gülşah ve ben kanser geçirdiğimiz için sağlığımızı sordu.
Ülkemizin ilerleyen yıllardaki durumuyla ilgili nasıl bir öngörünüz var?
Türkiye'nin geleceğiyle ilgili umutlarım, heveslerim, beklentilerim çok yüksek. Dünyanın parlayan bir yıldızı olacak. Bugünkü özveriler gelecekte meyvesini verecek. Bugün ülkemiz, dünyanın dört yanından etkin güçlerin hücumu altında. Çünkü biz bağımsız olmayı seven bir ülkeyiz. Tarihsel bütünlük içinde bir kimliğimiz, duruşumuz var. Onun değişmesini isteyenler bizimle uğraşıyor. Biz birlik ve beraberlik içerisindeyiz. Bu sağlam duruşu her zaman sağlarsak bize kimse bir şey yapamaz.
İki yıl önce kanseri yendiniz. Şimdi nasılsınız?
Geçtiğimiz günlerde kontrole gittim. Her şey yolunda. En önemlisi erken teşhis olmasıydı.
Hiç keşkeniz var mı?
Yok. Çok zor karar veririm ama yaptığım hiçbir şeyden pişman olmam. Kararlarımın arkasında dururum. Bir hata olursa onu sükunetle karşılar, bir daha aynı hatayı yapmam.
BENİ AİLEDEN GÖRÜYORLAR
Yıllardır halkın sevgisini, saygısını aynı çizgide koruyan nadir sanatçılardan birisiniz. Bunu nasıl başardınız?
Çok şükür. Bu sevgi ve saygıya layık olabilmek için bir ömür geçti. İnandığım şeylerin arkasında durdum. İstikrarım, yaşam biçimim, Türk insanı için yaptıklarım hep takdir gördü. Girdiğim her yerde o ailenin ferdiymişim gibi karşılanıyorum.
'Yüzlerce film, başarılarla dolu bir hayat. Bunların yanında da 50 yıllık bir aşk ve çok güzel bir aile hayatı...
Niyet önemliydi. Selim'in de, benim de bu yuvayı korumaya niyetimiz vardı. Birbirimizin ailesine saygı duyuyoruz, birbirimizin hobileriyle ilgileniyoruz. Elinde çiçeklerle eve gelen, 'Seni nasıl mutlu edebilirim?' diyen bir erkek var karşımda. Selim, "Sana yakışacağını düşündüm" deyip benim için kıyafetler alır. Her kadın bu şansı bulamayabilir ama bu da kazanılabilir bir şey. Belki güzel örnekler insanları etkiler. "Geçinemezsek boşanırız" diyorlar; olmaz. Evlenirken ömür boyu diyorsun. Önce kendine, sonra eşine güvenmen lazım. Hevesle evlenilmez. Anaçlık da kadınlara olgunluk getiriyor. Erkekler geç büyüyorlar. Akıllı kadın bunu organize edebilir ama egolarının esiri kadın idare edemez.
50 yıl aşk devam eder mi?
Aşk, hatta heyecan bile devam ediyor. Bunların yerini sevgiye bırakması, kollanıyor olduğunu hissetmek, güven duygusu da önemli.
HANIMEFENDİ CUMHURİYET TARİHİNE GEÇEN BİR ÇABANIN ÖNCÜSÜ
Yurt dışına sık giden biri olarak orada Emine Erdoğan'ın çalışmalarıyla ilgili nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?
İnsani yardımları çok dikkat çekti ve Dünya Müslüman Hayırseverler Kongresi'nin Londra'da düzenlediği Küresel Donörler Forumu kapsamında verilen 'Hayırseverlik Mirası Ödülleri'nden İnsani Hizmet Takdir Ödülü'ne layık görüldü. Bu sene Londra'ya gittiğimde bir yabancıdan hanımefendi ile ilgili çok hoş sözler duydum. Öte yandan yine toplumumuzda farkındalık yaratan vizyoner projeleri de var. Sıfır Atık çok önemli bir çevre hareketi mesela. Dünyada yaygın olan bir trendi Türkiye'ye taşıdığına şahitlik ediyoruz. Atıkların değerlendirilmesi, atıktan sanata gibi birçok girişim onun liderliği ile güçlendi. "Anadolu hem bedensel, hem ruhsal hastalıklar için bir ecza dolabıdır" diyerek ülkemiz için önemli şeylerin altını çiziyor. Hanımefendi'nin önemli bir ilgi alanı da eğitim. Başbakan eşi olduğu yıllarda Haydi Kızlar Okula girişimi çok yankı bulmuştu. Doğuda kızlarını okutmayan aileleri bizzat ziyaret edip teşvik ettiğini biliyoruz. Bu kızlar bugün Hanımefendi sayesinde meslek sahibi kadınlar oldular. Bugün de okur-yazar olmayan kimse kalmasın diye okuma-yazma seferberliğini himaye ediyor. Cumhuriyet tarihinin en büyük seferberliği olarak kayda geçen birçok çabanın öncüsü.
TORUNLARI GÖRDÜĞÜMDE MUTLULUKTAN UÇUYORUM
Bayramları nasıl geçiriyorsunuz?
Bayramın ilk günü sabah mezarlıklar ziyaret ediliyor. Eskiden biz büyüklerimizi ziyaret ederdik, şimdi çocuklarımız, torunlarımız bizi ziyaret ediyor. Torunlarla geçen her an muhteşem, onları gördüğümde mutluluktan uçuyorum. Başka insanlara yardımlar yapılıyor. Büyükler hâlâ harçlık alıyor. Çocukluklarından beri adetimiz var. Biz de hâlâ harçlığımızı verip güleriz. Gülşah'ı darülacezeye, yetimhanelere götürürdüm. Şimdi de Neslişah çocuklarını buralara götürüyor.
BU HAYATTA İSYAN ETMEMEYİ ÖĞRENDİM
Yaşadığınız hangi olay size "Hayatımın dersini aldım" dedirtti?
Gülşah meme kanseri oldu. Duyduğum anda yıkıldım. İçim parçalanarak "Allah'ım neden bana değil, çocuğuma?" diye isyan ettim. "Bana verseydin" dedim. 1.5 sene sonra ben kanser oldum. Musibet sandığın şeyde bile bir hayır vardır, isyan etmeyeceksin. Allah tarafından olan şeyleri kabulleneceksin ve bundan bir hayır bekleyeceksin. Bu olaydan isyan etmemeyi öğrendim.