Yeniliklere çok açık bir insan olduğum için, iPhone'un yeni sürümünden ben pek memnunum.
Bana 'yeni' de, canımı ye!
Diyelim ki alışverişe çıktım ve bir mağazadan kendime tişört beğenip aldım; hemen orada üzerimdekiyle değiştirir, pakete eski tişörtümü koyar, mağazadan yenisiyle çıkarım.
Sonra yan tarafta ayakkabıcıya mı girdim; hemen eski ayakkabımı koltuğumun altına alır, dükkandan yeni pabuçlarımla çıkarım.
CALL-CENTER'A SON
Sonunda eve üstüm başım tamamen değişmiş olarak dönerim. 'Yeni'nin bu kadar düşkünüyüm.
İşte bu yüzden de teknolojik olanlar dahil her tür yeniliğe hem çabuk, hem de sevinerek ayak uydururum.
Ama bu yeni sürümün en hayırlı işi, istenmeyen arama ve mesajları engelleme özelliği oldu doğrusu.
Banka olur, Digitürk olur, TTnet olur, GSM operatörleri olur; buralarda çalışıp görevleri bizimle telefonda muhatap olmak olan arkadaşların seslerini bir daha duymayacak olmak doğrusu beni çok sevindiriyor.
Çünkü aralarında bu zamana kadar 'işte budur!' diyeceğim üç kişiyle ya karşılaştım, ya karşılaşmadım.
Şöyle hızlı ama anlaşılır konuşan, insanın vaktini çok almayan, "Şu anda müsait değilim" lafını duyduğunda halden anlayan, sorunu çabuk kavrayan veya telefonun ucundaki 'şeyin' baştan savılması gereken bir sinek değil de kendisi gibi insan evladı olduğunu idrak edebilmiş bir 'call center' çalışanı bulmak gerçekten çok güç.
Eminim işleri çok zordur.
Her gün onca insanla uğraşmak, tek tek dert anlatmak, abuk sabuk sorularla karşılaşmak, küfür yemek, sapıklarla mücadele etmek...
Her biri tek tek anlatsa, roman olur; buna da eminim. İyi ama tüm bunlar yaşanıyorsa, telefonun diğer ucundaki biz masum köylülerin suçu ne?
Sorarım ilgililere?