Rica edeceğim saf olmayın, 'aşk'ın, 'duygunun' peşinde tepişip durmayın. Bakın millete,
herkesin tek derdi var; iyi vakit geçirmek. O boş, kıt, sığ vakitleri nasıl geçerse geçsin, karşısındaki kim olursa olsun umurlarında değil, yeter ki eğlensinler, güzel vakit öldürsünler. Efendim, isyankar girişimizden sonra konuya dalalım; kahramanımız yine
Pollyanna Seda. Yine benim evde İpek, Seda, Ayşe üçlüsü toplanmışız. Zirve yapıyoruz. Şimdi Seda on gün önce biriyle tanıştırıldı. Çocuk bir kibar, bir tatlı, bir
Ediz Hun anlatamam. Kızın yüzüne bakarken kızarıyor, sulanmıyor, sarkmıyor. Fakat sorunsuz olur mu? Abi bir hafta sonra yurtdışına gidiyor. İş icabı bir sene orada kalması lazım.
İLİŞKİYE HAZIR DEĞİLİM
Grup halinde yemeğe çıkılıyor, geziliyor. Her gün beraberler ve aşkları eski usul. El ele tutuşuyorlar, ötesi yok! Seda ciddi. Seda düzgün bir şeyler istiyor artık.
"Tamam" dedik
"Bu adamla olur!" Bazı geceler Seda'nın evinde kalıyorlar, kardeş kardeş uyuyorlar. Seda'nın gözünün içine bakıyor, üstüne titriyor. Nasıl görüşeceklerini, kimin gelip, kimin gideceğini falan konuşuyorlar. Belli, onun da güzel niyetleri var. Meğer çok güzel niyetleri varmış. Yurtdışına gitmeden önceki gece Seda'ya SMS geliyor. Özetle
"Ben ciddi bir ilişkiye hazır değilim canım" yazıyor adam. Seda şok! İpek şok! Ayşe şok şok!
Madem hazır değildin, deli danalar gibi kızın peşinde niye dolandın. Belli ki bu kızdan sana lay lay lom iş çıkmaz. Salak değilsen ilk gün anlamışsındır, niye zorladın? Seda derin nefes alıp cevap veriyor
"Bunu giderken fark etmen iyi oldu. Öperim, iyi yolculuklar." Ertesi gün bende zirvedeyiz, Seda'nın cebine bip bip SMS geliyor
"Napıyosun?"
GÜZEL VAKİT GEÇTİĞİNDEN
Ne? Hani vazgeçmişti bu? Hem "Napıyosun?" ne demek, Seda senin erkek arkadaşın mı? Seda dayanamıyor soruyor
"Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Madem ilişki istemiyordun benimle bir hafta her gün işin neydi? Amacın nedir senin? Hem 'napıyosun?' da ne oluyor? Ben iyiyim de sen ne yapıyorsun?" Bomba geliyor. Karşı cevap:
"Ne amacım olacak canım. Samimi ve içten bulduğum için, güzel vakit geçtiğinden beraberdik." İpek ağzındaki çayı püskürdü, Seda gülme krizine girdi, ben
"Ver şu telefonu cevap yazmazsam çatlarım" çektim. Görsün bakalım dalga geçmek nasıl olurmuş.
Seda çünkü Rock'n Coke ya; üç gün kombine bilet aldın, çadır dahil, eğlendin çıktın gittin. Yok öyle...
Mesaj:
EĞLENCE YAYINI SONA ERDİ
"Hımm... anladım... tabii... O zaman sana güzel vakit geçirmek için öneriler:
A. Konsere git. Üç-beş şarkı çığırırsın.
B. Arkadaşlarınla PlayStation oyna. Bak vakit nasıl su gibi geçiyor.
C. 24'ün 6. sezonu edin, bir sardı mı günlerin geçer valla.
D. Telefonla kızları çağır, bir şişe de viski açtın mı değme keyfine.
E. Sinemaya git. Kolanı, kovayla mısırını aman ihmal etme! Bak nasıl da güzel vakit geçirirsin. Gerçi onların evlerinde kalıp, elini tutup öpemezsin ama maksat vakit güzel geçsin değil mi canımmm... Çok pardon da ben Kuruçeşme Arena mıyım? Tatil köyü müyüm? Kanyon sinema mıyım? Reina mıyım? Rakı-balıkçı mıyım? Geç Allah aşkına. Sana tavsiyem kimsenin zekasını küçümseme. Hadi eğlence yayınımız sona erdi. Sana başka eğlenceler dilerim canım." Döşendiğim mesaja kızlarla katıla katıla güldük tabii.
Güleriz ağlanacak halimize, artık her şey 'güzel vakit' geçirmek üzerine kuruldu bu devirde. Cümle alemin koordinatları 'eğlenceye' ayarlanmış. Duygunun, aşkın, ilişkinin, sevginin, paylaşmanın değeri yok. Onlar ancak votkalarını paylaşırlar. Sonra da ruhlarının boşluğundan bunalıma girerler. Sürekli solluyorlar bizi, her yanımız yara bere içinde kaldı.
Hep eğlence oluyor, hep iyi vakit geçiriliyor ya sonra? Sonrası yazık oluyor. Yazık...
