Kabul edin; en büyük sevincin ve en büyük acının bile insan bünyesindeki etkisi 24 saat sürüyor. Atatürk Havalimanı'ndaki terör saldırısında da bunu gördük. Sanki toplu hafıza kaybı yaşıyoruz.
Bakın İstanbul gece hayatına; 24 saat sonra eğlenceye kaldığı yerden devam edildi. Tek bir farkla; gezenler, partileyenler bunu sosyal medyada paylaşmadı.
Durumu, yaşadığım bir olayla pekiştirmek istiyorum. Perşembe gecesi, şehrin en popüler gece kulübüne gittiğimde içerisi tıka basa doluydu. Ben de arkadaşımla bir fotoğraf çekip Snapchat'te paylaştım. Birkaç dakika içinde, mekan sahibi bana 'Mert fotoğrafı siler misin?' diye mesaj attı. Ben de bu uyarı üzerine, daha duyarlı davranarak fotoğrafı sildim.
Peki bu ne kadar inandırıcı, ne kadar samimi? Hiç de değil. Kimse kendisi gibi davranmıyor ve 'Etraf ne der?' korkusuna göre hareket ediyor.
Terör saldırısı sonrası olup biteni özetlersek...
1- Tatil programları kaldığı yerden devam ediyor. Tabii Atatürk Havalimanı'na CIP'den ya da TAV girişinden girmek kaydıyla...
2- Sosyal medya hesaplarındaki paylaşımlar durdu, mekanlar müziği kapattı ancak evlerde toplanıp ufak çaplı partiler düzenlendi.
3- Eğlenmek için yüzlerce kişilik büyük mekanlar yerine; gizli saklı ve ufak mekanlar tercih edildi.
KİMSELER BİLMİYOR
Terör saldırıları, gece hayatında eğlence trendini de değiştiriyor. Adı sanı duyulmamış, popüler olmayan, gizli saklı eğlence mekanlarına olan ilgi artıyor. Bu, biraz Beyrut kafası gibi geliyor bana. Beyrut'ta, bir otoparkın ortasındaki rögar kapağından girilen, yerin altında gizli saklı bir parti üssü vardı. Kimseler bilmez, elini kolunu sallayan o kapağı açamazdı. Böyle bir mekan neden İstanbul'da da açılmasın...
