Türkiye'de erkek giyimi konusundaki en başarılı tasarımcılardan biri olan Emre Erdemoğlu, 17-20 Haziran tarihleri arasında Floransa'da düzenlenen ve dünyanın en önemli erkek giyim moda fuarlarından biri olan Pitti İmagine Uomo'ya dördüncü kez katıldı. Ayağının tozuyla bir araya geldiğimiz genç tasarımcıyla, moda dünyası üzerine konuştuk:
Yıllardır Pitti Uomo'ya katılıyorum. Bu sene dördüncü sezonumdu. Tarzım, İtalyan tarzına yakın olduğu için fuardan her zaman iyi bir geri dönüş alıyorum. Bu sene fuara Amerikalı komedyen Paul Reubens tarafından yaratılmış hayali bir karakter olan Pee-Wee Herman'dan esinlenerek hazırladığım koleksiyonla katıldım. Fuşyalar, maviler, kemikler, optik beyazlar ve puantiye desenin olduğu keyifli bir koleksiyon.
İTALYA'DA ÖZEL LANSMAN
Vogue İtalya'nın efsanevi Genel Yayın Yönetmeni Franca Sozzani, bu sene Fashion Week Istanbul'u takip etmek için İstanbul'daydı. Aralarında benim de bulunduğum beş Türk tasarımcı belirledi. İtalya'da bir sonraki sezon Pitti Oumo'da bizim için bir lansman yapacaklar; bunun için özel bir koleksiyon hazırlıyorum.
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Moda Tasarım Bölümü'nden 2009 yılında mezun oldum. İtalya'ya davet edildim ve ilk defilemi orada gerçekleştirdim.
Türkiye'de hiç kimse beni tanımıyorken İtalya'da 'En Yaratıcı Koleksiyon' ödülüne layık görüldü 'Planör' koleksiyonum. İtalya'da dört defile yaptıktan sonra Türkiye'de defile yaptım ben…
Genelde burada tam tersi oluyor çünkü Türkiye'de ne yazık ki isminizi duyurmadan bir şey yapamıyorsunuz. Önce isim sahibi oluyorsunuz, sonra defile yapma hakkı tanıyorlar size. Ben de başarılı olduğumu yurt dışında ispatladıktan sonra Türkiye'de beni tanıdılar.
Türkiye'nin önde gelen bir erkek giyim markasına üç sene tasarımlar yaptım. 2012'de kendi markamı kurdum.
Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul'da son dört sezondur defilelerimi gerçekleştirmekteyim.
Ben etrafta; bir eğitimi ve yeteneği olmadan kendisine 'modacı', 'tasarımcı', 'kreatif direktör' diyen insanlar olması gerektiğine inanıyorum… Böyle figürler olmalı ki bizlerin kıymeti bilinsin.
Böyle isimler var; iki sene bir şekilde piyasada belli işler yapıyorlar ama sonra bir bakıyorsunuz kayboluyorlar. Hiç defile yapmadan kendisine 'modacı' diyen insanlar var ne yazık ki.
Tasarımcı kimliği olmayan bu kişiler, maddi durumları da uygunsa, genç tasarımcıları destekleseler, şirket kursalar, butik açsalar... O zaman hepimiz onları alkışlarız, onlar da en azından başarılı girişimci bir işkadını olmuş olurlar…
İki yıl içinde İngiltere'ye yerleşmeyi ve moda çalışmalarımı orada sürdürmeyi hedefliyorum. Ama şirketimi burada sürdüreceğim.
