Gündem bazen durgun olabilir.
Gazete sayfalarına yansıtılacak haber bulmakta zorlanılabilir.
Fakat bu durumda bir muhabirin haber toplantısında çıkıp "Valla müdür; ortalıkta dal kıpırdamıyor, haber yok, herkes köşesine çekilmiş, kimseden ekmek çıkmıyor" deme hakkı da yoktur!
Elinde dişe dokunur bir malzeme olmadan, sabahları o haber toplantısına oturmanın verdiği ızdırabı çok iyi bilirim.
HABER YARATMAK
Haber yoksa yaratacaksın!
Sağı solu deşecek, telefon rehberini A harfinden başlayıp tarayacaksın hiç olmadı.
Ama bazı dönemler ortam gerçekten ölü toprağı serpilmiş gibi oluyor. Tıpkı işin varken iş teklifi almak, sevgilin varken sevgili adayı bolluğu yaşamak gibi; gündem ya üst üste gelen haberlerle cadı kazanı misali kaynar ya da bazen tüm kaynaklar bir anda kurur.
İşte önemli olan böyle zamanlarda haber yaratmak ama asla haber uydurmamaktır! İkincisi ayıptır arkadaşım, ayıptır.
ÇİRKİN YÜZ!
İki gün önce gazetelerde ve birbirinden haber araklayan internet sitelerinde bir başlık okudum: "Akbağ'ın çirkin yüzü!"
Allah Allah dedim ne olmuş acaba? Demet Akbağ oğlu Ali ile bir alışveriş merkezine gitmiş, kendisini görüntüleyen muhabir arkadaşlara da "Yapmayın, burada da mı?" demiş.
Bu kadar! 'Çirkin yüz' bu yani!
Haberin başlığına baksan diyeceksin ki; kadın ya içti içti dağıttı, kameramanlara saldırdı, ya küfretti ya da Hande Ataizi gibi elindeki şemsiyeyle ortalığa daldı.
BİNDİĞİN DALI KES
Yok, hiçbiri yok. Ama işte ortada bu aralar gazete sayfalarını dolduracak malzeme de yok!
Bu yüzden pireyi deve yapıp, olmayanı oldurmayı tercih eden meslektaşlarımız da var.
Bu, günü kurtarmak adına yapılan fazla kreatif haberler, magazin gazeteciliğine büyük zarar veriyor.
Bazı arkadaşlar farkında değiller ama, almışlar ellerine elektrikli bir testere, çatır çatır bindikleri dalı kesiyorlar aslında.