Hıncal Ağabey dün Sabah gazetesini şöyle eleştirdi: "Hem de birinci sayfa birinci sütunun tepesinde bir başlık... 'Güney'de zafer AK Parti'nin...' Okuyorum. Güney, meğerse zaten AK Parti'nin kalesi Afyon'un Sinanpaşa ilçesinde bir bucağın adıymış. Bir bucak seçimi, hem de bu başlıkla birinci sayfa haberi olur mu? Okuyan 'AK Parti bu kadar mı zafere muhtaç' demez mi? Bu haber AK Parti'ye destek mi olur, köstek mi? Oysa bu parti ilk sayfada manşet olacak ne işler yapıyor?
Bir bakın etrafınıza.."
Hıncal Ağabey'in eleştirileri çok değerli ve meselelere farklı açıdan yaklaşma fırsatı sunuyor. Ben de dünkü yazımda Hıncal ağabeyin tam tersini düşünüp sadece Sabah değil, birçok gazetenin seçim haberini küçük görmesini eleştirmiştim.
Aynı gazete ve iki farklı görüş!
Öncelikle Güney'in bir bucak diye küçümsenmesini doğru bulmuyorum. Bazı seçimlerde bir oy farkla kentlerin belediyeleri el değiştiriyor. Dün Mahmut Övür de yazdı; Güney beldesinde muhalefet partileri erken seçim havasına girmişti.
Gelecek Partisi Başkanı Ahmet Davutoğlu "İlk dersi Güney'den alacaklar" diyordu. Davutoğlu Güney'de miting düzenledi, partisi de beldede kamp kurdu. Muhalefet partileri Güney'deki seçim için hem sahada hem de sosyal medyada tanıtım kampanyaları düzenledi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da Güney'de miting düzenleyerek beldedeki seçime AK Parti'nin verdiği önemi gösterdi.
Güney'deki 1830 seçmenden 1704'ü sandık başına gitti. Kullanılan oylardan 103'ü geçersiz sayılırken, 126 kişi ise oy kullanmadı. Ve muhalefet cephesinden CHP 29, İyi Parti 23, Gelecek Partisi 17, Yeniden Refah Partisi 7, Saadet Partisi 4 ve TKP 1 oy aldı.
ÖLÜ TAKLİDİ!
Salgın yüzünden insanların uzun süre işine gidemediği, esnafın kepenk açamadığı, başta turizm olmak üzere birçok sektörde ciddi ekonomik daralmaların yaşandığı bir dönemde sürekli erken seçim isteyen muhalefet ağır bir yenilgi aldı. AK Parti'nin adayı Erol Karabacak bin 21 oy aldı. Muhalefetin sürekli erken seçim yapması için baskı uyguladığı AK Parti kullanılan oyların yüzde 63'ünü aldı.
Şimdi bu sonuçlar değerli bir veri değil mi Hıncal Abi? Küçük bir bucak da olsa gerçek bir seçim, en kapsamlı seçim anketlerinden bile daha gerçekçi sonuçlar sunar. Ama seçim anketi daha büyük haber olur!
Bence Güney'deki seçim Anadolu'nun AK Parti'nin kalesi olduğunu bir kez daha gösterdi.
Aslında bu seçim 'zafere muhtaç' muhalefet için özeleştiri yapma fırsatı sunuyor. Ama seçimi kaybettikleri için şimdi ölü taklidi yapıyorlar, sanki hiç böyle bir seçim yaşanmamış gibi davranıyorlar. Oysa kazansalar "Gümbür gümbür geliyoruz" diye erken seçimi daha coşkulu isteyeceklerdi.
Hıncal Abi "Bir bakın etrafınıza" diyorsun ya, belki senin etrafındakiler Güney zaten küçük bir beldeydi deyip, ölü taklidi yapıyor olabilirler!
***
ALİ KOÇ SAMANLIKTA İĞNE ARIYOR
Fenerbahçe taraftarı yeni teknik direktörün açıklanmasını merakla bekliyor. Ali Koç'un açıklamalarından Alman veya Portekiz ekolünden hoca tercih edilebileceği anlaşıldı.
Rafael Benitez ve Roger Schmidt ismi taraftarı heyecanlandırdı ama görüşme yapılmadığı ortaya çıktı.
Haberlerde ismi geçen teknik direktörler genelde her şeyin tıkır tıkır işlediği takımlarda taktik becerisiyle öne çıkan isimler.
Oysa Fenerbahçe'nin forması için savaşmayanı, yenildiğinde gülerek sahadan çıkanı hizaya çekebilecek, oyuncuların saygı duyacağı otoriter bir teknik direktöre ihtiyacı var.
Kısacası Fatih Terim'in yeni nesil oyuncuların dilinden anlayan yabancı versiyonu bulunmalı. Ve bu hoca da Şampiyonlar Ligi'nde oynamayan, kendisinden önce alınmış oyuncularla çalışmayı kabul etmeli. Özetle Ali Koç, samanlıkta iğne aramak zorunda.
***
PAZARLIK MI GERİ VİTES Mİ?
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) kulüp yöneticileriyle yaptıkları görüşmeden sonra yeni 8+6 yabancı kuralının tekrar değerlendirileceğini açıkladı.
Bu görüşme önceden yapılıp öyle açıklansaydı daha iyi olmaz mıydı? Yoksa TFF'nin taktiği "Önce biz açılışı 8+6'dan yapalım, pazarlık payımız olsun" muydu? Hep yazıyoruz doğru yöntem yabancı sınırlaması değil, kulüpleri altyapıdan yetiştirdikleri oyuncuların en azından üçünü ilk 11'de oynatacak bir sistem olmalı.
***
ZEKİ MÜREN DE BİZİ GÖRECEK Mİ?
Avrupa Birliği'nde (AB) internet üzerindeki terör içerikli paylaşımların 1 saat içinde kaldırılmasını öngören yasal düzenleme yürürlüğe girdi. AB radikalleşmeyi ve örgütlerin eleman devşirmesini engellemeyi amaçlıyor.
Peki, Zeki Müren de bizi görecek mi?
Fransa, Belçika, Almanya, Hollanda vs. PKK'nın, YPG'nin, FETÖ'nün tweet'lerini, YouTube videolarını kaldıracaklar mı? Yoksa AB üyesi olmadığımız için Avrupa'nın desteklediği terör örgütlerinin paylaşımları serbest mi kalacak? PKK, Avrupa'da rahatça miting yaparken sosyal medya paylaşımlarını yasaklamalarını beklemek hayalcilik olur.
Avrupa her zaman "Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" der.
***
RİSK BUDUR
Amazon'un kurucusu Jeff Bezos, kendi şirketi Blue Origin ile temmuzda uzay seyahatine çıkacağını duyurdu. Bezos roketine o kadar güveniyor ki, altı kişilik kokpitte kardeşi Mark da olacak.
Blue Origin, teknoloji milyarderi Elon Musk'ın SpaceX'i kadar popüler değil ama son yıllarda uzay yolcuğuna büyük yatırım yaptı. Uzaya turist götürmek için geliştirdiği yeni uzay mekiğini ocak ayında test etti.
Uzay yolculuğunun en karlı yatırımlardan biri olacağı kesin. Bilet fiyatlarının 200 ile 300 bin dolar arasında olacağı belirtiliyor.
Peki, dünyanın en zengin insanı, Blue Origin'ın reklamı için kendini mi kullanıyor? Ya da bu hayatta her zevkten tattım, bir de kendi roketimle uzaya çıkayım mı diyordur? Bence bir taşla iki, hatta rakibi Musk'ı da geçerek üç kuş vurmanın hesabını yapıyor da olabilir.
Roketin test sonuçları ne kadar olumlu olsa da uzaya gitmek her zaman büyük risk. Siz Bezos'ın yerinde olsanız böyle bir riski göze alır mıydınız?
***
Altyazı
'Sevgi ve sinir doğru orantılıdır. En çok sevdiğin insana, herkesten çok sinirlenirsin.' (A Little Bit of Heaven)
