Dünya nın en başarılı kadın boksörü olarak bilinen dünya şampiyonu Mia St.
John ile kaderlerimiz birleşti. 'Boks' denince aklıma sadece üç erkek ismi gelirdi: Muhammed Ali, Sugar Ray Leonard ve Mike Tyson.
Halbuki kadın boksörlerin de spora katkısı çok büyükmüş.
Mia ile kaderimiz birleşti çünkü benim kızım Mira ile onun kızı Paris, Boston'daki Berklee Collage of Music öğrenci yurdunda oda arkadaşı oldular.
Mia, boks dünyasında 'nakavt kraliçesi' olarak tanınıyor. Aynı zamanda en seksi boksör... Playboy dergisine bile kapak olmuş. "Ben bir dövüşçüyüm" diyor.
Sadece ringde değil, hayatta da öyle...
Gençliğinde epey zorluk çekmiş.
Obsesif kompulsif bozukluk, panik atak, uyuşturucu ve alkol bağımlılığı varmış. Sonunda öyle bir noktaya gelmiş ki, "Ya kendimi öldüreceğim ya da yardım alacağım" demiş. Mia, yardım almaya karar vermesinin ardından üç kez dünya boks şampiyonu olmuş.
Yalan Rüzgarı dizisinin yıldızlarından Kristoff St. John'dan iki çocuğu var.
BENİ ÇOK ETKİLEDİ
'Erkeklik' süper kahramanlığına hâlâ devam ediyor ama devir değişti artık... Düşünsenize, dünya boks şampiyonu bir kadının pembe dizi starı bir erkekle evliliğini... Bu arada evlilikleri yürümemiş tabii...
Mia, şimdilerde kurduğu 'Knowledge is Power' (Bilgi güçtür) vakfı ile; Amerika ve Meksika'da alkol ve uyuşturucu bağımlısı gençlerin psikolojik sorunları ile başa çıkmalarına yardımcı oluyor.
Mia, beni çok etkiledi.
Kafasına koyduğunu yapan, saygı talep eden bir kadın...
Halbuki çoğumuz risk almayı denemek yerine; alışılmış, tekrarlanan, sıradan yaşantımızı fark etmeden seçiyoruz. Biz kadınlar kendimizi sürekli mağdur gördüğümüzde genelde kendi gerçeğimizi kendimiz yaratıyoruz. 'Yeteri kadar güzel değilim, insanların bana saygısı yok, hayatım büyük bir yanlış, vücudum çirkin, sevilmiyorum, kullanılıyorum, taciz ediliyorum' dediniz mi yaşam gücünüzü, kendi hayatınızın kontrolünü başkalarının eline veriyorsunuz.
İYİ YÖNLERİNİZİ KEŞFEDİN!
İşte o zaman problem ortaya çıkıyor...
O zaman değer görmüyoruz, kullanılıyoruz, taciz ediliyoruz... Siz kendinizi sürekli yetersiz görüyorsanız, başkaları da değerinizi anlamakta zorlanacaklardır. Sürekli 'Sorun bende' düşünce şeklinin ağırlığına takılmayın. Kör noktanızı fark edin. Zamanımızın çoğunu 'neye yetemediğinizi' düşünerek geçiriyorsanız, yeterli yönlerinizi fark etme alışkanlığı kazanın. Hayatınızda doğru gidenleri görmeye çalışın!
Çünkü siz enerjinizi değiştirdiğinizde, bazı şeylerin düzelmesi için daha olumlu bir ortam yaratmış oluyorsunuz. Ve 'kendinizi yeterli hissedebilmek' konusunda umudunuzu sakın kaybetmeyin.
