Bulgaristan'ın en ünlü, Avrupa'nın ise sayılı kayak merkezlerinden biri olan Bansko; geçtiğimiz günlerde Gülşen, Ece Seçkin, Simge ve Merve Özbey gibi Türk yıldızların katıldığı Bemolfest 2016 festivaline evsahipliği yaptı. Biz de festivali izlemek için, son yıllarda Avrupa jet-set'inin yeni kayak destinasyonu haline gelen Bansko'ya gittik. Türkler arasında da çok popüler olan Bansko'ya, başkentteki Sofya Havalimanı'ndan iki saatte ulaşılıyor. Türkler ise çoğunlukla karayolu ulaşımını tercih ediyor. Tur şirketleri; Bansko'ya otobüsle ulaşım ve konaklamadan oluşan paketler sunuyor. Bu turlarda, sömestir gibi tatil dönemlerinde büyük yoğunluk yaşanıyor. Kayak yapmak isteyen tatilciler, ekipmanlarını yanlarında rahatça götürebilmek için de karayoluyla ulaşımı tercih ediyor. Ancak hemen belirtelim; otobüs veya otomobille 10-12 saat süren Bansko yolculuğu, göründüğü kadar rahat değil. Yolda geçirilen uzun saatlere, gümrükteki giriş-çıkış işlemleri için harcanan vakit de ekleniyor. Yoğun zamanlarda gümrük işlemleri bir hayli uzayabiliyor. Otobüs yolculuğu sırasında konuştuğumuz tur yetkilileri; tatilcilerin en çok binecekleri otobüsün lastiklerinin yeni olup olmadığını sorduklarını söyledi.
EN YÜKSEK BÖLGESİ 2.600 METRE
Pirin Dağı'nın yamacında yer alan Bansko; bugüne kadar pek çok uluslararası yarış organizasyonuna evsahipliği yapmış bir kayak merkezi. Toplam uzunluğu 70 kilometreyi bulan altı mavi, beş kırmızı ve iki siyah dereceli pisti bulunuyor. Pistlerin lift kapasiteleri oldukça yüksek. Acemi, ileri düzey ve uzman kayakseverler için yeterli hizmet verilebiliyor. Kayak bölgesinin en yüksek noktası 2.600 metre. En uzun pist ise 16 kilometre... Merkezde; toplam 25 kilometrelik teleferik ve telesiyej sistemi bulunuyor. Türkler ve İngilizler'in çoğunlukta olduğu Bansko'da, çocukları ile birlikte kayak yapan aileler göze çarpıyor. Köpeğiyle kayanların sayısı da hiç az değil. Her türlü kayak ekipmanının kiralanabildiği Bansko'da; kayak, baton ve ayakkabıların kira ücretleri 25-50 Euro arasında.
EURO KULLANMAYIN
Çocuklu aileler, akşamın erken saatlerinde otellerine çekilip ertesi sabah güne erkenden piste çıkarak başlıyorlar. Gençlerin büyük çoğunluğu ise Bansko gecelerinde eğlenmeyi tercih ediyor. Sabaha karşı 04.00'e kadar süren eğlencenin popüler adresleri; Jack's House ve Flash adlı kulüpler. Tam gaz eğlence sunan bu kulüplerde, 'damsız girilmez' olayı yok. Gece kulüplerine bir anda bir futbol takımı kadar erkek girebiliyor. Kulüplerde garsonların gözde müşterisi elbette ki Türkler... Bahşiş konusundaki cömertliğimiz, mekan çalışanlarının gözlerini dolduracak düzeyde! Kulüplerde hâlâ Tarkan'ın 1998 tarihli 'Şımarık' şarkısının çalınıp söylendiğini de belirtmeden geçemeyeceğim. Bansko'ya gitmeye karar verdiğinizde, eskiden beri söylenen 'Çok ucuzmuş' laflarına kulak asmayın. Bansko; artık eski Bansko değil. Konaklama ve ulaşımda uygun fiyatlarla karşılaşsanız da, dışarıdaki yaşamda çok çeşitli fiyatlar uygulanıyor. Üzerinizde hangi döviz cinsini bulundurduğunuz da çok önemli. Yanınızda mutlaka Leva olsun. Gittiğiniz mekanlarda ya da yaptığınız alışverişlerde Euro kullanmayın. Yoksa elinizdeki paranın inanılmaz şekilde değerini kaybettiğini görürsünüz.
TÜRKLER'İN FAVORİSİ SUCCUK HOUSE
Bansko'da yemeklerde domuz ve domuz ürünleri kullanılıyor. Şehrin birçok yerinde satılan tavuk dönerin içinde de domuz ürünleri kullanıldığını hatırlatalım. Bansko'ya yerleşen iki Türk kardeşin açtığı Succuk House; gönül rahatlığıyla yemek yemek isteyen Türkler'in kurtarıcısı olmuş. Succuk House'da mercimek çorbası, sucuklu-kaşarlı tost ve demleme çayı gördüğümde büyük heyecan yaşadım. Türkiye'ye dönüşte; turdaki herkesin, Edirne'deki Tarihi Ciğerci Bahri Bey'e koşması da görülmeye değerdi!