Günlerdir gazete manşetlerinde trajikomik dayak ve saldırı olaylarını okuyoruz. Temizlikçisinden dayak yiyenler, çocuğunun dadısının saldırısına uğrayanlar... 'Aman evlerden uzak!' deyip tahtalara vurduk hepimiz. İstanbul'da çocuğunu dadıya emanet eden, evine temizlikçi alan binlerce aile var. Onlardan her gün yeni hikayeler dinliyorum. Mesela birisi şöyle: Bakıcı kadın, etrafta kimseler yokken evin sahibesinin kıyafetlerini giyiyor, her şeyini takıp takıştırıyormuş. Evde kamera sistemi olduğundan bihaber tabii... Bununla da yetinmiyor; kendi eviymiş gibi arkadaşlarını ağırlıyormuş. Belli ki 'hanımefendicilik' oyunu oynamak istemiş. Bir tanıdığımın evine gelen temizlikçi ise evdeki özel vakitlerini cep telefonuna kaydediyormuş. Düşünsenize; giyinme odanızda kıyafet deniyorsunuz ve birisi sizi gözetleyip gizli gizli videoya çekiyor. Evde konuşulan, mahrem olan ne varsa, temizlikçi kadının akıllı telefonunda kayıtlı! Bunu yapmasının sebebi; şantaj olarak kullanmayı planlaması... Bu devirde eve girip çıkan yabancılara güvenilmez...