Günümüz hayatı öyle bir hal aldı ki; nefret, kin, kavga, yarış, para ve hırs mücadelesiyle akıyor. Bu durum, hemen herkesi daha kaygılı ve umutsuz bir hale sokuyor. Geleceğe olan umudumuz gün geçtikçe azalıyor. Bu denli negatif olgularla dolu bu hayatı daha yaşanılabilir hale getirmek bizim elimizde. Bunu başarabilmek için sizlere ufak birkaç tüyo:
Hayat bir denge üzerine kuruludur. Bu dengenin kaybolması, aynı zamanda hayatımızdaki birçok güzel şeyin de kaybolması demektir. Merkez noktada olmayı istemek ve dengede kalmak, hayatınızın güzel bir ritimle ilerlemesini sağlayabilir.
Hayatımıza bir koruma kalkanı oluşturmalıyız. Gereksiz yoran, tüketen her ne varsa uzaklaşmalı, önümüze çıkan engeller, zorluklar karşısında çözüm üretebilmeli ve dimdik durabilmeliyiz.
Kendimizi dengenin bir parçası yapmak için bakış açımızı baştan sona değiştirmeliyiz. Bu sanıldığı kadar zor bir durum değildir. Vücudumuzda ve ruhumuzdaki dengeyi sağlamamak, korku ve kaygılı durumlarda bizlere nefes almayı dahi unutturabilir. Bunun sırrı, bilinçaltımızdaki kötü düşünceleri atmaktan geçiyor. Hayata olan bakış açımızı değiştirdiğimizde daha sağlıklı düşünüp tüm kaygılarımızdan arınabiliriz.
Yaşantımızda gerçekleşen olaylar, ruhumuzu ve bilincimizi etkiler. Verdiğimiz tepkiler de bu bağlamda gelişir. Çevredeki etmenlerin bizde uyandırdığı korku ve kaygılardan izole olmalıyız. Bunun için kafayı boşaltmak ve mental dengeyi sağlamak gerekiyor. Zihnimizi olumsuz bilgilerden arındırmalı ve derin bir nefes alarak rahatlamaya başlamalıyız.