Meslek yaşantısında 50 yılı geride bırakan Hülya Koçyiğit, yeni projesi 'Varoşta Kadın Olmak' ile yönetmen koltuğuna oturmaya hazırlanıyor. Filmde kadınların mücadelesini anlatacak olan Koçyiğit, yıllar sonra kendisini sinema sektörü adına bir imtihana sokacağını belirtiyor. Torunu Neslişah Alkoçlar ve asistanının yardımıyla geçmiş yıllarda çıkmış haberleri, sahne ve set fotoğraflarını bir araya toplayan Koçyiğit, 50 yıllık arşivini de GÜNAYDIN'a açtı. Koçyiğit ile yeni projeleri, Selim Soydan ile yıllara meydan okuyan aşkını ve özel hayatını konuştuk...
FİLMDE STAR İSİM YOK!
Nalan Türkeli'nin 'Varoşta Kadın Olmak' adlı kitabını sinemaya uyarlamaya hazırlanıyorsunuz. Filmde yönetmen koltuğuna oturmaya karar verdiniz. Bu proje nasıl doğdu?
Bu kitabı bana Gülşah Film'in yapımcısı getirdi ve "Artık yönetmenlik yapmanız gerekiyor" dedi. Kitabı okuduktan sonra projeyi hayata geçirmeye karar verdim.
Sizi bu kitapta en çok etkileyen ne oldu?
Gerçek hayatta birtakım kahramanlar var. Sinemanın görevlerinden biri de; bu kahramanları gün ışığına çıkarmak... Şehrin çeperlerine yerleşen, tutunamayan, var olmaya çalışan kadınlarımız var. Kitabın yazarı yaşadıklarını kaleme almış. Bunlar belki küçük hikayeler ama içimizden duygular. Ben bu filmde o insanlara "Ben de içinde bulunduğum hayatta kendimi ifade edebilirim" dedirtebilirsem ne mutlu bana. Ben filmimde zorluklarla yaşanan hayatları göstermek istiyorum.
Filmde ünlü oyuncular yer alacak mı?
Kafamda bir sürü kişi var ama henüz kesinleşmiş isim yok. Filmde star olmayacak. Ama ünlü bir isim, belki misafir oyuncu olarak yer alacak. Çünkü ben konunun ön planda olmasını istiyorum. Bu iş ticari değil. Kendimi yeniden bir imtihana sokacağım. Yeniden insanlara bir şeyler verme çabasına gireceğim. Bakalım insanlar nasıl karşılayacaklar? Bu yaşa geldim, 50 senedir bu işi yapıyorum; hâlâ bir şeyler öğreniyorum, hâlâ kendimi sınamaya çalışıyorum.
BİR BİRİMİZE SAYGILIYDIK
Geçtiğimiz aylarda bugüne kadar çıkan haberlerinizi, sahne ve set fotoğraflarınızı albümlerde toparlamışsınız. 50 yılı biriktirdiniz mi?
1963 yılında 'Susuz Yaz' filmini çektiğimiz dönemden itibaren çalışmalara başladık. Bir dönem annem kızı sinema sanatçısı oldu diye hevesle topluyordu. Sonra bir dönem unutmuş, tekrar 67 yılında toplamaya başlamışız. Böyle dönem dönem biriktirdiğimiz fotoğraf ve haberler var. Taşınırken bunların bir kısmını gözden çıkarmak zorunda kaldık Ama şimdi torunum Neslişah albümlerin bir kısmını oluşturdu. Diğer kısmını da asistanımla toparladık.
Albümlere baktığınızda ne hissediyorsunuz?
Dolu dolu yaşanmış bir ömür gözümün önünden geçiyor. Seyircilerim bana gururlu, saygın ve sevgi dolu bir coşku yaşatmış.
O yıllara özlem duyuyor musunuz?
Özlem duymuyorum fakat hatırlayınca içim burkuluyor. Ne kibar, ne mesafeli insanlarmışız. Büyüklerimize karşı çok saygılı davranırdık, birbirimizle beraber vakit geçirdiğimiz zaman laubali olmazdık. Rekabet diyorsunuz ya; bizim rekabetimiz destekleyici bir rekabetti, asla polemiğe girmezdik.
ENGİN ALTAN İLE OYNARIM
Selim Soydan ile herkesin imrendiği çok mutlu bir evliliğiniz var. Bunun sırrı ne?
Aşkı öldürmemeye çalışıyoruz. Aslında aşk denilen şey bir alevdir söner. Onu kor bir ateş olarak koruyabilmek önemli. Sevgi ve saygı çok daha güçlü duygular. O kadar değerli ki, siz emek vererek büyütüyorsunuz.
Torununuz Neslişah Alkoçlar, Engin Altan Düzyatan ile nişanlandı. Aileye bir oyuncu daha giriyor...
Bizim için sürpriz oldu. Engin, iyi bir oyuncu... Çok da iyi bir ailesi var. Benim annem, ben evleneceğim zaman "Önce ailesini tanımalıyım" demişti. Engin'in ailesi ile tanıştık, onlar da bizi gördü. Çocuklar zaten anlaşmış. Dilerim sevgilerini sonsuza kadar yaşar, Selim ile benim gibi yıllarca birlikte olmayı başarabilirler.
İleride damadınızla aynı projede yer almayı ister misiniz?
Neden olmasın? Biz meslektaşız, profesyonellik ne gerektiriyorsa o olur.
BAŞBAKAN'IMIZIN VİZYONUNU TAKDİR EDİYORUM
Geçen hafta Başbakan'ın vizyon toplantısına katılan sanatçılar halk tarafından çok eleştirildi. Siz toplantıya neden katıldınız?
Sanata ve sanatçısına, 'toplumun öncüleri' diye değer veren Başbakan'ımızın daveti üzerine vizyon toplantısına katıldım. Türkiye'de ilk defa halkın oylarıyla seçilecek cumhurbaşkanı adayının düşüncelerini öğrenmek istedim.
Siz sosyal medya üzerinden yapılan eleştirileri nasıl yorumluyorsunuz?
Eğer doğru bir şey yaptığınıza olan inancınız tamsa eleştirilere açık olursunuz ama bizde nedense eleştiriler kırıcı oluyor. Bu defa da eleştirilerin dozunu hakarete vardırdılar. Son yıllarda ülkemizde çok fazla kutuplaşmaya şahit oluyoruz. Sanki bu konuyla ilgili eleştiriler kutuplaşmanın, takım tutmanın verdiği bir davranış biçimi gibi geliyor bana. Onun için çok samimi duygular olduğunu zannetmiyorum.
Size ulaşanlar oldu mu?
Sosyal medyayla ilgilenmediğim için yapılan yorumlardan haberim yok. Ama gerçek fikri olan insanlar, fikirlerini açık açık söylerler. Sosyal mecrada yapılan yorumlar gizli saklı. Bu yüzden de kaale almıyorum.
Peki Başbakan'ın çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?
Başbakan'ımızın çalışmalarını ve Türkiye'nin geleceği ile ilgili vizyonunu takdir ediyorum.
