Şevval Sam; Türk Sanat Müziği eserleri, Karadeniz türküleri, arabesk şarkılar derken şimdi de modern ve klasik şarkıları seslendirdiği 'Tango' albümü ile karşımıza çıkıyor. Etiler'deki ofisinde ilk kez röportajımız için poz veren ünlü sanatçı; yeni albümünü anlattı...
ŞEVVAL SAM FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYIN!
Sizce sanatçı; kendisini müzikle mi, yoksa oyunculukla mı daha iyi ifade ediyor?
Her yaptığınız işte yalan söyleyebilirsiniz. Bence; oyunculuk yalan söylemenin en dürüst yolu. O kişi değilsiniz ama rolünüz nedeniyle o kişisiniz aynı zamanda. Edebiyatta da aynı şey geçerli; inanılmaz bir şiir yazıp çok farklı gözükebilirsiniz. Bence bu durum özle bağlantılı bir şey. Müziğe gelince... Bu sanat dalında asla yalan söylemezsiniz. Müzik; bir frekanstır, titreşimdir. Acıklı bir şarkı söyleyeceğim diye uğraşsanız bile; o frekansta değilseniz, o acıyı yansıtamazsınız. Ben müzikteki o gerçek frekansı arıyorum. O frekans; insanlara ulaştığında kalbin mührünü açma potansiyeline sahiptir. Ne anlatırsanız anlatın, müzik kadar etkili olmayacaktır.
Şevval Sam günlük hayatında nasıl biridir?
BENİM İÇİN MÜZİK DE OYUNCULUK GİBİ
Alaturka, arabesk, Karadeniz türküleri, caz... Şimdi de tango söylüyorsunuz. Müzikal anlamda bu kadar geniş bir yelpazede şarkı söylemeyi neden tercih ediyorsunuz?
Farklı tarzlarda şarkılar seslendirmek de bir çeşit oyunculuk sayılmaz mı? Oyunculuk da yaptığım için biliyorum; ne kadar farklı karakterler canlandırırsanız, o kadar zenginleşiyorsunuz. Bu, kimlik karışıklığına neden olmuyor. Benim için müzik de bir çeşit oyunculuk gibi... İstanbullu'yum; Karadenizli değilim, arabesk bir kültürden gelmedim, 1900'lerin başında tango döneminde yaşamadım, 1950'lere kadar olan alaturkanın en yüksek döneminde de yaşamadım. Bunların hepsi aslında bir çeşit canlandırma... En önemlisi de o müziğin içerisindeki şifreleri çözmek. Beni en eğlendiren tarafı da bu zaten. Canlandırdığım her karakter, benim için yeni bir psikanaliz niteliği taşıyor. Oyunculukta da bu böyle, müzikte de... Benim ticari kaygılarım yok.
ŞARKILARI SÖYLERKEN BİR TERAPİ YAŞIYORUM
Her sektörde olduğu gibi müzik camiasında da iyiler olduğu kadar kötüler de var. Sanatçılarla ilişkileriniz nasıl?
Etrafımda her an yok olmamı bekleyen insanlar bulunabilir ama ben; sahip olduğumu düşündükleri şeye sahip olduğumu düşünmüyorum. Üstelik dış dünyaya bağımlı da yaşamıyorum. Öz arayışı içerisinde yaptığım işleri de birine empoze etme derdinde değilim. Bir şey hazırladığımda sunuyorum, yani "Buyurun, böyle bir şey yaptım; benimle paylaşmak ister misiniz?" diyorum. Benim için önemli olan, içsel yolculuğum. Şarkıları söylerken o terapiyi yaşıyorum; o özle bağlantıyı, akışı bedenimden geçiriyorum... Bu deneyim benim için müthiş bir mutluluk. Üstelik bana büyük bir haz verdiğini de belirtmeliyim. Benim güçlü ve mücadeleci bir yapım var. Böyle yana çekilip kötülüklerin yanımdan akmasına izin veriyorum.
CEHENNEM VE CENNET BURADA
Hayat sizin için ne ifade ediyor?
Hayat; benim için kendimi deneyimleme süreci ve deneyimleyerek öğreniyorum. Okuyarak, dinleyerek ya da seyrederek bilgi sahibi oluyorum ama deneyimleyerek bütün hücrelerime sirayet eden bir içselleştirme yaşıyorum; yaşamı algılama biçimim böyle. Öz yolculuğumda, kendi özümü arayışımda; özüyle kopuk biri olduğumu söyleyemem. Onunla çok net bir bağım var. Bu yolculuk içerisindeki her şey, benim için o özü besleyecek araç; müzik, oyunculuk, arkadaşlarım, ailem, yaşadığım her şey senaryo gibi... Dünyanın;
cennet ve cehennem arasında ince bir çizgide olduğunu düşünüyorum. İsterseniz bunu cennete, isterseniz cehenneme dönüştürebiliyorsunuz. Bu dünyanın renklerinin tadını çıkarıp saygı duyarak üretirseniz, cennete yaklaşıyorsunuz.
HAYAL GÜCÜMÜ NEREDE KULLANACAĞIMI BİLİRİM
Müzikte çeşitliliği seviyorsunuz. Peki bu bir risk değil mi?
Bence bu riski alan Kalan Müzik. Ben zaten hayatı da müzik gibi algıladığım için deneyimleyerek, öğrenerek, üzerine kafa yorarak ve çalışarak yaşıyorum. Her yeni proje benim için yeni bir keşif süreci. Hasan Saltık ile çok eski bir dostluğumuz var. O, benim neler yapabileceğimi biliyor. Ben de yapabileceklerimi, hayal gücümü nerede hayata geçireceğimi çok iyi biliyorum. Kalan Müzik var oldukça; dostluğumuz, iş ortaklığımız bitmeyecek. Orası benim için okul gibi. Müzik hayatına başlarken, bana Kalan Müzik fırsat sundu. O dönemde 'Gülbeyaz' dizisinde Karadeniz türküleri söylediğim için Karadeniz tüküleri albümü çıkaracağım düşünülüyordu. Bense alaturka okumak istedim. Nostalji dönemi geçmiş ve şarkılar tüketilmişti. O zaman bana Kalan Müzik destek oldu.