İkinci yarı oynadığı kötü futbolla eleştirilen G.Saray, yaklaşık yarım saat 10 kişi oynayan Kayserispor ile berabere kaldı. 64. dakikada ikinci sarıdan kırmızı kart gören Hakan Aslantaş'ın çıkmasından sonra ataklarını yoğunlaştıran G.Saray, sakat olan Jo, Milan Baros, Kewell ve gönderilen Nonda'yı aradı.
EBRU KILIÇOĞLU: Eski köye yeni adet (SABAH)
Tam 30 dakika... Oyunun başından itibaren Kayserispor'un G.Saray'ı kendi sahasına hapsettiği süre bu. Gayet organizeler, birbirlerine yabancı değiller ve istekliler. Sahadaki futbolu bir köşe kapmacaya dönüştürüyorlar. Bütün köşelerin onlar tarafından kapıldığı, Galatasaray defansının ortada sıçan olarak rol aldığı ve ilerideki 4 kişilik ofansif kadronun da cezalı gibi oyundan dışlandığı bir oyun.
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ...
Gerçi, cumartesinin gelişi çarşambadan belli... Galatasaray Antalya'da da umut vermedi ama beklenti Kayseri karşısında üzerindeki rehaveti atacağı yönünde! Sonuçta klasik senaryo vuku buluyor. Bekler oyuna katkıda bulunamıyor, Arda, Keita, Elano ve Giovani de rakip defansın üzerine kabus gibi çökmeleri gerekirken ellerindeki tek özelliği yani tempo yapmayı bile beceremiyorlar. İlk yarım saatten sonra (o da sarsak sarsak) rakip sahaya gelmeye başlıyor G.Saray. Bu süreye kadar Kayserispor'un baskısı, yoğunluğu var ama net pozisyonu yok.
73'te Elano'nun Uğur'un ortasına vurduğu şut savunmaya çarpmasa Galatasaray gol sevinci yaşayacak ama net pozisyon dışarı gidiyor. Kayseri, savunmasından ödün vermeyip hem de gol kovalamaya devam ederken Galatasaray'ın gol telaşı oyunun temposunu artırıyor. 88'de Emre Çolak Elano'nun asistine "3 puanı aldık" vuruşunu layıkıyla yapsa belki olacak ama Süleymanou zorlanmıyor 'zayıf' şutu durdurmakta. +1'de bir de Keita harcayınca G.Saray hakettiği kadarını alarak kapatıyor 90'ı...
LEVENT TÜZEMEN: Formsuz olan Rijkaard (SABAH)
Rijkaard, Kayseri'de kaybedilen puanları "Takım halinde kötü oynadık" diyerek geçiştiremez. Çünkü çıkardığı kadro sezon başındaki söylemleriyle eylemlerini inkar edecek kadar dengesiz, uyumsuz ve yaratıcılıktan uzaktı.
Rijkaard'ın Dos Santos tercihi tamamen "Manevi evlat" muamelesidir. Bu davranış futbolcuların hocalarına olan güvenini sarsar. Sezon başından bu yana taşın altına elini koyan isimler kulübede oturuyor. Barcelona sonrası büyük düşüş yaşayan Santos "Babasının oğlu" torpili gibi ilk onbirde maça başlıyor. Oynayan da, oynamayan futbolcu da sahada kimin ne yaptığını bilir ve görür.
Rijkaard elini oyuna sokmadı. Kayseri 64'te 10 kişi kalmış ve geriye yaslanmış; Caner hala solbek oynuyor. Çıkar Santos'u, al Ayhan'ı oyuna Caner'i de kanattan orta yapması için ileri gönder. Antalya'da bunu yapan Rijkaard, 10 kişi kalan Kayseri'ye karşı bunu düşünemiyor. Sakatlıklardan dolayı Rijkaard'ın aklının karıştığını düşünüyordum ama bu tezimi "Rijkaard form düşüklüğü yaşıyor" diye değiştiriyorum. Dilerim, Rijkaard Ankaraspor arasında (!) kendini "Reset"ler.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Kilit isimler durunca (SABAH)
Kadir Has Stadı'nda futbol kalitesi vasatı aşmayan ama temposu ligimizin çok üzerinde bir maç izledik. Ligin ikinci yarısına futbol olarak iyi başlayamayan ve santrforsuz kalan Galatasaray için Kayseri deplasmanı son derece zordu. Ancak Galatasaray takım halinde hırslı bir mücadele sergileyince beklenen saha içi rahatsızlıkları en azından takım savunması olarak gündeme gelmedi.
Kayseri hırslı ve disiplinliydi. Ama 3 kişi eksik oynadılar. Makukula hiçbir şey yapmadı. Gökhan Emreciksin sahada yoktu. Takımın en yüksek kondisyonuna sahip, yürekten oynayan oyuncusu Mehmet Eren ise topları ya olumsuz kullandı ya çabuk kaybetti. Tolunay Kafkas'ın en büyük yanlışı kartı olup her an ikinci kartı görmeye müsait olan Hakan'ı oyunda tutmasıydı. En doğru hareketi de Makukula-Ömer değişikliğiydi.
Hakem Tolga Özkalfa'nın genel yönetimi iyiydi ama ilk yarıdaki 3 kart gereksizdi. Bu yüzden Hakan ikinci sarıdan ihraç oldu ki bu kart ve Cangele'nin ceza alanındaki pozisyonundakidevam kararı doğruydu.
BÜLENT TULUN: Neyi bekledi (FOTOMAÇ)
Turkcell Süper Lig'de kalan maçlarından en önemlilerinden biri olan Kayserispor sınavına Galatasaray beklenmedik şekilde Servet'siz başladı. Bu, Makukula ve Cangele gibi 2 önemli ve kuvvetli forvete karşı ciddi risk taşıyan bir karardı. Servet'in gribal sorundan yedek kaldığı gerçeği biraz geç öğrenilince bir yeni icat olmadığı ortaya çıktı. Topu ileri taşımakta zorluk çeken Galatasaray, Elano'nun sorumluluk almayıp fazla yan pas yapmasından dolayı maç başında zorlandı.
10 kişiyle 30 dakika oynamak zorunda kalan Kayserispor iyi direnerek puanını aldı. Galatasaray ise kısıtlı hale gelen kadrosu ile 2 puan bırakarak düşüşünü sürdürüyor. Oyuna sonradan giren Emre Çolak'ın Dos Santos'tan ne farkı var. Ara transferde alınanlardan bir tek Neill işe yaradı.
İSMET TONGO: Patron Lucas (FOTOMAÇ)
Perşembe günü çıkan yazımda "Vur tekmeyi, al puanları" diye ligin "Sadist" futbolcularını yazmıştım. Hatta yazıda 'yeni transfer Jo Alves'e öyle bir vurdular ki içim sızladı' dememe kalmadan, üç gün sonra Antalyaspor maçında Yalçın'ın tekmeleri sonucu sedye ile çıkarken gördüm. "Vurdumduymaz" Futbol Federasyonu'na da bir sorum var... Kayserisporlu bir yönetici Ali Turan'ın gerçekleşmeyen transferi ile ilgili çok ciddi açıklamalar yaptı.
Galatasaraylıların hepsi çok iyi oynadı. Ancak sahanın patronu süper oynayan Lucas Neill'di. Emre Güngör de çok iyiydi. Çok çalışanların başında Mehmet Topal ve Mustafa Sarp vardı.