"Taraftarın gözü dönmüştü!"

Spor basınının usta kalemi Gürcan Bilgiç, Türk Futbolu'nda geçtiğimiz haftaya damgasını vuran olayları Sabahspor.com'a değerlendirdi.

- Olaylı Fenerbahçe - Gaziantepspor maçının gergin geçmesinin nedeni neydi?

- Andre Santos o golü atmasaydı sahada ve saha dışında neler yaşanacaktı?

- Şampiyonluğa oynayan takımlara karşı iyi mücadele etmek suç mu!

- Fenerbahçe için G.Antepspor maçında takdir edilecek tek şey neydi?

- Bursaspor'un, Trabzonspor maçında sergilediği performansla F.Bahçe karşısında sergilediği performans arasında fark var mıydı?

- Arda Turan'ın mercan formayla ilgili küfüre varan sözleri için Gürcan Bilgiç ne yorum yaptı?

- Beşiktaş 2 farklı galibiyeti neden koruyamadı?

Tüm bu soruların yanıtlarını Gürcan Bilgiç ile yaptığımız keyifli röportajımızda bulabilirsiniz.

İşte Gürcan Bilgiç'in Sabahspor.com'a yaptığı özel açıklamalar:

"TRABZON VE F.BAHÇE'NİN MAÇLARINI YÖNETEN HAKEMLER SAKLAMBAÇ OYNUYOR"

- Fenerbahçe, Gaziantepspor'u 1-0 mağlup etti ancak maç sonunda futboldan çok hakem konuşuldu. Alex'in, Niang'ın verilmeyen penaltısı, Lugano'nun üstünden çıkan forması, Emre Güngör ve Lugano'ya verilmeyen kırmızı kartlar… Say say bitmiyor. Bir hakem bir maçta bu kadar hatalı kararı nasıl verebilir?

Hüseyin Göçek sezonun son noktasıdır. Fenerbahçe Yönetimi bu kararları "bilinçli" olarak niteledi, ben ise kendisini çaresiz ve sahipsiz hisseden bir insanın bocalaması olarak yorumluyorum. Hakemlerimiz kötü. Bir de göğüslerine FİFA kokartı asmışlar. Bunu hak etmek için yeterli olmadıkları, kendilerini geliştiremedikleri ve desteklenmedikleri için bu haldeler.

Göçek'i eleştirmek için çok kelime kullanılabilir. Maçın gerilmesi, sertleşmesi, daha sonraki kartlık hareketlerin temeli, penaltı kararlarında cesaretsiz kalmasıdır. Eğer bu maç 1-0 olsa bu kadar gerginlik yaşanır mıydı? Üç gün sonra Beşiktaş ile tarihinin en önemli maçına çıkacak olan Gaziantepspor, kırmızı görmeyi göze alarak bunları yapabilir miydi? Ya da beraberliğe razı olmak yerine açık oynayıp, maçı kazanabilir miydi?

Futbolumuzun yerinde saymasını çok konuşuyoruz. Bunda yöneticilerin vizyonsuzluğu ve yetersizliği kadar, aynı karakterdeki hakemlerin de rolü büyüktür. İki haftadır Trabzonspor'un ve Fenerbahçe'nin maçlarını yöneten hakemlere bakın. Sanki saklambaç oynuyorlar sahada. Hiçbiri cesaretli karar veremiyor.

"TARAFTARIN GÖZÜ DÖNMÜŞTÜ! EĞER SANTOS O GOLÜ ATMASAYDI…"

- Sahada yaşanan hakem hatalarının yanı sıra saha dışında da çirkin görüntüler vardı. Golden sonra G.Antep yedek kulübesinde yaşananlar, İsmail Kartal'ın G.Antep yedek kulübesindekilere, Aziz Yıldırım'ın ise hakeme hakaret ettiği iddiaları… Bu olaylar için yorumunuz nedir?

Eğer Andre Santos o golü atmasaydı, çok başka olaylardan da söz edecektik. İnanın bana o stat da, sokaklar da, Kadıköy de yanardı. Biz taraftarla iç içe maç seyrediyoruz, hepsinin gözü dönmüştü. Hakemin kararlarını kaldıramıyor, böyle bir yarışı hakem kararı ile kaybetmek istemiyorlardı.

Saha içinde yaşananlar, o gerilimin küçük bir parçası. Olmaması lazım, ama hepsi insan ve duygularına yeniliyorlar. Bunun hesabını da verecekler. Ama acaba Hüseyin Göçek nasıl bir hesap verecek? Vicdanları rahatlatacak olan budur.

"RAKİBİN HEDEFİ YOKSA MAÇI BIRAKMASI BEKLENİYOR! KİMSE DE BUNDAN UTANMIYOR!"

- G.Birliği-Trabzon maçında Burak Yılmaz'ın, dirençli oyunlarından ötürü soyunma odası koridorlarında rakibe tepki gösterdiği iddia edilmişti. Buna benzer bir tepkiyi ise F.Bahçe - G.Antep maçı sırasında F.Bahçe Antrenörü İsmail Kartal'ın rakibe gösterdiği söyleniyor. Şampiyonluğa oynayan takımlara karşı iyi mücadele etmek suç mu?

Maalesef bu bizim arabesk kültürümüzün bir parçası. Eğer bir olaydan zarar görmüyorsan, neden kıyak yapmıyorsun. O yüzden rüşvet de almış yürümüş. Görevliler işlerini yapmak yerine, en kısa yolu seçiyorlar.

Bir takım iyi oynuyor, çok koşuyor diye eleştirilir mi? Madem şampiyon olacaksın, güçlüsün demektir. O zaman çıkacaksın her takımı yeneceksin.

Esas eleştirilmesi gereken bu direnci göstermeyenler olmalı. Onlar işini iyi yapmıyorlar demektir. Bir takım iyi oynadı diye suçlanır mı? Bizde bu oluyor. Hatta rakibin hedefi yoksa, maçı bırakması kolayca yenilmesi bekleniyor. Bunu yapan takımlara da büyük sempati besleniyor. Böyle düşünen anlamıyor mu ki, yarın öbür gün aynı takım senin rakibine de böyle yapabilir. O zaman ne diyeceksin?

Hak edilmiş yerine, kolay elde edilmiş daha cazip geliyor herkese. Kimse de bundan utanmıyor. Nasıl insanlar olduk ki biz.

"SEYİRCİ VAZGEÇTİ AMA FUTBOLCULAR YILMADI"

- Fenerbahçe için çok zor bir maçtı. Sizce gol neden bu kadar geç geldi?

Penaltıları değinmeden konuşacaksak, Fenerbahçe'nin iyi oynadığını ama etkili olamadığını söylememiz lazım. Alex de dahil olmak üzere tüm kritik oyuncular sonuca gidecek son hareketlerde doğruyu yapamadılar. Duran toplar önemli bir silah. Bakın Alex'in kullandığı, kornerler dahil tüm atışlara. Hepsi etkisizdi. Rakibin direnci arttı, önemli oyuncularını hücum kulvarına soktu. Bir topu direkten döndü.
Bu maçta takdir edilecek tek şey çabadır. Fenerbahçe takımı son saniyeye kadar maçtan vazgeçmedi. Seyirci vazgeçti, onlar yılmadı.

"MAÇI BİR İSPANYOL HAKEM YÖNETSEYDİ KAÇ KIRMIZI KART OLURDU?"

- Bu maçtan 2 saat sonra "El Clasico"yu izledik. Bir pozisyonda Messi kendisine yapılan faul sonrasında eliyle kart işareti yaptı ve hakemden sarı kart istedi. Türkiye'de bu hareketin bedeli sarı kart ancak İspanya'da Messi kart görmedi. Bu topraklarda futbolun kuralları farklı mı işliyor? Sizce doğruyu kim yapıyor biz mi yoksa Avrupalılar mı?

O hareketleri geç. Talimat almışlar, hakemler ayrım yapmıyor. Kötü niyeti veya bir refleksi ayırt etmek yerine, doğrudan kartı gösteriyorlar. Hakemlerimizin kendilerine yapılan en ufak bir protestoyu cezalandırırken, rakibini tekmeleyen, gırtlağına sarılan, sürekli faul yapanlara seyirci kalmasını konuşalım. Fenerbahçe – Gaziantep maçını bir İspanyol hakem yönetseydi, sizce sahada kaç kırmızı kart olurdu, kaç oyuncu ikinci sarıyı daha dakika 20 olmadan görürdü.

"BURSA'NIN, F.BAHÇE MAÇINDAKİ MÜCADELESİ 100 İSE TRABZON MAÇINDAKİ MÜCADELESİ 60'TI"

- Trabzonspor – Bursaspor maçıyla ilgili hafta başından beri çirkin yakıştırmalar yapıldı. Öyle ki maç sonunda Ozan İpek ile Ali Tandoğan karşılaşmayı değerlendirmekten çok bu söylentilerle ilgili sıkıntılarını dile getirdiler. Bursa'nın bu maçta sergilediği performansla F.Bahçe karşısında sergilediği performans arasında fark var mıydı?

Net bir fark vardı. Fenerbahçe maçındaki mücadeleye "100"dersek, Trabzon'daki 60'ı geçmez. Ama bu söylentileri doğrulamaz. Her takım Fenerbahçe'ye karşı daha farklı oynuyor. Çünkü bu maçta kendini gösteriyor. Bursaspor geçen sene şampiyon oldu ama biz hala Burak'ın son maçta attığı golü konuşuyoruz. Hangi futbolcu bu fırsatı tepmek ister.

Bursaspor'u takım olarak bu tipte eleştirmek çok doğru değil. Ama bazı oyuncuların performanslarının çok altında kaldığı da bir gerçek. Bursaspor taraftarları hala Beşiktaş'a karşı kin besliyor. Rakiplerine puan verip, kendilerinin küme düşmesine neden olduğu için. Aynı şeyi şimdi kendileri yapar mı? Başka takım şampiyon olsun diye, rakibine karşı dirençsiz oynayıp puan verir mi? Şehir bunu kabul etmez bir kere.

"ARDA'NIN FORMA İÇİN YORUM YAPMA HAKKI YOK"

- Arda Turan gündemden düşmek bilmiyor! Son olarak Galatasaray'ın mercan rengi formasıyla ilgili söylediği argo sözler ortaya çıktı. Ne olacak bu Arda'nın hali?

Arda'nın ve arkadaşlarının bu konuyu tartışırken kullandıkları jargon, futbolcuları yakından tanıyan biri için düzeyli bile sayılabilir. O yüzden bana garip gelmedi. Doğrusu, Arda'nın bu yorumu yapmaya hakkı olmadığıdır. Sen profesyonel oyuncusunun ve ne renk forma verirlerse giymek zorundasın. Beğenip – beğenmemek senin değil, taraftarın sorunu. Kulüp forma satacak, para kazanacak, futbolcuların ücretlerini ödeyecek. Arda bir çalışan olarak önce bunu düşünmeli.

"BEŞİKTAŞ RAKİBİ KÜÇÜMSEDİ"

- Beşiktaş 2 - 0 öne geçtiği maçta Gençlerbirliği ile 2 - 2 berabere kaldı. Siyah beyazlı takımda 2 farklı galibiyetin korunamamasındaki hatalar nelerdi?

Beşiktaş devamlı bıçak sırtında geziyor. İki farkı bile koruyamayan bir takım oldu. Ama aynı maçı beş golle de kazanabilirdi. Rakibi küçümsemek, konsantrasyonu kaybetmek, peşinden böyle cezaları da getiriyor. Bu maçta Beşiktaş'ı eleştirmek yerine Gençlerbirliği'ni övmek daha doğrusu.

"BU OYUNCULAR BÜYÜK TAKIMDA OYNAYACAK KALİTEDE DEĞİLLER"

- Manisaspor – Galatasaray maçıyla ilgili değerlendirmeniz nedir?

İlk yarıda mükemmel bir Galatasaray takımı vardı. Rakibi kaleye yaklaştırmadıkları gibi orta sahaya tamamen ele geçirip, kedi – fare gibi oynadılar. Golleri Arda'nın atması çok anlamlı. İkisi de Manisaspor defansının yanlış yer tutmasından kaynaklandı. Ama Manisa'nın iki golü de Galatasaray defansının benzer hatalarından kaynaklandı.

Bu sonuca Bülent Ünder'i tanıyan ve çok saygı duyan bir kardeşi olarak çok sevindim. Böyle bir değerin, kendini gösterilmesi ve farklılıklarını kanıtlaması için bu sonuca ihtiyacı vardı.

Ama ikinci yarıda, bu kadar risk almış bir rakip karşısında oyunu iki dakika boyunca bile kontrol edemeyen Galatasaray takımı iyi incelenmeli. Bu oyuncular büyük takım forması giyecek kalite ve kafada değiller artık. İyi niyetli mücadeleye bir lafım yok. Fakat bu tecrübeye sahip olanların, bunu göstermesi gerekirdi. Sezon sonu için hiç biri, "takımda kalmalı" mesajı üretemedi. Elbette Arda'yı ayırmak gerekir.