Türk futbol tarihinin en kötü turnuva performanslarından birine imza attığımız EURO 2020'de maceramız kısa sürdü. İtalya, Galler ve İsviçre'ye yenilen ay-yıldızlılar sadece 1 gol atarak puansız turnuvaya veda etti. Yaşanan başarısızlığın sebepleri tartışılırken, EURO 2020'yi yerinde takip eden tecrübeli teknik adam Hikmet Karaman, Sabah Gazetesi'nden Fatih Doğan'a özel açıklamalarda bulundu. Karaman, ülke futbolunda devrim yapılması gerektiğini ifade ederken, bu başarısızlığın sistemsizlikten kaynaklandığını belirtti.
Final hayali ile geldik ama puan alamadık. Neler söylersiniz?
Milli Takım'da futbolun dışında başka bir hava görüyorum. 3 maçı da canlı izledim. Şenol Hoca'nın yanında yardımcılarını görmedim. Belki kendi 'gelmeyin' demiştir. Ama bunu da derken istişare eder yanına çağırıp. Yardımcılar niçin var? Hocaların göremediğini görmek için. Teknik ekip de dahil takımda coşkuyu, birlikteliği göremedim. 'Bir an önce buradan kurtulsak' der gibiydiler. Bizim oyuncularımız genç yaşlarda Avrupa'ya gidip oynayınca lider tipteki futbolcular azaldı. Sadece Burak kaldı.
Bundan sonrası için ne yapılmalı?
Turnuvada başarısız olduk evet. Nihayetinde bir turnuva. Başarısız olduktan sonra doğru analiz etmemiz lazım. Hücumda rakip alanda yoktuk. 'İtalya'da, Fransa'da, Almanya'da oynayan futbolcumuz var' diyorsun, bu takımın rakibi paramparça yapacağını düşünüyorsun ama oyuncularda turnuva bitse de tatile çıksak havası vardı. Önemli olan bundan sonra nasıl dersler çıkarılacağı.
Almanya Milli Takımı'nda sportif direktörlük yapıyor Bierhoff. Hocanın rahat çalışacağı bir futbol aklının ve köprü olabilecek bir ismin olması lazımdı. Türkiye'de bu anlayış yanlış yürütülüyor. Hoca sportif direktörü götürmez. Kurumlar bunu yapmalı. Başarıları ve başarısızlıkları kişiler üzerinden açıklama yanlışından vazgeçmeliyiz. Sistemle ilgili bir devrim yapmalıyız. A'dan Z'ye her şey planlanmalı. Türk futbolundaki gel-gitlerin nedeni budur. Bu Şenol Güneş'in değil sistemin başarısızlığı.
Roma'da Emre Belözoğlu'nu gördük, Bakü'de siz hariç kimse yoktu!
Ben milli ve kulüp bazındaki organizasyonları takip etmeye çalışıyorum. Türk Milli Takımı'nın içinde olduğu bir turnuva yerinde takip edilmeli. Hatta Eğitim Dairesi'nin, TFF'nin, 8-10 kişilik bir ekip kurup, bu gibi şampiyonaların analizlerini öncesinden yaptırması ve milli takım ekibiyle paylaşması gerek. Azerbaycan'da şunu hissettim; tribünü daha iyi organize edecek taraftar temsilcileri önemli. Enerji var ama turnuvaya kötü de başlayınca bunu açığa çıkaramadık. Yönetici olsam bir sonraki turnuvaya tribünde ses çıkaracak kişileri getiririm.
MR YETMEZ İLAÇLI MR ÇEKECEKSİNİZ!
Şampiyonalarda gruplar bellidir, tarihler bellidir. Bunun üzerinden çalışma yapılır. İlaçlı MR çekmen gerek. Sadece MR da yetmez. İtalya maçında İnsigne içeri giriyor, Spinazzola bindirme yapıyor. Sonra golü yedik. Bunu bilip ona göre hareket etmek gerek. Berardi sol ayaklı, İmmobile denen bir oyuncu var. Adam boş bırakılmaya gelmez. Toplu, topsuz sürekli koşuyor. Rakibi kendi alanınızda oynamaya bırakınca tehlike yaşıyorsunuz.
BURAK ÖNDE YALNIZ KALDI
İtalya oynayan takım. Galler bekleyen takım. Rakibin hatasını bekliyor. Burak önde çok yalnız kaldı. Galler maçında atağa kalktığımızda diğer oyuncular ona destek vermeyince 40 metreden vurmak zorunda kaldı. Halbuki Cengiz'in, Kenan'ın Hakan'ın, Ozan'ın yüksek şiddetli koşu yapmasına ihtiyaç vardı. Zeki'nin Lyon'da oynadığı kanat hücumunu göremedik. Maalesef oyuncularımızın pozisyon disiplinlerinde, bireysel, grup ve takım pozisyon disiplinlerinde istediğimizi alamadık.
SİSTEM KURAMADIK!
Futbolda bireysellikten çıkmak gerek. Tenis oynamıyoruz. Takım oyunu oynuyoruz. Oyunun bütünlüğü, taktik anlamda sahada ne yapmak istediğiniz önemli. İsimlerle öne çıkmaya gerek yok. Almanya ilk maçta iyi başlamadı ama ikinci maçta Almanya olduğu için domine edip 4 gol attı. Bizim formatımızı belirleyip otomatik hale getirmemiz gerek. Hakan kanatlarda oynayınca zihinsel anlamda kendini solda başlamış hissedince küsüyor. Fiziksel anlamda da oyuncularımızda ağırlık vardı. Coşku yoktu.