3- Hakemler, Saracoğlu, TT Arena ve İnönü'de büyüklere karşı gösterdikleri hassasiyeti diğer statlarda Anadolu takımlarına karşı gösteriyorlar mı?
AHMET ÇAKAR: MÜFTÜOĞLU OTURDUĞU KOLTUĞU HAK ETMİYOR
1- Asla inanmıyorum. Özellikle bazı güçlü kulüp başkanlarının dedikleri oluyor. Ne zaman ki Aziz Yıldırım, "Bana kaşar hakemleri değil, Ali Palabıyık, Deniz Ateş Bitnel gibi genç hakemleri yollayın" dedi, Türkiye'de hakem olayları aniden patlak vermeye başladı. MHK, Aziz Yıldırım'ın bir temennisinden vazife çıkarıp birden genç hakemlere yönelince işte tablo böyle olur.
2- Yüzde yüz… Bir genç hakemi olgunlaştırmadan büyük maçlara sürmek intihardır. Özellikle yapılan hatalar çoğunlukla reytingi düşük Anadolu takımları aleyhine olur. Zaten de öyle oluyor. Hep söylüyorum Kuddusi Müftüoğlu ve arkadaşları, o koltuğa hak etmeden oturmuşlardır. Sonları ne olur bilmiyorum ama olan Türk futboluna olacaktır.
3- Hakemlerin aslında ne yaptıkları tam belli değil. Hakemlerin çoğu yeteneksiz. Yetersiz ve güven bunalımındalar. Kısacası canlı bomba gibiler. Hem kendilerini patlatıyorlar hem de masum takımları patlatıyorlar. Üstelik nerede patlatacakları da belli değil. Bir bakıyorsunuz bir Anadolu kentinde bir bakıyorsunuz İstanbul'da büyük bir statta.
ERMAN TOROĞLU: MHK KENDİ İÇİNDE DURUMDAN RAHATSIZ
1- Hayır. Zaten inanmamak da doğru. MHK bu tayinleri yaparken takımların ve maçların durumlarına göre hakem tayin eder. Ama bu komite çok acemi olduğu için amatör kümeye bile hakem tayin edemezler. Ama bir şeyi iyi yaparlar, daha doğrusu iyi yapıyorlar. Kim veya kimler onları MHK yapmışsa onların isteklerine göre tayin yapmaya mecburdurlar. Şunu çok iyi biliyorum MHK kendi içinde zaten rahatsız. Çünkü bazı komite üyeleri 'sinek ikili' pozisyonundalar. Bunları da dışarıda konuşuyorlar, kendi açılarından da haklılar.
2- Hakemin genci yaşlısı olmaz. Eğer bir hakemde kişilik varsa bu kişilik o hakemde 18 yaşında da olur 48 yaşında da olur. Eğer kişiliği, tavrı, otoritesi yoksa hiçbir yaşta olmaz. Hani bir laf var ya insan 7'sinde neyse 70'inde de odur. Siz hakemi oyun kuralları olarak eğitebilirsiniz ama kişilik olarak eğitemezsiniz. Kimisi yalaktır, kimisi yalamadır. Yalaklığın ve yalamalığın eğitimi yoktur.
3- Gösterme şansları yok, gösteremiyorlar. Karabüklü futbolcuya, Antalyalı, Erzurumlu, Diyarbakırlı futbolcuya "Hadi lan oradan" diyebiliyorlar. Ama aynı cümleleri Fenerli, Galatasaraylı, Beşiktaşlı futbolculara söyleyemiyorlar. Çok uzağa gitmeyin. Hasan Ali Kaldırım bariz gol şansı yüzünden mi atıldı yoksa yaptığı faul yüzünden mi atıldı diye tartışılan hakem, o günden bugüne maç alamıyor. Bu bir tesadüf mü yoksa MHK'nın yalamalığı mı!
ÖMER ÜRÜNDÜL: BİLİNÇ ALTINDA YATAN ÖNEMLİ BİR MESAJ VAR
1- Ben hakem hatalarını bugüne kadar çoğunlukla Merkez Hakem Kurulları'na bağlamadım. Çünkü benim bu konuda görüşüm değişik. Senelerdir yeri geldikçe vurguladım. Ülkemizde dünyada benzeri olmayan bir büyük takımlar olayı var. Dolayısıyla medyada da bunun karşılığı var. Hem de büyükler arasında güçlü bir rekabet var. Sonuçta medya, yönetici ve taraftar baskısı yüzünden hakemler zihinsel olarak sağlıklı maç yönetemiyorlar.
2- Bu ilk soruya verdiğim cevabın da içeriğinde var. Aslında genç hakemler de objektif düdük çalmak için sahaya çıkıyorlar. Ancak beyinlerinin altında istemeden de olsa bir şey yatıyor. O da; 'Eğer büyükler aleyhine hata yaparsam yandım. Küçükler aleyhine hata yaparsam başıma çok fazla iş gelmez.'
3- Gösteremiyorlar çünkü bu statlardaki büyük takımların seyirci kapasiteleri 20'şer milyon!
LEVENT TÜZEMEN: DEMİRÖREN NE DEDİ, SONRASINDA NE YAPTI!
1- MHK'nin hakemlere, "Şu takımı kollayın, şu takımı da batırın" deme cesaretinde olacağını düşünmüyorum. Böyle bir zihniyet "Bindiğin dalı kesmek" anlamına gelir. Renk ve takım ayırma konusunda eğer bir hakem ön plana çıkarsa ben ona "tetikçi hakem" damgasını vururum. Ama asıl sorun MHK'lerin değişmesidir. Ben Avrupa'nın hiçbir ülkesinde bu kadar sık değişen MHK görmedim. Şu anda eğitmen olarak görev yapan Hollandalı Uilenberg 2015 Ocak ayında Milliyet Gazetesi'ne verdiği bir röportajda bakın ne demiş: "Ben hayatımda böyle ülke görmedim. 4 yılda 4 MHK değişti…" Aynı tarihte aynı sayfada TFF Başkanı Yıldırım Demirören MHK'ye destek verirken, "Yıllardır federasyonların hakemleri baskı altına aldığı, hakemlerin kararlarını büyük takımlar lehine etkilemeye kalktığı ve şampiyonu belirlediği söyleniyor. Benim içim rahat. Federasyonumuz şeffaf. Gelin MHK'yi atamayla değil, seçimle belirleyelim" demişti. Sonra ne oldu? Demirören'in röportajda desteklediği ve güvendiği Yusuf Namoğlu MHK'si gönderildi yerine Kuddusi Müftüoğlu MHK'si atandı. Sorulacak iki soru var: 1-Gönderilen MHK'ler yetersiz mi? 2-Federasyonlar acaba "Emriniz olur" diye biat eden MHK'leri mi arıyor?
2- Genç hakemlerin kendilerine söylenen, "Korkma. Cesaretli ol. Kendini ezdirme" şeklindeki uyarıları abarttıklarını düşünüyorum. Hele hele bazı hakemlerin egoları da yüksekse o zaman ortaya, "Hızlı yaşa, genç öl, cesedin yakışıklı olsun" şeklinde Deniz Ateş Bitnel modeli çıkıyor. Bu tür modelleri gençliğe bağlamamalı. Nasıl mı? Cem Papila, Samsun maçında 5 Beşiktaşlı oyuncuyu oyundan atarken 38 yaşındaydı ve 40 yaşında da düdüğünü astı. Ali Aydın Kadıköy'deki derbide 4 Galatasaraylı oyuncuyu oyundan atarken 41 yaşındaydı. Galatasaray'a karşı aynı öfkeyi Beşiktaş maçında yarattığı iki penaltıyla gösterirken 43 yaşındaydı. Bu hata Ali Aydın'ın sonu oldu. Yanlış kararların gençlikle yaşlılıkla ilgisi yok.
3- Hakemlerin büyük takımları kolladığını söyleyebilirim. Bu tabloyu İngiltere hariç, İspanya'da da Fransa'da da Almanya'da da İtalya'da da görebiliriz. Türkiye'de hakemler İnönü'de, TT Arena'da Galatasaray'a ve Beşiktaş'a istediği gibi davranabiliyor. Oyuncuyu, hocayı atabiliyorlar. Ama benzer cezaları Kadıköy'de uygulayamıyorlar. Bunun Aziz Yıldırım farkı olduğunu düşünüyorum.
GÜRCAN BİLGİÇ: AĞABEYLER GENÇLERE TÜYO VERİYORLAR...
1- İnanmıyorum. Büyük takımların maçlarını yönetecek isimler konusunda dört kere düşünüyorlardır. Onlar da çıkacak gürültünün farkındalar. Kritik kararların yüzde yüz emin oldukları anlarda çalınması için tembihliyorlardır hakemlerini.
2- Aynen öyle düşünüyorum. Bugün MHK'yi yönetenler ve hakemleri eğitenler zaten bu ağabeyler. Açık açık olmasa da sohbetlerde tüyolar verilir. Sadece bizde değil. Avrupa'ya bakın; Real ve Barcelona dışındaki takımların taraftarları da aynı böyle düşünüyorlardır. Büyük takımsanız, takdir sizin lehinizedir. Bu değişmez.
3- Aslında en objektif yönetimlerini bu maçlarda yapıyorlar. Daha cesaretli ve risk alan düdükler çalıyorlar. Aynı Cüneyt Çakır'ın Avrupa'da yönettiği maçlardaki başarısı gibi. Türkiye'deki baskıdan uzaklaşınca, her maça kafası rahat çıkıyor ve en az hatayla maçı bitiriyor.
İSKENDER GÜNEN: BÜTÜN RENKLER AYNI HIZDA KİRLENİYORDU…
1- Hayır, böyle bir şeye inanmıyorum. Özellikle şampiyonluğa oynayan takımlar ve küme düşme hattındaki takımların maçlarında Merkez Hakem Kurulu'nun atadığı hakemleri herkes göz önüne getirmeli.
2- Endüstriyel futbol ne yazık ki futbolun ruhunu çaldı. Güçlü olan, lobisi olan, taraftarı çok olan takımların diğerleri üstünde büyük bir baskı kurduğu gerçeğini kimse göz ardı etmesin. Özdemir Asaf'ın, "Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu. Birinciliği beyaza verdiler" sözünü anımsatmak gerek. Genç hakemlerin de baskı altında kaldıkları anda güçlü olanın yanında kararlar verdiği herkes tarafından biliniyor.
3- Büyük baskı altında kaldıkları bir gerçek. Bu sadece bugün değil, geçmişte de aynen böyleydi. Örneğin, şampiyonluğa oynayan büyük bir takımın berabere giden bir maçında 90+3'te hakemin sahanın ortasındayken penaltı düdüğünü çaldığı maçı herkes bir kez daha gözleri önüne getirsin.
METİN TEKİN: HATALAR OLDU, OLUYOR, OLMAYA DEVAM EDECEK
1- Zaman zaman hakem hocalarından öyle şeyler duyuyoruz ki kafamızda 'acabalar' oluşmuyor değil. Ancak ben yine de bir rengi, bir kulübü ayrıcalıklı kılmak, avantaj sağlamak için yapıldığını düşünmüyorum. Düşünmek de istemiyorum.
2- Genç hakem-yaşlı hakem yoktur. Yeterliliği olan hakem vardır. Bu işi yapabilir kalitede olması önemlidir. Şu bir gerçektir, Türkiye üzerinde daha çok taraftarları olduğundan 3 Büyükler lehine kararların daha kolay verildiğini yıllar içinde gördük. Ama bugün bu konuda daha olumlu adımlar atıldığına inanıyorum. Bütün maçların yayınlarının olması ile birlikte durumun daha adaletli yönetimlere kaydığını düşünüyorum. Yine de hatalar oldu, oluyor ve olacak.
3- Bir önceki soruda da vurguladığım gibi 3 Büyükler lehine karar vermek hakemlerimiz için zaman zaman daha kolay oluyor. Ancak bunun, herhangi bir statta kasıtlı olarak yapıldığını düşünmüyorum.
TURGAY DEMİR: SİSTEM GENÇLERİN EKSENİNİ KAYDIRDI
1- Asla inanmıyorum. MHK tayinlerinin hesaplı yapılmadığı bir ülkede sinyalizasyon sistemi çalışmaz. Hakemler hiçbir tayinden hiçbir anlam çıkarmaz. Bizde tam tersi her tayinin altında hakemler bir sinyal ararlar ve onu da bulurlar. Örneğin Hasan Ali'ye kırmızı kart gösterdikten sonra Serkan Tokat'ın yaklaşık iki ay Süper Lig'de maç almaması ve Fotomaç bu olayı manşet yaptıktan bir gün sonra Tokat'a maç verilmesi her şeyi açıklayan harika bir örnektir.
2- Genç hakemlerin ağabeyleri gibi sistemin adamı olmak için çaba sarf etmelerinin en somut örneği Ali Palabıyık ve Deniz Ateş Bitnel'deki değişen tavırlardır. Bu iki hakem piyasaya ilk çıktıklarında gördüklerini çalan gençler olarak dikkat çekiyorlardı. Ancak baktılar ki sistem gördüğünü çalanı değil "eyyam" yapanı kolluyor. Bu gençlerin de eksenleri kaydı. Tavırları değişti.
3- Asla göstermezler. Bunlar Saracoğlu ve Arena'ya çıkarken kafalarında bir tek şey vardır; Fenerbahçe ve Galatasaray aleyhine asla hata yapmamak. Bilirler ki bunları yaparlarsa futbolun baronları tarafından dışlanacaklardır. O nedenle Saracoğlu ve Arena'da Fenerbahçe ve Galatasaray lehine çok kolay penaltı verirler, aleyhlerine asla vermezler. Kırmızı kartlar rakiplere çok kolay çıkar, bu takımlara çıkmaz. Göreceli olarak daha geride olsa da buna Beşiktaş'ı da dahil etmekte hiçbir sakınca yok.
SERKAN KORKMAZ: YILANIN KUYRUĞU KAFASINI TAKİP EDER
1- Takım çıkarı gözetiyorlar ama iddialar doğruysa, bahsettiğimiz takım bildiğimiz takımlardan değil… Futbolun kanaat önderleri (!) ve o önderlerin yancıları, kuryeleri, muhabbetçileriyle oluşturduğu bir takım var...
2- Yılanın kuyruğu, kafasını takip eder…
3- Yetenek, futbol bilgisi ve zeka konusunda sıkıntılı oldukları kesin. Bunu ben değil, Türk hakemliğinin efsane ismi Hilmi Ok söylüyor. Niyetleri iyi ya da kötü ne fark eder?