AHMET ÇAKAR: TRABZONSPOR'DAN İNTİKAM MI ALINIYOR!
1- Tabii ki açıklayamam. Trabzonspor tıpkı Bosnalıların katledildikleri gibi bu sezon sistemli, organize ve sürekli bir şekilde katledilmişlerdir. Sanki gizli bir güç Trabzonspor ve Trabzon halkından 3 Temmuz'un intikamının alınması konusunda düğmeye basmış gibi.
2- Bu rezaletin düzelmesi için önce parayı kontrol edeceksiniz. Sonra futbolun en başından en sonuna kadar liyakat sahibi adamları görev başına getireceksiniz. Bunları yapmak kolay mı? Biliyorum ki çok zor. Ama başka çıkış yolu görünmüyor.
3- Böyle bir organizasyona ihtimal vermiyorum. Özellikle canı çok yanmış Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta'yı kutluyorum. Çok sağduyulu, sert ama toparlayıcı demeçler verdi. Farklı davransa Trabzon halkını sokağa dökebilirdi ama o ahlaklı bir vatandaş ve sorumlu bir spor adamı olarak davranıp itidal çağrısı yaptı. Doğrusu da buydu.
ERMAN TOROĞLU: EY FEDERASYON SANA SESLENİYORUM
1- Melo bizde kırmızı yerine sarı görüyordu, sarı yerine hiç görmüyordu. İtalya'ya bir gitti, görmediği kadar kırmızı gördü. Kulüp de dedi ki, "Ben seni yollayacağım." Aslında Melo ve Melo gibilerin Türkiye liglerinde bu tarz hareket yapmaları yalama hakemler yüzündendir. Ama tabii işin bir de şu yanı var, hakem Melo'yu, Fenerbahçeli, Beşiktaşlı futbolcuları atarsa bir daha o maçlara verilir mi, ona MHK sahip çıkar mı? İşte size Hasan Ali Kaldırım'ın örneğini verdim. Delikanlı MHK üyeleri neredesiniz? Hadi buna cevap versenize. Ama bu komitede hakem dağıtanların içinde Bünyamin Gezer diye bir hakem var. Bu hakemliğinde ne yapmıştı? Bir F.Bahçe-G.Saray maçında atılan bir cisimle yardımcı hakeminin kafası yarılmış, 5 dikiş atılmıştı. Hastaneden 4-5 doktor gelmişti. Bu hakem utanmadan, sıkılmadan çıkıp o maçı idare etmişti. Açıklaması da "Bu kadar seyirci gelmiş, başlatmazsam kötü olur?" Sana ne be kardeşim sana ne? Oynatma bakalım 1 kişi sahaya gazoz kapağı atabiliyor mu? Arkadaşlar bu işin Fener'i, Beşiktaş'ı Galatasaray'ı yok. Trabzon'a, Akhisar'a nasıl muamele yapıyorsan, büyüklere de onların futbolcularına da aynı davranmaya mecbursunuz. Birine Beyefendi deyip birine "Lan" dersen bir gün de size kırmızı kart gösterirler. Örnek istiyor musunuz? İşte son maç.
2- Öncelikle belirteyim, bu işte çözüm olarak yabancı hakem isteyenleri desteklemiyorum. Ben yabancı hakemlerin idare ettiği maçlarda futbolculuk yaptım. Beyler yabancı hakeme daha kolay ulaşırsınız. İndiragandiyi adamın adresine daha kolay indirirsiniz. İşin başka bir yönü daha var. Bu yabancı hakem diyenlere soruyorum, hangi ülkeden getireceksiniz? Futbol kalitesi daha yüksek bir ülkeden. O ülkenin lig maçları yok mu? O önce kendi maçlarına iyi hakemlerini verecek, geri kalanlardan sana gönderecek. Son kullanma tarihi geçmiş hakemleri Türkiye'ye sokamazsınız. Bizimkileri kafalarına vura vura eğiteceksiniz. Daha doğrusu MHK'nın başına bunu yapacak adamları getireceksiniz. Geçen yıl Yusuf Namoğlu ve ekibinden ne gördünüz ki bu sene değiştirdiniz. Çok açık ve net bir cevap vereyim: Yusuf Namoğlu ve ekibine istediğiniz maça istediğiniz hakemi tayin ettiremediniz. Kukla istiyordunuz, getirdiniz. Yusuf Namoğlu milletvekilliği, belediye başkanlığı yapmış bir adam. Mühendis, mimar, eski FIFA hakemi, şimdi FIFA gözlemcisi. Buyrun beyler Federasyon Kurulu'nda hangi isim bu kariyere sahip. Dişi geçiremediniz şimdi dişi geçireceğinizi getirdiniz. Perdenin arkasına saklanmayın çıkın. Hani bir lafım var elma dersem çıkın armut dersem çıkmayın. Ey Federasyon üyeleri sizlere sesleniyorum: Elma... Elma...
LEVENT TÜZEMEN: HAKEM OLACAKLARIN KİŞİLİĞİNE BAKILMALI
1- Melo gitti ama Melo aleyhtarlığı hala bitmedi. 4 yılda 3 şampiyonluk kazanmış Melo'nun gidişinden en çok önce Beşiktaşlılar sonra Fenerbahçeliler mutludur umarım. Çünkü Melo'lu Galatasaray ezeli rakibi Fenerbahçe'yi 5 kez yendi, 1 kez berabere kaldı, 3 kez de yenildi. Melo'lu Galatasaray'a karşı Beşiktaş 4 yılda tek galibiyet bile alamadı. Melo kırmızı kart görmemiş ise cevabını hakemler vermelidir. Kaldı ki; Galatasaray-Trabzonspor maçında çıkan kartlar Salih ve Cavanda için kural gereği doğruydu ama tahrik konusunu gözden kaçırmamak gerekir. Hakem Deniz Ateş Bitnel, Trabzonlu oyuncularla adeta düello yaptı. Özellikle Özer'e çıkan kartta hakem Bitnel'in vücut dili, "Ben adamı böyle atarım" egosundaydı.
2- Teknoloji çağındayız. İletişimde akıllı telefonların hayatımıza kattıklarını düşünürsek "Futbol ailesi" teknolojiden faydalanma konusunda bir karar vermeli. Gol teknolojisi "Top çizgiyi geçti veya geçmedi" tartışmalarını bitirdi. 6 hakem uygulaması, sorunları belki tam çözmedi ama kulaklık kullanmak bazı kararlarda yardımcı olmaya başladı. Teknoloji önemli ama bence sorun hakemlerin kimliğinde. Allah, doğarken insanlara bir karakter biçiyor. Bence hakem olacaklarda "Bu çocuk adam olacak" özellikleri aramak ve bulmak gerekir. Aile yaşamı, genetiği, burcu bile çok önemli.
3- Ekonomi, teknoloji ve sağlık konularında müthiş bir büyüme yaşayan Türkiye'nin güçlenmesinden rahatsız olan ülkeler kesin var. Hiç kimse Türkiye'nin "Süper güç" olmasını istemiyor. Türkiye'de en çok izlenen spor olan futbol üzerinden ülkeyi karıştırmak dış güçlerin bir ürünü olabilir. Örnek mi? 3 Temmuz süreciyle Fenerbahçe ile Trabzonspor arasında yaşanan husumet hala sürüyor. Rize maçı dönüşü Fenerbahçe'ye yapılan silahlı saldırı bir terör harekatıdır. Çünkü silahlı saldırının olduğu yer Trabzon'dur. Her Fenerbahçeli'de, "Bize bu saldırıyı Trabzonlular yaptı" algısı oluşması doğaldır. Türkiye, dışarıya karşı "Biat" kültürünü terk edip ayakları üzerinde duran ve hızla güçlenen bir ülke olduğu için hedef haline gelmiştir. Büyüyen bir ülkeyi karıştırmanın ve kışkırtmanın en kolay yolu insanları ya mezhep üzerinden birbirine düşürmektir ya da sporda özellikle futbolda taraftarları birbirine düşman edip sokağa dökmektir. Bu tuzaklara düşmemek gerekir.
GÜRCAN BİLGİÇ: PEKİ EMEK HIRSIZI OYUNCULAR NE OLACAK?
1- Bence Çağatay Şahan olayından sonra hakemler Trabzonspor'a karşı hoşgörülerini kaybettiler. Kendi içlerinde bir hesaplaşma var. Bu nedenle Trabzonspor'un maçlarında daha rahat kart gösteriyorlar. Eğer büyük saydığımız bir takım, iddiasını da kaybetmişse, hakem hoşgörüsünü de yitiriyor. Kötü oyun veya yanlış taktiği biz eleştirebiliriz ama bunlar hakemlerin haklarını gasp etmeleri için neden değildir. Gördüklerini çalsınlar.
2- Deniz Ateş Bitnel'i veya hakem kararlarını konuşuyoruz ama iki penaltı kararında da aldatan futbolcuları hiç konuşmuyoruz. Hakemi bitirelim; tamam. Ama bu emek hırsızı oyuncuları ne yapacağız? Her takımda bunlardan birkaç tane var. Ve yaptıkları yanlarına kar kalıyor. Madem bu kadar ilgi, sevgi ve paranın tartışılmasını istemiyoruz, tartışılan oyunculara da gereğini yapalım.
3- Herkes tuttuğu takıma karşılıksız sarılıyor. Dolayısı ile en kolay yönetilecekleri yer de buralar. Hakem yönetimlerinin veya demeç savaşlarının "ülke karışsın" diye yapıldığını düşünmem. Ama bu tepkileri karşılamak çoğu zaman siyasetçilere düşüyor. İşte bölünme ve tepki o zaman başlıyor.
ÖMER ÜRÜNDÜL: ÇÖZÜM BİRİMLERİN DEĞİŞMESİNDE....
1- Hakemin bu maçtaki çok yanlış kararlarının getirdiği bir ekstra durum oldu. Ama Melo'nun ya da Emre Belözoğlu gibi futbolcuların kart görmemesi tamamen hakemlerin büyük takımların eleştirilerinden ve tepkilerinden çekinmeleri. Camia ile karşı karşıya gelmek istememelerinden kaynaklanıyor.
2- Bu işin çıkış yolu futbolun içindeki tüm birimlerin (medya, yönetici, taraftar, federasyon ve MHK) hepsinin birlikte değişimiyle sağlanır. Ancak ilk 3 madde içindeki birimlerin bu değişimin içinde olabileceğine ihtimal vermiyorum.
3- Ben böyle bir şey düşünmek dahi istemiyorum.
İSKENDER GÜNEN: OLANLAR BUGÜNÜN SORUNLARI DEĞİL
1- Melo bir büyük takımda değil de Anadolu takımında yer alsa bir sezonda göreceği kırmızı kartlar iki elin parmaklarını geçerdi. Bu yıl hakem hatalarından en fazla başı yanan takım Trabzonspor. 5. haftada Galatasaray maçı ki hakem Cüneyt Çakır'ın vermediği ya da veremediği (!) penaltı pozisyonundan sonra yenilgi ile biten bir maç ve ardından süre gelen hakem yanlışları sanki birileri tarafından düğmeye basılmış izlenimini veriyor. En az 15 puanı hakem hatalarından kaybettiklerini söyleyebiliriz.
2- Paranın çoğalmasıyla kirlilik ne yazık ki aynı oranda artıyor. Özellikle şike sürecinden sonra futbol camiasında büyük bir güvensizlik ortamı var. Güven sorunu aşılmadıktan sonra işimiz gerçekten çok zor. Hakemlerin performanslarını düşündüğümüzde 'bu lig nasıl biter?', bu da yanıtlanması gereken zor bir soru.
3- Bu hatalar sadece bugünün sorunu değil… Bu geçmişten gelen bir sorun. MHK'nin başındaki insanlara bakın.. Nasıl atanıyor, özerk bir yapının olmaması, en önemli sorun bu.
METİN TEKİN: TECRÜBELİ İNSANLARIN FİKİRLERİ ÇOK ÖNEMLİ
1- G.Saray-Trabzonspor maçındaki fahiş hakem hataları bu konunun dışındadır. Ben uzun yıllardır böylesi bir yönetim, böyle bir dağılmışlık görmedim. Belki de hiç yoktur.
2- G.Saray-Trabzonspor maçı üzerinden değerlendireceksek konuyu önce şunu belirlemeliyiz; Bitnel'in çok kötü yönetimini mi, yoksa kumpasın olduğunu mu konuşacağız? Buna karar vermeliyiz. Ben bütün iyi niyetimle hakem hatası olduğunu düşünüyorum. Bunun dışında iddiası olan varsa açıkça söylesin, biz de aydınlanalım. Burada çok daha tecrübeli insanların fikirleri önemli. Esas önemli olan MHK, TFF ve hakem atamalarını yapan kişilerin açıklamalarıdır.
TURGAY DEMİR: ÇARE YABANCI HAKEM
1- Son on yılda Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor'a gösterilen kırmızı kartlara bakarsak bu konuda iki büyüğün aleni şekilde kayırıldığını görürüz. Aynı şekilde rakiplerine bakarsak Trabzonspor ve Beşiktaş'ın rakiplerinin çok zor kırmızı kart gördüğünü, Galatasaray ve Fenerbahçe'nin rakiplerinin çok kolay kızardığını görebiliriz. Şöyle netleştirelim; Melo, Trabzonspor'da oynasaydı ligin yüzde sekseninde cezalı olurdu. Beşiktaş'ta oynasaydı yüzde 60'ında cezalı olurdu.
2- Yapılan hakem hatalarına yabancı hakemler çare olabilir ama bir şartla. Gelenlerin de pazarlıklarla etki altına alınabilecek Bulgar, Romen ya da bir başka Balkan ülkesi hakemi değil Bundesliga'nın Premier Lig'in üst düzey hakemleri olmalıdır. Örneğin Beşiktaş-Fenerbahçe derbisini kesinlikle bir yabancı hakem yönetmelidir.
SERKAN KORKMAZ: RADİKAL KARAR ŞART
1- Bazı ayrıcalıklı örnekler üç büyüklerde her zaman olmuştur.
2- Reformlar, radikal kararlar ve radikal değişikliklerle.
3- Maalesef ki bu ülkeye, bu ülke insanına dair kötü niyetli odakların, futboldaki sağlıksız iklimi bir fırsat olarak gördüğüne eminim.