Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç da Galatasaray Kulübü Yönetim Kurulu'nun FETÖ'cüleri üyelikten atarak yanlıştan döndüğünü söyledi. Genel Kurul'da Hakan Şükür ve Arif Erdem'in ihraç oylamasında 'hayır' diyenlerin bunu camiaya anlatamayacaklarını vurgulayan Bakan Kılıç, "
Yönetim doğru iş yaptı. Çünkü milletimize, memleketimize, devletimize ihanet edenlerle beraber olduklarını söyleyenlerin, ülkeden firar edenlerin kulüplerimizde işleri yoktur. Bu, zaten neden orada oldukları belli olmayan kişilerin aldığı bir karardı" dedi.
ARADA BÖYLE KAZA OLUYOR
Futbol camiasının FETÖ ile mücadelesi konusunda gerekeni yaptığını belirten Bakan Kılıç, "
Böyle arada sırada kazalar oluyor. Cumartesi günü yaşanan olayda da görüldü. Bu ülkenin hiçbir kurumunun, kulübünün kabul edemeyeceği bir şey olduğu da hemen ertesinde alınan bu karar doğrultusunda ortaya çıktı" ifadesini kullandı.
BİR GÖRÜŞ
LEVENT TÜZEMEN
YÖNETİM TEZGAHI GÖREMEDİ
Galatasaray Kulübü'nün tüzüğünün 4.1'nci maddesinde şöyle yazar: Vatansever Atatürk gençleri yetiştirmek... 15 Temmuz'da Türkiye'de darbe girişiminde bulunan FETÖ'cü terör örgütünün yanında yer almak ya da mensubu olmak zaten başlı başına suçtur. Hakan Şükür ve Arif Erdem'in pişmanlık konusunda bir ifadeleri olmadığı gibi yurt dışına kaçmaları darbe yapmak isteyen terör örgütünün yanında olduklarını göstermektedir. Galatasaray yönetimi, bu iki oyuncunun mali kongrede atılacağını düşündü ama yanıldı. Kongrede 5 kişi için "Atılmalı" diyenler nedense Hakan ve Arif için "Atılmamalı" kararını verdi. Oysa 7 kişinin suçu ortaktı. Yönetim ve başta Divan Başkanı İrfan Aktar maalesef bu tezgahı göremedi. Yönetim geç de olsa tüzükteki "Hak mahrumiyeti yaptırımını gerektiren eylemler" maddelerini devreye sokup bu iki ismi ihraç etti. Yönetimde tüzüğe hakim isimler yeterli olmadığı gibi yöneticiler de yeterince hazırlanmamış. G.Saray yönetimi tüzüğü iyi bilseydi Hakan ve Arif ile ilgili kulüpten atılma kararı kongreye bile getirilmeden uygulanırdı.