GÜRCAN BİLGİÇ: Islıktan, alkışa
Devre bittiğinde gollerin sahipleri, geçmiş maçların "ıslıklanan" kahramanlarıydı. Ozan perdeyi açıp, Hasan Ali kapattığında, bu tepkilerin sorgulanma noktasına geri dönmek gerekiyor. Aynı Aykut Kocaman'ın dediği gibi, "Ozan da seyircinin niye öfkeli olduğunu düşünmeli..."
Takım-taraftar ikilisi, karşılıklı samimiyete dayanıyor. Eğer sahada saklanmıyorsan, elinden geleni yapmaya çalışıyorsan, kötü oynasan bile tribünden hakkını alıyorsun. Ozan'ın bittiği veya başladığı yer de burası zaten. Arkasında duran teknik adam özeleştirisini yapmasını istedi, kaybolmuş hedeflerini yeniden canlandırdı. O da kişisel gelişimi için profesyoneller ile çalıştı, iyi antrenman yaptı, fazla kilolarını verdi ve kurtuluş gününü beklemeye başladı.
Mehmet Ekici'nin sakatlığı önemli bir kayıp olarak görülürken, şimdi Ozan'ın olmadığı orta saha şekillenmiyor kafalarda.
Önemli işler yaparak ilk yarım saatte maçı kopardılar. Giuliano'nun da tabela yapması, Brezilyalı'nın üstündeki baskıyı aldı. Soldado'nun oyundan çıkarken, gol atmayan santrafor olarak, sanki hepsini atmış gibi alkışlanması da, "takım için" dediğimiz farklı eforların sahibi olmasından kaynaklanıyor. Guialano da gelişen kadro içinde pas noktası olmaya, gol koridorları açmaya veya ataklarda tercih oyuncusu haline gelmeye başladı. Ligin kırılma maçı öncesinde istedikleri morali iyi oynayarak ama komik bir gol yiyerek tamamladılar 90 dakikayı. Önemli oyuncuları eksikti, cezalıydı ama kadronun alternatifli hale gelmesi açısından Soldado'nun ilk on birde sahaya çıkması veya Fernandao'nun oyuna girmesi de önemliydi.
Ligin sekizinci haftasında, Aykut Kocaman'ın "hazırlık periyodu"nu geçmeye çalışması, zaten Kocaman'dan başka teknik direktörün alabileceği bir yük değildi. Sonuçta daha iyi bir sol bek bulunursa, sol kanattan da etkili gelirsin. Veya oyuncuların form grafiği yükseldiğinde, doğru kararları çoğalır. Sorun performansta olsun, çaresi bulunur.
ÖMER ÜRÜNÜL: İlk yarı yetti
Fenerbahçe'nin dün gece maça çok hırslı ve tempolu bir başlangıç yapacağını tahmin etmemek bir teknik adam için zaaftır. Büyük takımlarla deplasmanda oynuyorsan önce kontrollü anlayışla oyunu tutacaksın. Evkur Yeni Malatyaspor savunma güvencesini ihmal eden riskli bir başlangıç yapınca Fenerbahçe ilk 6 dakika içinde önce bir atağı sonuçlandıramadı, sonra da üst üste iki gol birden attı. Ondan sonra takım rahatladı. Maça yanlış taktikle başlayan Evkur Yeni Malatyaspor için iki farklı skor dezavantajından sonra risk almamak beklenemezdi. Fenerbahçe de rakip alanda bulduğu geniş boşlukları bölüm bölüm etkili ataklarla tehdit etti; 3. gol de geldi.
İkinci devre derbi de düşünülerek skor rahatlığıyla tempoyu düşürüp rölanti bir futbola dönüldü. Ayağa fazla pas yaparak oyun domine edilmeye çalışılıyordu. Ama bu bölümde 4. gol gelmediği gibi bir de gol yendi.
Fenerbahçe için dün üç puan önemliydi.
O kazanıldı. Bugüne kadarki maçların çoğunda hücumda üçüncü bölgede oynayıp, riskli anlayış benimsense de üretkenlik sağlanamıyordu.
Dün gece en azından rakibin de yanlışlarıyla diğer maçlara oranla fazla pozisyon üretildi, bu da moral oldu. Dirar ve Giuliano olumlu bir görüntü sergilediler. Ozan Tufan'da belirgin bir performans yükselişi var. Bunun yanında da çok dikkat edilmesi gereken noktalar var... Bu kadar rahat bir maçta dahi Fenerbahçe ilk devrede rakibe yüzde yüzlük iki gol pozisyonu verdi. İkinci yarıda da bir gol yedi. Ve de son 15 dakika baskı altında kaldı.
Soldado'nun kalitesi tartışılmaz ama fizik açıdan daha çok yetersiz. Olmazsa olmaz deplasman derbisine Soldado ile başlamak büyük yanlış olur. Bakalım Fenerbahçe gelecek haftaki Galatasaray deplasmanı sonrası "şampiyonluk yarışına devam ediyorum" mu "yoksa benden bu kadar" mı diyecek. Hep birlikte göreceğiz. Malatyaspor Teknik Direktörü Erol Bulut'un bundan sonra çok dikkatli olması lazım. Günümüz futbolunda takım savunması çok önemli. Eğer bu konuda önemli eksikleriniz varsa mutlaka tedbir düşünmek zorundasınız. Çünkü bilhassa lige yeni çıkan takımlar için bu ligde kümede kalmak kolay gözükmüyor. Sivas ile Göztepe'nin iyi başlamaları da önemli bir işarettir Yeni Malatyaspor için.
RIDVAN DİLMEN: Derbi F.Bahçe için erken final!
Yıllardır Anadolu takımları İstanbul'a geldiğinde "İlk 15 dakikaya dikkat" derdi. Dün gece 15 dakikada 2-0 oldu skor ve 30'da maç bitti. Fenerbahçe çok da iyi oynadı ama ilk 45 dakikada iki pozisyon da verdi. İkinci yarı tam iyi oynarken golü yiyince de sonuca endeksli bir oyunla derbiyi yaşamaya başladılar. Herkesin beklentisi bu maçta 4-2-3-1 gözüküyordu ama '4-3-3 oynayacağım' dedi Kocaman. Dirar sağ bek geldi, sağ açık oldu ve dün de orta sahaya döndü. Fenerbahçe ikinci yarı kötü oynamıyordu ama Malatyaspor golünden sonra skoru korumak için oynadı. Zaten 3-0'a güvenip de Fernandao'yu oyuna soktu Aykut Kocaman.
Fenerbahçe'nin ilk golünden önce faul vardı bana göre ama orada Ozan'ın yaptığı koşu çok doğruydu. Fenerbahçe'nin kenarda uçurtma tabir ettiğimiz süratli bir oyuncuya ihtiyacı var. Fenerbahçe yapması gerekeni yaptı, kazanması gereken maçı kazandı.
Şimdi Fenerbahçe için erken final olacak bir derbi var. Düşünmesi gereken çok önemli şeyler var Aykut Kocaman'ın... Muhtemel Skrtel ve Neto oynayacak defansta. Orta sahada bir değişikliğe gideceğini düşünmüyorum. Belki santrforda Janssen ile Soldado arasında bir seçim olacaktır. Ama deplasmanda çok detay düşünüp çift ön liberoya döner mi Aykut hoca? Tahmin etmiyorum zira artık Fenerbahçe'ye beraberlik yetmez. Çünkü puan farkı çok açıldı. Ha derbide üzülür mü beraberliğe üzülmez ama kazanmak zorunda. Fenerbahçe'nin 8 haftada 17 golü var. Santrforların sadece 2... Derbide iki teknik adam da oyunu rakip sahada oynamak isteyecektir. Bence hem Kocaman hem de Tudor derbi kadrolarını Konya ve Yeni Malatyaspor karşısında gördüler. Ben iki takımın da derbideki 9-10 oyuncusunu şimdiden sayabilirim. Şimdi iki teknik adam da maç planlarını önlem almak üzerine kurarsa karşımıza farklı 11'ler çıkabilir... Mesela Galatasaray'ın sağ beki belli. Mariano karşısında Valbuena yumuşak kalır mı diye düşünür mutlaka Aykut hoca. Giuliano yerine de daha çok geriye dönen bir oyuncu düşünebilir. Ama Janssen-Soldado değişikliği muhtemel. Tudor'un da Serdar ve Denayer arasında tercihi olacaktır. Bence bunu sır olarak tutup maça kadar saklamak isteyeceklerdir.
AHMET ÇAKAR: F.Bahçe asla iyi bir takım değil
Fenerbahçe ya da diğer bir deyimle Aykut Kocaman, çok tuhaf kurum ya da insan... Dün gece belki de ligin düşmeye en büyük adayı Malatya karşısında manasız şeyler yaşandı. İlk devreye bakıyoruz, Fenerbahçe yürüye yürüye skoru 3 yaptı. Rakibi, ileride basmadı aksine karşıladı, kazandığı toplarla da art arda golleri buluverdi. "Çok iyi bir antrenman maçıydı" diyorduk, hatta ilk yarı Malatya'nın kaçırdığı iki net pozisyon var, ama ikinci yarı Fenerbahçe durdu. Geri çekildi, rakibe davetiye açtı. Rakip de golü atıverdi. İddia ediyorum dün gece Malatyaspor yerine daha ısırgan, daha diri, daha iyi organize olmuş bir takım olsaydı skor çok farklı olurdu. Fenerbahçe asla iyi bir takım değil. Bu oyuncu kalitesi, bu hocası ve bu oyun anlayışıyla şampiyon olmaları mümkün değil. Şimdi birçok köşe yazarı, "Fenerbahçe çok iyi organize oldu" filan diyecekler, hepsi yalan. Yaptıkları tek şey sağdan Isla'nın önüne atmak, ondan gelecek ortaları beklemek ya da Valbuena'nın kişisel becerisiyle bir şeyler üretmek. Ama Fenerbahçe'nin daha önemli handikabı takım savunmaları... Rakip çok kolay geliyor, çok kolay pozisyona giriyor ve goller atabiliyor.
Bunu da bu sezon oynadığı tüm resmi maçlarda gördük. Fenerbahçe'de tek olumlu şey Ozan Tufan... Gerisi aynı. Isla da fena değil ama sağ kanatta bütün yük onda. Sonuçta; Galatasaray derbisi öncesi Fenerbahçe dün geceyi problemsiz atlattı. Zaten Malatyaspor'un da bu ligde bu anlayışla fazla problem yaratabileceğini düşünmüyorum. Fenerbahçe'nin hala santrforu belli değil. Janssen mi Soldado mu? Maç 3-1'e girdiğinde yapılan oyuncu değişiklikleri acemi antrenör işi. Bakalım, ilerleyen haftalar kimi haklı çıkartacak. "Bu takım şampiyon olacak" diyen Aykut Kocaman'ı mı? Ya da "Bu takımdan fazla bir şey olmaz" diyen beni mi?
Bir sözün de misafir takıma.. Malatyaspor'a tavsiyem bazı şeyleri değiştirsinler. Dün geceki görünümleriyle maalesef bu sezon düşmenin en büyük adayı olarak görünüyorlar.
ERMAN TOROĞLU: Fenerbahçe yanınıza geldi!
Malatyaspor, Kadıköy'de maça öyle bir havada çıktı ki "Ben bu Fenerbahçe'yi burada yenerim arkadaş!" der gibiydi. Öyle çıkarsan, böyle olursun. Oynadığın takım Fenerbahçe… Sen Fenerbahçe ile orada kafa kafaya oynamaya kalkarsan, seni parçalar. Sen hayvanat bahçesinde aslanın kafesine girip onunla kavga edebilir misin? Seni parçalar ya! Şakası olmaz!
Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş… Bunların sahasına gideceğin zaman önce bozacaksın, gardını alacaksın.
Sen Kadıköy'de Fenerbahçe gibi oynamaya çalışırsan, Fenerbahçe seni yamultur! Nitekim öyle de oldu.
Fark daha da artabilirdi. İkinci yarıda maç başka şekle girdi. Bu sefer Malatyaspor dedi ki: "Ben bu işe biraz sarılayım çünkü fark geliyor."Bir gol attılar 3-1 oldu orada maç kilitlendi zaten. 3-2 olsa iş farklı tarafa giderdi zaten. Bakınız! Bu işin şakası olmaz.
Bakıyorum lige… İki maç kazanan "Gördünüz mü bizi takım parçalıyor!" diyor, bir kötü gidiyor "Mahvolduk" diyor. 8'inci hafta geçti Beşiktaş da Fenerbahçe de 14 puanda...
Beşiktaşlılar şimdi diyecek ki; "Biz Avrupa kupası oynuyoruz!" Tamam, oynuyorsun… "Monaco'yu yeneriz" diyorlar… Sen Monaco'yu 'Yeneriz' demekle yenemezsin! Monaco kazandı ne yapacaksın! Futbolda yok böyle işler. Ne olacağı belli değil. Monaco'yu yenemedin, 2 maç daha yenildin çıkamazsın o gruptan!
Fenerbahçe şu kadar harcamış, Beşiktaş bu kadar harcamış, bilmem ne! Bırakın bu işleri. Beşiktaş'ın kadrosu eski, Fenerbahçe takımı yeni… Gördünüz mü nereden geldiğini! Arkalı önlü oynuyorsunuz, puanlarınız aynı. İnsanları anlamıyorum ben. 3 maç alıyorlar hava değişiyor, 3 maç kaybediyorlar hava değişiyor. Bakınız! Bugün "G.Saray rahat" deniyor. İki maç versin bakın görün ne olduğunu.
Herkes bir havalarda…
Başkanları artist, teknik direktörleri artist, ondan sonra çıkamıyorlar yedek kulübelerinden… Kavgalar, hadiseler, otorite boşlukları… Bakın görün F.Bahçe geldi geriden. Bu anlayışla giderlerse seni daha da geriye atarlar.
G.SARAY İSTERSE...
G.Saray, Beşiktaş, Fenerbahçe… Türkiye'de hangi statta olursa olsun bu üçü kaybetmez. "Ben bu maçı vermeyeceğim" desin yenilmez.
Şimdi F.Bahçe geliyor G.Saray'ın stadına… G.Saray, " Ben evinde Fener'e, Beşiktaş'a yenilmeyeceğim" desin kaybetmez. Derbiye "İlla ben F.Bahçe'yi yeneceğim" düşüncesiyle çıkmasın bence… Arada zaten puan farkı var, onu korumayı düşünmeli.