GÜRCAN BİLGİÇ: Tabela konuşur
Maçı "teknik-taktik"den yorumlamaya kalktığınızda en büyük hatayı yaparsınız. Belki Antalyaspor için doğru olabilir ama Fenerbahçe için "mücadele" edilmesi gereken bir 90 dakika olarak yorumlanmıştı, öyle de oynandı
Aykut Kocaman'ın maç öncesinde, "Tedbirlerimizi aldık" cümlesini çok yadırgamıştı Fenerbahçeliler. Süre geçtikçe ne kadar haklı olduğunu bir kez daha anladık aslında. İk i beki; Şener ve İsmail, top kayıpları sıralamasında ilk üçü zorlamıştır muhtemelen. Buna iki kenar oyuncusu Dirar ve Aatıif'ı da ekleyebiliriz elbette. Futbol topuna böylesine "yabancı madde" yaklaşımı yapan oyuncularınız varsa, önlem almaktan başka çareniz kalmıyor. İşin gerçeği bu. Kocaman her ne kadar kadro kalitesinden, oyuncularının ne kadar iyi olduğundan bahsediyorsa da gerçeği kendi içinde yaşayarak cesarete limit getirmeyi tercih ediyor. Evet, müthiş koştular, çok isteyerek savundular. İlk yarı biterken golü bulduktan sonra da, öne gitmeyi tercih etmek yerine, arkada kalabalık kalarak kaleyi savundular. Fenerbahçe prensiplerine tamamen aykırı ancak mevcut kabiliyete baktığınızda kaçınılmaz. "Tabela konuşur" bölümünden devam ederek, çok sert eleştirilemeyecek bir tavır aslında bu. Bu yazıyı okuyanların büyük bölümü, "Bana ne iyi oynadıysa.. Kazanamıyorsan, ne yapayım iyi oyunu?" diyenlere hak vermiştir bir şekilde. O zaman, sürecin "galip" kısmına takılıp, "Yine kanser ettiler" şikayetleriyle haftayı geçirmeliler. Böyle olacaktı, başka çaresi yoktu. Çünkü çok puan kaybedildi. Üstelik bu kayıplar, oyunun kötülüğünden değil, olmayacak hatalardan kaynaklandı. Ama kimse bunları değerlendirmedi, sayılar ile konuştu. İşte bu yüzden, Fenerbahçe kafilesindeki herhangi biri, "Kazandık ya" dediğinde, söz hakkı da kalmıyor. Valbuena gibi ekstra oyuncuların tekrar oyuna katılmasıyla, mücadelenin yanına oyun aklının girmesiyle birlikte daha farklı bir bakış açışı kazanacağız. Şu anda kazanmak zorundalar, bunu bilerek savaşıyorlar. Ne zamanki taraftar gelecek, tribündeki yerini alacak ve daha iyisini isteyecek, sahadakilere destek verecek; o zaman her şey başka olacak.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Yapıya uygun model
Dün gece Antalya'da futbol seviyesi vasatı bile bulmayan bir 90 dakika izledik. Maç başladıktan kısa süre sonra açıkça görüldü ki Antalyaspor, fizik açıdan sezon başına göre oldukça düşmüş. Bu eksikliklerine ilaveten bir de savunma güvencesini ihmal eden oyun anlayışına itibar edince, Fenerbahçe için elverişli bir saha içi ortamı oluştu. İleride Janssen'in çok hareketli, presli ve diğer santrfor icraatları hücum girişimlerinde arkadaşları için önemli bir artıydı. Ama Mehmet Topal ve Souza'nın alışılmış biçimde organizasyon özelliklerinin olmayışı, devre sonunda kendi yoktan yaratıp, Janssen ile işbirliği sonucu attığı gol dışında Giuliano'dan da bir katkı gelmedi. İş böyle olunca ofansif açıdan yine yetersiz bir tablo ortaya çıktı. Bu arada Aykut Kocaman'ın taktik planı doğruydu. Her zaman vurguluyorum; bu kadro bilhassa zor maçlarda kesinlikle üçüncü bölgede presli ve riskli oynamaz. Dünkü galibiyetin anahtarı da yapıya uygun modeldi.
İkinci yarının tamamında Fenerbahçe geride alan daralttı. Ama alışılmış eleştirilerimizi bir kere daha yapmak durumundayız... Galip durumdasın, rakip hem fizik açıdan yeterli değil, hem risk alıyor, bu durumda mutlaka işi garantiye alacak ikinci golü bulacaksın. Aykut Kocaman dün yine bana göre gereksiz bir yanlış yaptı... Hiç gereği yokken, Soldado'yu oyuna aldı. Üstelik de en çok çalışan Aatif'ın yerine! Eğer orada bir değişiklik gerekiyorsa, Aatif'ı çıkaracaksan, Valbuena'yı oyuna alırsın. Nitekim bu yanlış değişiklik, şanssızlıkla pahalıya mal oldu. Temennim yanılmak ama tahmin ediyorum Soldado'nun sakatlığı ciddi... Bir hata da Janssen yaptı. Hiç gereği yokken gördüğü sarı kartla cezalı durama düştü. Üstelik de Soldado'nun problemi varken... Fenerbahçe'nin dün en çok beğendiğim tarafı; hırsları, kazanma arzuları ve de sahada yardımlaşmalarıydı. Zaten günümüz futbolunun istediği önemli ilke saha içi organizasyonu bu kadroda olamaz.
Antalyaspor belli ki bir kaos içinde. Yönetim sorunu da var. Leonardo ile kan uyuşmamış. Bence zaten en büyük hatayı Rıza Çalımbay ile yolları ayırmakla yaptılar...
AHMET ÇAKAR: 3 puan iyi ama...
Fenerbahçe sonunda Beşiktaş'ı yakaladı ve liderin altı puan gerisine yerleşiverdi. Her ne kadar oynanan oyun, tempo, pozisyon azlığı taraftarı memnun etmese de artık "Biz de varız" diyebiliyorlar... Daha önceki haftalarda kötü oynarken bireysel hatalarla özellikle son dakika golleriyle puanlar kaybettiler. Ama dün gece şans da Fenerbahçe'nin yanındaydı. Sadece şans mı tabii ki değil. Kaleci Volkan kendini toparlamış. Mesela CV'sinde dünyanın sayılı forveti yazan Eto'o ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda, Samuel Eto'o topu auta atmadı, burada tamamen Volkan'ın açılması ve topun baldırının içine çarpıp yön değiştirmesiyle gol olmadı. Belki de maçın kırılma anıydı. Bu gol olsa (Eto'o böyle yüzlerce gol atmıştı) Fenerbahçe için çok şey değişecekti. İlk yarıda Janssen çok iyi oynadı. Sürekli top aldı, sağa sola deparlar attı ve ilk yarının sonunda da topu Giuliano'nun önüne atıverdi. Giuliano da çok iyi vurup, Fenerbahçe'yi öne geçirdi. Ama Fenerbahçe'de hala organizasyon eksikliği var. Janssen iyi bir forvet, fedakar bir golcü olsa da maalesef fizik olarak ağır. Günümüz futbolunda böyle forvetlerin geleceği yer sınırlı.
İkinci yarı İsmail Köybaşı'nın bireysel hatasından Fenerbahçe az kalsın golü yiyordu. Ama dedik ya Eto'o'nun vuruşunda hem Volkan hem de şans kurtarıverdi. Sonuçta Fenerbahçe puan alarak yarışın içinde ama kadro kalitesi ve oyun olarak aynı şeyleri söyleyemiyoruz. Antalyaspor da bazı oyuncular halı saha futbolcusuna dönmüş. Şöhretliler ama tempoları yok. Yürüyecek halleri bile yok. Böyle olunca da hem hücum eksiliyor, hem de takım savunması ve top kapma oranı düşüyor.
Hakem Mete Kalkavan oyun genelinde çok iyiydi. Birkaç faulü ve Josef de Souza'ya verdiği sarı kartı hatalı buluyorum. Ama olsun yine de oldukça başarılıydı diyebiliriz.
ERMAN TOROĞLU: F.Bahçe ateşin içine düşmekten kurtuldu
Son zamanlarda moda bir cümle var; "Bu maçı versek ne olur veya berabere kalsak ne olur? Dünyanın sonu değil" diye... Ama dün akşamki Antalya maçı, Fenerbahçe açısından dünyanın sonu olabilecek bir maçtı. Bunun için de Aykut Kocaman, her şeyi sağlama almış özellikle rakiple dişe diş mücadele edecek, koşacak, rakibe basacak oyuncuları seçmiş kadrosuna. Soldado, geçen hafta 3 tane atmasına rağmen yine yedekte. Valbuena desen, o da yedek... Bir futbolcunun üç gol atması demek bir hafta sonra oynaması da demek değil. O geçen haftanın şartlarıydı. Nitekim Fenerbahçe dün gece iyi futbol oynamadı. Ama iyi mücadele etti ve altın değerinde 3 puanı aldı. Bundan sonra ne olur? Önümüzdeki hafta Beşiktaş-Galatasaray oynayacak. Yani şampiyonluk yarışındaki rakipleri birbirleriyle oynuyor. Bakınız! Fenerbahçe, şampiyonluğa giden tencerenin içine girip orada kavrulmak istiyor. Antalyaspor karşısında sarı-lacivertliler mağlup olsaydı veya berabere kalsaydı şampiyonluk tenceresinin dışında kalacaktı. Belki de ateşin içine düşecekti! Fenerbahçe, dün akşam kazanarak o tencerenin içinde kavrulmaya devam ediyor. Peki Fenerbahçe bu oyunuyla ne yapar? Şampiyonluk yarışında işi sona kadar götürür mü? Şunu açıkça söyleyeyim; İşi zor... Beşiktaş sıkıştığı zaman iyi oynayabiliyor. Galatasaray, teknik direktörü Tudor şımarmazsa, sihirbazlık yapmaya kalkmazsa iyi işler yapıyor, Başakşehir zaten iyi... Fenerbahçe'de kadro sıkıntısı var mı? Var... Hani bir laf var ya; Kör topal gidiyorlar şu anda! Ama nereye kadar?
Antalya bir horozu varken daha iyiydi!
Antalyaspor sezon başında Samir Nasri'yi aldı, takımda Samuel Eto'o da var... İyi güzel de, takım var mı? Yok! Yıldızları almakla, transfer yapmakla takım olunmuyor! Antalyaspor'da bir horoz varken, yani Eto'o varken daha iyi bir takımdı. İki horozu sahanın içi kaldırmıyor. Çünkü tavuklar hangisine oynayacaklarını şaşırıyorlar! Futbol takımında saha içinde bir tane baş olur, lider olur, iki tane olmaz! Dün kaliteli maç seyretmedik. Sonuç olarak Fenerbahçe istediğini aldı. İki takım da vasatın üzerine çıkamadılar. Mücadele var mıydı? Vardı ama hikaye. Peki dün futbol keyfi var mıydı derseniz, yoktu... Bu kadar net!
RIDVAN DİLMEN: "Ben bu işte olurum" dediler
Fenerbahçe kurulduğundan bu yana sayıyı tam bilmiyorum ama belki deplasmanda 200 belki de 2 bininci galibiyetini almıştır. Bu zaferden çok oyuncuların maç sonu bir görüntüsü vardı o çok önemli. Ellerini havaya kaldırdılar ve sevindiler. Çünkü bu maçın önemini biliyorlardı. Bir fırsat maçı olduğunu biliyorlardı. İlk kez Fenerbahçe, 'Ben bu işte olurum' dedi. 'Ben bu işte olabilirim' mantığı vardı ama şimdi 'Bu işte olurum' diyor. Ayrıca Fenerbahçe yönetimi, primi maç başına değil, 6 maçlık periyot için koydu. Çok çok önemli bir galibiyet. Taraftar için de önemli bir zafer oldu. Basketbolun yanı sıra futbolda da varım diyor artık taraftar. Ligin ilk yarısında Fenerbahçe'nin hesaplarının tutma ihtimali var. Olursa transferler de olabilir. İş farklı boyuta gidebilir. Hava şartları ne olursa olsun, haftaya Kasımpaşa maçında Fenerbahçe 40 bin taraftara oynar. Fenerbahçe mücadele ederek kazandı. Buna oyun oynamayı da katarsa bu işte ciddi bir şekilde olur. Antalyaspor'a bir bakalım… Ben teknik direktör Leonardo'nun nerede antrenörlük yaptığını merak ediyorum. Başkan Ali Şafak Öztürk'ün en büyük hatası Rıza Çalımbay ile yolları ayırmak oldu. Önemli isimler alırsınız ama şu hataya düşmeyeceksin; "Bu takıma Leonardo yakışır..." Ligi bilmiyor, oyuncuları tanımıyor, bir uyuşmazlık var. Bu açık… Antalya'nın ileri üçlüsüne baktığımda geriye dönemeyen oyuncular vardı. Bakın Fenerbahçe kontraları doğru yapsa maç 3-4 biterdi. Aykut Kocaman, Antalya'da olsa en az üç oyuncu gönderir! Bir de zemine değinmek lazım. Çözüm bulunması gerekiyor. İyi futbol, iyi oyuncuların yanı sıra iyi zeminde, iyi atmosferde oynanır…
Kocaman'ın kredisi var
Aykut Kocaman, Giuliano ve Valbuena'nın aynı anda oynamasının çok lüks olduğunu düşünüyor. Bakın Aykut Kocaman'ın doğrusu ile Şenol Güneş'in doğrusu her zaman farklıdır… Aykut hoca 'Ben buyum. İster beğenin ister beğenmeyin' diyor. 'Benim yoğurt yemem böyle' diyor. Geçen bir açıklaması var, "Ben kişiler üzerinden değil, oyun üzerinden bakarım" dedi. Ben buyum, kendimi değiştiremem diyor. Merkezi tutmak istiyor. Kocaman'a göre Giuliano'yu forvet arkasında oynatması için Souza-Mehmet Topal ikilisini oynatması gerek. Fenerbahçe taraftarı kadroya baktığı zaman Valbuena, Giuliano ve santrfor aynı anda oynuyorsa kimse kusura bakmasın, Topal-Josef ikilisini arkada görecek. Kocaman ile sohbet ederken, "Benim futbolum bu Rıdvan.. Ben bunu oynayacağım, ben güçle kazanacağım" dedi. Aykut Kocaman Fenerbahçe için kredisi olan bir teknik adam. 'Ben buyum' dedi, fizik kalitesi yüksek bir takım istiyo.r Futbolda akademik bilgiler çok önemli. Bilimsiz olmaz ama pratik ve gözlemsiz de olmaz. Aykut hoca çok katı. Biraz esnek olması gerek. Josef-Topal'dan memnundur. Neden gol yemedi…
Kameni ile rekabet Volkan'a yaramış
Bir parantezi Volkan Demirel'e açalım. Volkan Demirel müthiş konsantrasyonu vardı. Volkan'ın oyunda olması lazım. Çok top geldiği zaman iyi oynuyor. Bakın oyunda lider gibiydi, konsantrasyonu çok iyiydi kendine güveniyordu. Atladı, zıpladı, kendinden emin oynadı. Bakın bir nokta önemli. Kalede Kameni'nin oynaması, Kameni'nin forma yarışında olması Volkan'a yaramış! Dünkü görüntüsünü çok beğendim. Janssen de sahanın en iyi oyuncularından biriydi. Mükemmel bir santrfor oyunu oynuyor. Çok beğendim. Gelişime açık bir oyuncu.
Aykut Hoca ketumdur
Baktığınız zaman Aykut Kocaman, Valbuena, Soldado ve İsla'yı oynatabilirdi ama 'Benim kadrom bu' dedi ve kafasındaki 11'i çıkardı. Aykut hoca ketumdur. Düzgün adam, iyi adam ama paylaşımcı değil. Çok gazete okuduğunu da sanmıyorum. Kulüpte o hala Kocaman'dan daha çok futbolcu 'Aykut'tur… Kendi ile barışık bir adam olduğu için, duygusal olduğu için Osmanlı maçı sonrası açıklama yaptı. İyi teknik adamın arkasında başkan yatar. Aziz Yıldırım, "Biz birlikte yürüyeceğiz" dedi. Bakın Tudor'un isyanına saygı duyuyorum ama alay ediyor. O rahatsız. "1,5 puan" diyor mesela… Ben Kocaman ile Abdullah Hoca'yı çok benzetiyorum. Kazıya kazıya geldiler.
MURAT ÖZBOSTAN: Kocaman'ın yanıtı!
F.Bahçe neden geçen hafta 20 dakikada 3 gol atan Soldado'lu, çift santrforlu dizilişi oynamaz?
Cevabı maç öncesinde konuşan Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman'ın şu cümlesinde gizliydi: "Temel amacımız, özellikle ve özellikle Antalya'nın hücum oyuncularını devre dışı bırakmak." Şampiyonluk yarışı veren bir kadronun önce rakibi durdurma fikrinin F.Bahçe taraftarının hoşuna gittiğini sanmıyorum. İki takımın da orta sahasının bol top kaybı yaptığı, Antalya'nın takım olmaktan daha çok Eto'o, Nasri'li şöhretler karması havasında olduğu bir maçtan F.Bahçe üç puan çıkardı ve üçüncülük koltuğuna oturdu. Bu F.Bahçe adına kazanılmış altın değerinde bir üç puandı. Kaleci Volkan'ın bütün yüksek topları sektirmeden toplaması, Giuliano'nun goldeki bitiriciliği F.Bahçe için artılardı. Janssen sürekli mücadele eden, top saklayan iyi dönen ama bitirici vuruşlarda şut şiddetinde zayıf bir santrfor. Dün akşamki tek farklı galibiyetten daha yüksek skorlu, maçı erken kopartan bir F.Bahçe için Valbuena ve Isla şart...