SORU: Fenerbahçe, Emre Belözoğlu ile 2 maçta 1 galibiyet, 1 beraberlik aldı. Sizce Belözoğlu oyuncularını şampiyonluğa motive etmek konusunda bir sıkıntı yaşıyor mu? Yoksa Ali Koç yönetimi mi takımı bu hale getirdi? Suçlu kim?
GÜRCAN BİLGİÇ: Denizli ve Malatya maçları gösterdi ki F.Bahçe'nin problemi teknik adam değil, oyuncu kalitesi. Bu kadar kolay gol yiyip bu kadar çok pozisyon kaçıran bir takım aslında yavaş yavaş kendini de içeriden kemiriyor. Çünkü işler kötü gittikçe oyuncuların öz güveni dibe vuruyor, sorumluluk almıyorlar, topa vururken ayakları titriyor.
Malatya maçını kazansalardı daha farklı bir hava yakalayıp inanç tazeleyebilirlerdi. Bütün bunlara rağmen F.Bahçe bugün lider değilse sorumlu ciddi hakem hatalarıdır. Konya maçından beri çok ciddi bir yanlış kumpası var. Golleri verilmiyor, penaltıları verilmiyor, buna karşılık aynı pozisyonlar rakiplerine çalınıyor.
Altay'ın kurtardığı penaltılarla bir süre yola devam ettiler. Malatya'da da gördük ki gözünün önündekini çalamayan bir hakem ve onu uyarmayan VAR hakemi vardı. İki maçta Fenerbahçe oyuncuları (Mesut-Pelkas) ambulansla sahayı terk etti, pozisyonlarda sarı kart bile çıkmadı. Bu durumu sadece teknik adam-oyuncu üstünden değerlendiremezsiniz. Ancak son dakikada F.Bahçe'ye verilmeyen penaltı Beşiktaş ya da Galatasaray için olsa Malatya maçı bitiminde en az 4 sarı kart görürlerdi. Penaltı pozisyonuna bile itiraz edemeyen, kendilerine ve hakemlere karşı inançlarını yitirmiş bir futbolcu grubu ile zaten yol yürüyemezsiniz.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Bir takımda başarı için öncelikle kadro istikrarı ve sistemin iyi oturması lazım. Yeri geldikçe her zaman vurguladığım gibi, F.Bahçe'nin kadrodaki ileri uç oyuncularıyla bir istikrar yakalaması mümkün değil. Son maça bir göz atalım, Osayi ile Samatta sıfır, Valencia da vasat. Ayrıca sistem oturmadığı zaman başka sorunlar da ortaya çıkıyor.
F.Bahçe-Göztepe maçında bir korner atışı sonunda, daha maçın hemen başında Halil'i 50 metre genişlikten kaçırarak gol yedi. Son maçta da skor avantajına sahipken hem de deplasmanda yine bir duran top sonrasında Fofana'ya 60 metre genişlikten yakalanarak beraberlik golünü yedi. Bunlar günümüz futbolunun istediği ilkelere çok ters bir kutup. Son iki maçta Fenerbahçe iki gol attı, ikisi de duran toptan geldi.
BELÖZOĞLU HER ŞEYİ ÖZETLEDİ
BÜLENT TİMURLENK: Ne bir maç kazanınca teknik direktör ne de bir gol atınca iyi santrfor olursunuz. F.Bahçe formasının ağırlığını kaldıramayacak kalitede isimler var bu kadroda, Osayi, Samatta, Thiam... Ancak İrfan Can gibi son yılların en iyi orta saha oyuncularından birisinin Malatya'da oynadığı 45 dakikayı gördükten sonra Emre Belözoğlu'nun da yapacakları sınırlı. O da selefi Erol Bulut gibi ikinci yarıda 5 oyuncu değişikliğiyle tabelayı değiştirmeye çalıştı.
Teknik adamlar sahaya 3 puanı alacağına inandıkları 11'i sürerler. İki hocanın da inandıklarından 45 dakikada bu kadar çabuk vazgeçmesi temel problem. Son dakikadaki penaltı pozisyonuna takımın itiraz etmemesi, Gustavo top kaptırdığında sahadan Belözoğlu'na vücut diliyle yapılan şikâyetler... Aslında Belözoğlu, takımının sezonunu güzel bir cümleyle özetledi: F.Bahçe, Malatya'ya bir sezonda 5 puan kaybetmemeli.
ESAS HATA ALİ KOÇ'TA
ALİ GÜLTİKEN: Fenerbahçe forvet transferlerinde doğru tespiti yapamadı. Ligin 32. maçları oynandı, F.Bahçe'de en çok gol atan forvet oyuncusunun gol sayısı 6. Bu bile başlı başına bir gösterge. Beşiktaş'ın 15'e yakın gol atmış iki forvet oyuncusu var. Bunun dışında 20 tane değişik oyuncu, gol atma becerisi göstermiş, F.Bahçe her maçta forvet için tombaladan isim çekiyor ve bu durum istediği oyunu oluşturmasına ciddi engel teşkil ediyor.
Teknik direktörler değişse de performans almak çok kolay değil. Forvet oyuncularının bazı yetenekleri ya vardır ya da yoktur. Olmayana aşı yapıp düzeltemezsin. Olandan ise en iyisini almaya çalışırsın. Fenerbahçe de bunu yaşıyor. Burada esas hata, 6 ay içinde 22 oyuncu transfer edip bunlarda yanlış yapan başkan Ali Koç, yönetim ve seçici teknik heyette.
ŞAMPİYON BELLİ İKİNCİ KİM!
SORU: Beşiktaş en yakın takipçisi F.Bahçe'ye 4 puan fark attı. F.Bahçe'nin bir de bay geçeceği hafta var. G.Saray da 61 puanla 3. sırada. Genel kanaat Beşiktaş'ın kalan maçlarda kaza yapmadan mutlu sona ulaşacağı şeklinde. Siz ne düşünüyorsunuz?
ALİ GÜLTİKEN: Bu saatten sonra Beşiktaş'ın çok büyük bir avantajı var. Tabii ki futbolda yüzde 100 garanti diye bir şey söz konusu değil. Ama genel olarak baktığımızda bu dönemden sonra Beşiktaş'ın ipi göğüslememesi büyük sürpriz olur. Beşiktaş'ın puanının ötesinde oyun olarak çok büyük üstünlüğü var. F.Bahçe ve G.Saray'a baktığımızda hâlâ oyun istikrarında zorlanıyorlar. G.Saray, F.Bahçe'ye göre bir adım daha önde olsa da Beşiktaş ikisinin de çok önünde. Bu da en önemli şampiyonluk işareti.
GÜRCAN BİLGİÇ: İpler Beşiktaş'ın elinde. Kalan 9 maçta en az 9 puan kaybetmesi lazım ki şampiyonluğu kaçırsın. Bir de Galatasaray ile oynayacak. Kendi oyun ritmini bulan ve ciddi oyuncu performansı da (Aboubakar) alan bir takım Beşiktaş. Puan kaybedecektir ama onu kovalayan Fenerbahçe ile Galatasaray'ın kayıpsız gitmesi söz konusu değil. Bu yüzden Beşiktaş'ı yakalamak mümkün gözükmüyor. Bundan sonraki lig mücadelesi Fenerbahçe ile Galatasaray arasında ikincilik için olur.
BÜLENT TİMURLENK: İki maçta 5 puan kaybın ardından Aboubakar'sız oynadığı Alanyaspor karşılaşmasını kazanan Beşiktaş, Erzurum deplasmanında bu hafta maçlarını evinde oynayacak olan G.Saray ve Fenerbahçe'den daha net favori görünüyor. Bu da Sergen Yalçın'ın takımının oynadığı futbolun seviyesinin karşılığıdır. Başta Sivas deplasmanı olmak üzere Beşiktaş'ın da zor maçları var, elbette bir maçtan daha fazlasında kayıp yapabilirler ancak iki ezeli rakibinin oyunu, camialarına seri galibiyetler vadetmiyor.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Kalan maçlarda Beşiktaş'ın genelde puan kaybetmeyeceği görüşü ağırlıkta. Tabii bu son 3 haftaya kadar derbiye kadarki maçlar olarak yorumlanıyor. Ama düşme hattının çok kızışmasını da göz önüne alırsak Beşiktaş'ın bundan sonra derbiye kadar tekrar seri yakalayacağını garanti görmüyorum. Ama aynı şey takipçileri için de geçerli. Her şeye rağmen büyük avantaj tabii ki Beşiktaş'ın.
TERİM'İN MAZERETİ KALMADI!
SORU: G.Saray'da Fatih Terim uzun zamandır konuşmuyor. 13 ay sonra idmanı basına açtı. Sadece Babel sorulara yanıt verdi. G.Saray'da neler oluyor? Neden Florya sessiz?
ÖMER ÜRÜNDÜL: Zaten idman sahasını basına tamamen kapatmak son derece yanlış bir uygulama. Bunun takıma hiçbir faydası yok ama en sonunda en azından bu yanlıştan vazgeçilmiş oldu.
GÜRCAN BİLGİÇ: 4 yıldır ilk defa Galatasaray taraftarı Fatih Terim'i eleştirdi. Fatih hoca bu zamana kadar dokunulmazdı. Ama önce Belhanda'nın gönderilmesi, sonrasında puan kayıplarının gelmesi ve kadro seçimindeki yanlışlar, taraftarı da bir noktada 'acaba' eşiğine getirdi. Fatih hoca algıyı çok iyi yöneten bir teknik adam. Daha önceki puan kayıplarında zemini, hakemi veya uzatma dakikalarını bahane edip camiasını arkasında tutuyordu. Şimdi başka bir zemin bulmak zorunda. Bunun için de medyaya ihtiyacı var.
KARAGÜMRÜK FİNAL MAÇI
BÜLENT TİMURLENK: Zirve yarışında son 5 maçta 11 puan kayıp yaptığınız zaman mikrofonlara değil sahada konuşmalısınız. Kadıköy'de derbi kazanmış G.Saray, F.Bahçe'nin iki puan gerisinde kaldı. Sezonun ilk yarısındaki ideal 11'in bozulması, farklı diziliş arayışları, sakatlıklar, cezalılar, Kovid derken G.Saray geçen sezon 8 maçlık galibiyet serisinin ardından pandemi döneminde 8 maç kazanamayan günlerini hatırlatıyor.
Beşiktaş ile bir lig finali oynayabilmeleri için kayıpsız yola devam edip Yalçın'ın takımının ya 4 puan kaybını bekleyecekler ya da 3 puan kayıpta 3 farklı kazanmak zorundalar. Bu da elbette kolay değil. Sayıları bir elin parmaklarını geçen başkan adaylarıyla G.Saray'ın şampiyonluk yarışı havasında olmadığının herkes farkında. Bütün bu havayı değiştirebilecek olan isim ise elbette Terim. Karagümrük maçında yaşanacak bir puan kaybı sezon finali demektir.
ALİ GÜLTİKEN: G.Saray'ın sezonun ilk yarısındaki puan kayıplarının sakatlıktı, eksikti, cezaydı, transferdi gibi mazeretleri vardı. İkinci yarı devre arası yapılan Mohamed, Onyekuru, Yedlin ve Fernandes transferleriyle bu durum ortadan kalktı. Teknik heyetin topu taca atacak, yönetimi hedef gösterebilecek veya dışarıda mazeret arayabilecek argümanları da ortadan kalktı. İş sahada 'yapabildin veya yapamadın' noktasına geldi. F.Bahçe'nin tekrar puan kaybetmesi, G.Saray'a şampiyonluk adına tekrar bir adım atma imkânı sağladı. İdmanı açmayı ve kamuoyuna dönük mesajlar vermeyi, heyecanı artırmanın ipuçları olarak görüyorum.