SABAH Spor yazarları Ahmet Çakar, Erman Toroğlu, Ali Gültiken, Murat Özbostan ve Fatih Doğan, Beşiktaş-Fatih Karagümrük maçını değerlendirdi. Usta isimlerden Erman Toroğlu maçın hakemi Cüneyt Çakır için çok sert ifadeler kullandı. İşte son dakika haberinin detayları...
AHMET ÇAKAR - KIRMIZI KART SU GÖTÜRMEZ
İlk yarı bittiğinde çok güzel şeyler düşündüğümüz Beşiktaş'ın, hatta ilk yarıda 3-4 farkı bulabileceğini gördüğümüz Beşiktaş'ın, tüm dengesi ikinci yarıda Salih Uçan'ın sorumsuz bir davranışı ile altüst oldu.
Önce şunu belirteyim ki Beşiktaş transfer komitesi ve Sergen Yalçın çok doğru seçimler yapmış. Batshuayi ve Alex Teixeira çok iyi oyuncular. Mesela kapanan, oyunu geriden kuran Karagümrük'e Teixeira öyle bir gol attı ki kaleci kımıldayamadı bile. Bunun adı kalitedir. Her ne kadar Alex'e asisti Kerim Frei yapmış olsa da vuruş tekniği ve zamanlaması mükemmel.
Batshuayi çok hareketli bir oyuncu. Dripling yapıyor, adam geçiyor, şut çekiyor ve defansı sürekli önüne, arkasına kat edip tüm dengeyi bozuyor. Biraz şansı olsa hat-trick yapardı. Mesela Beşiktaş 10 kişi kaldıktan sonra da her ne kadar oyun kontrolü Karagümrük'te kalsa da ikinci yarı mutlak iki golü kaçıran yine Beşiktaş. Vida ve Batshuayi'nin kaçırdıkları yüzde yüzlük goller. Onlardan biri gol olsa zaten Beşiktaş rahatlayacaktı. Sonuçta Beşiktaş, 10 kişi kaldıktan sonra zorlandı ama çok önemli bir üç puan aldı. Bu Karagümrük'ten her takımın üç puan alması kolay değil.
Hakem Cüneyt Çakır bana göre bir pozisyon dışında çok iyi bir maç yönetti. Salih Uçan'a göstermiş olduğu ikinci sarı kartla gelen kırmızı kart tartışmasız doğru. Hiç su götürmez, bütün sorumsuzluk Salih'te. Ama ilk yarıda maçın hemen başında Karagümrüklü Erhun'un rakibine bir hamlesi var. Atlıyor, ayak yukarıda ve Beşiktaşlı oyuncunun kavalına çok sert bir şekilde basıyor. Cüneyt sarı verdi. Bana kalsa VAR daveti gerekiyordu ve karar kırmızı kart olmalıydı. Zaten o kırmızı gelse maç dün geceki gibi kısır bir skorla da bitmezdi.
ERMAN TOROĞLU - EYYAMCI CÜNEYT ÇAKIR
Karagümrük klasik arkada top yaparak çıkacak, rakibi üzerine çekip defansını eksik yakalayıp neticeye gitmek isteyecek... Fena da başlamadılar. 1 gol yediler, asisti yapan Karagümrüklü oyuncuydu, golü atan Beşiktaşlı. Aslında 90 dakika çok iyi futbol var mı, yok. Heyecanı yüksek bir maçtı ama kalite yoktu. Maalesef Türkiye'de futbol bundan sonra böyle.
Maçı Beşiktaş kazandı. Uzun süre 10 kişi oynadılar. Aslında 10 kişi kalan Beşiktaş, defansa ağırlık verince Karagümrük'ün oyun planı bozuldu. Çünkü onlar 11'e 11 oynarken, belli standartta oynuyordu. Beşiktaş eksilince Karagümrük bozuldu. Bu iş böyledir.
Öyle pozisyonlar yaşandı ki hakem Cüneyt Çakır, benzer pozisyonda faul verdi, daha ağırında diğerine vermedi. 90 dakika eyyam kokan bir maç yönetti her zaman olduğu gibi. İlk yarıda çok net bir pozisyon vardı. Welinton ceza sahası içinde eliyle oynadı. Haydi, babası eski hakem Cüneyt görmedi, VAR'daki babası eski hakem Hasan Ceylan'ın oğlu Hakan Ceylan nasıl görmedi de çağırmadı? Ülkede böyle aile boyu zincirleme götürüyorlar işi, herkes de seyrediyor.
Cüneyt Çakır'ın verdiği bazı kararlara kenardan Sergen Yalçın bile güldü. Acaba Welinton'un yaptığını rakibi yapsaydı iş ne olurdu? Bu işler Türkiye'de böyle. Almanya'da Gelsenkirchen var ya biz de "yersen kirşen!" İlk yarı sahada biraz futbol, heyecan vardı. İkinci yarı o yoktu. Kör dövüşü izledik. Ama bakıyorum seyirci mutlu. Onun için de Kıbrıs Rum Kesimi önümüze geçiyor. Seneye şampiyon olan takımımız Şampiyonlar Ligi'nde ön eleme oynayacak...
ALİ GÜLTİKEN - HEYECANLANDIRIYOR, KALİTE KOKUYOR
Karagümrük, Süper Lig'de olan herkesten farklı bir oyun felsefesine sahip. Zor bir takım. Birçok takım gibi topa sahip olma düşüncesiyle oyunu kurguluyorlar. Ama farkları sahanın her tarafında çok sakin kalarak bunu yapmaya çalışmaları. Rakip kim olursa olsun, skor ne olursa olsun, asla taviz vermiyorlar. Düşündüklerini yapabilen bir takım. Kaliteleri de var. Bu yüzden de zor bir rakip haline geliyorlar. Dün akşam Beşiktaş açısından da öyle oldu. Fakat Beşiktaş kalitesi çok yüksek bir takım olduğu için işi fazla uzatmadan bireysel kaliteleri ile skoru buldu.
Beşiktaş, sahaya çıktığında heyecanlandırıyor. Bir çok yıldız isim var. Kalite kokuyor. Bu kaliteler dün akşam skora da imza attı. Teixeira da attığı gol ile ben geldim, buradayım, bundan sonra bu golleri çok sık izleyeceksiniz mesajıydı. Batshuayi keza aynı şekilde önemli bir oyuncu. Dün akşam golü bulamamış olabilir ama girdiği pozisyonlar ve topla buluştuğunda verdiği mesajlar çok daha fazlasını vaad ediyor.
Beşiktaş aslında maçın ilk yarısında Larin ve Batshuayi ile skoru daha da açabilirdi. Orada da Karagümrük kalecisinin kalitesine takıldılar. İkinci yarıda Salih'in atılmasından sonra da doğal olarak oyun başka bir yere gitti. Ama orada da Beşiktaş başka bir oyunu daha pozitif olarak sahaya koydu. Sakin kaldı, doğru savunma ve kademe yaptı, aynı zamanda da kontradan yakalamak istediği pozisyonları da organize edebildi. Oyunun farklı bölümlerinde öne çıkan farklı isimler var.
Hücum aksiyonlarını düşündüğümüzde Teixeira, Ghezzal, Batshuayi gibi isimler önemli katkı sağladı. Beşiktaş savunmada kaldığında Rıdvan, Josef, Welinton, Rosier. İşin özeti de kime, ne zaman ihtiyaç duyulduysa o isimler görevinin başındaydı. Zorlu bir rakipten üç puan alınarak görev de Beşiktaş'ın istediği gibi tamamlandı.
MURAT ÖZBOSTAN - 8+3'Ü ANLAMAK
Eğer Salih atılmasaydı Beşiktaş maçı çok farklı kazanırdı. Cebinde sarı kartı olan Salih'in orta sahada rakibine böyle bir faul yapması siyah beyazlı takıma büyük zarar verdi. Atıldığı bölüme kadar da Beşiktaş'a faydası yoktu. Türk futbolcuların bu kadar değerli olduğu bir ortamda Salih'in gördüğü bu kırmızı kartın da bir özrü olamaz.
İlk yarıda coşkulu olan Beşiktaş 10 kişi kaldıktan sonra tempoyu düşürmek zorunda kaldı ve topu rakibine bıraktı. Özellikle ilk yarıda Beşiktaş maçı 4-0 bile yapabilirdi. İkinci devre de net fırsatlar yakaladı. Beşiktaş geçen sezonki temposunda aynen yola devam ediyor. Bir kere bunu yazalım. Gelelim önemli notlara:
1- Alex Teixeira muhteşem bir gol attı.. Zamana ihtiyacı var. Özellikle fizik olarak.. Milli Takım arası ilaç olacak..
2- Rıdvan gecenin en önemli ismiydi. İyi mücadele etti. Sakatlandı. Yerli oyuncuların pamuklara sarıldığı bir zamanda Sergen Yalçın'ın elini güçlendirdi. Umarız sakatlığı ciddi değildir.
3- Bu yeni yabancı kuralı Beşiktaş'ı çok zorlayacak. Salih'in kartı sonrası Sergen Yalçın; formül, sistem birçok şeye müdahale etti.. 4. hakem de olaya müdahil oldu. İş çorbaya döndü. 8+3'e zaten isyan eden Beşiktaş vardı. Bu isyan daha da büyür..
4- Karagümrük sürekli pas yapıyor.. Kusursuz bir pas trafiği yapamadılar ama. O zaman niye sürekli pas yapıyorlar!.. Anlamadım! 10 kişi kalan Beşiktaş'a karşı tempoyu artıramadı..
5- Emre Mor yine dönüp dolaşıp Türkiye'ye döndü. Futbol hayatında bu kadar şans bulup değerlendirmeyen oyuncu çok azdır. Umarım bu sefer bu şansı değerlendirir.. 6- Ersin'in performansı git gide artıyor... Mert de gelse başkası da gelse.. 35 yaşındaki bir kaleci gibi tecrübe akıyordu.
FATİH DOĞAN - BATSHUAYI OYNADI, ALEX TEIXEIRA ATTI
Şampiyonlar Ligi müziğinin sesi Beşiktaş'ın üzerinde yankılanmaya başlayınca gözlerde doğal olarak yeni yıldız transferlere çevrildi. Karagümrük maçı bu açıdan da önemliydi. İlk kez 11'de birlikte oynayan Batshuayi ve Alex Teixeira'nın performanslarını beğendim. Özellikle Batshuayi, Chelsea'de kamp ve sağlam idman görmenin yansımalarını dün hücumda çok koşarak, rakibe önde pres yaparak ve pozisyonlara girerek gösterdi.
Ancak son vuruşlarda daha etkili olmalı. Oyun iştahı taraftarı coşturacak kadar yüksekti. Teixeira'nın 8 ay sahada olmamasının fiziksel eksikliği net hissediliyor. Ancak Salih ikinci sarıdan oyundan atıldıktan sonra Necip'e yerini bırakana kadar çok net bir fotoğraf verdi: Kalite.. İnce hareketler ve iş bitiricilik. Form ve ritim tutmuş Teixeira'nın neler yapabileceğini kestirmek güç değil.
Dolmabahçe'de defans kilitlerini aşacak ve kendine özel seyirci yapacak bir yeteneğin ayak seslerini dinledik! Umut Meraş sahaya inmeden dün sol bek oynayan Rıdvan'a olumlu yansımış. Beşiktaş ilk yarıda bulduğu 3-4 gol fırsatını iyi değerlendirse 48'den sonra 10 kişi oynamak zorunda kaldığı oyunda tedirginlik yaşamak zorunda kalmazdı.