Saat 21.45'te başlayan maçlar ertesi gün bitiyor. TFF tribüne gençlerin, çocukların gelmesini istiyor. Allah aşkına, o saatlerde bu çocuklar uyuyorlar
SORU: Sıcak havalar nedeniyle TFF maçları 21.45 'te oynatıyor. Fakat su molası, VAR'daki izlenme süreleri nedeniyle aynı gün başlayan maç, ertesi güne sarkıyor. Hem maça gidenler hem de TV başındakiler bundan rahatsız. 'Bir futbol zevkimiz var, onda da maçın yarısında uyuyoruz. Şehre göre saatler değişebilir. Her yerde neden 21.45'te maçlar?' diyorlar. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
İSKENDER GÜNEN: İngiltere'de
14.30'da, 16.00'da yapılan birçok maç var. Aynı
şekilde Almanya Liginde de... Fakat bizde maçlar
19.15 ve 21.45 olarak değerlendiriliyor. Antalya,
Alanya gibi son derece sıcak yerlerde 21.45 doğal
olarak karşılanabilir ama
Türkiye'nin büyük bölümünde 21.45 yerine 19.00 ya da 20.00 daha doğru bir tercih olur. TFF,
çocukları, gençleri sürekli maça
davet ediyor ama 21.45'te başlayan
bir maçın bitiş ve eve dönüş
saatini de düşünürsek bu gençler
ve çocuklar için gerçekçi bir
söylem olmaktan uzak kalır.
LEVENT TÜZEMEN: Süper Lig, Premier Lig ve Ligue 1'in yayıncı kuruluşu aynı... Türkiye'de insanlar maçların 21.45'te başlamasından dolayı rahatsız. Su molaları, uzatmalarla birlikte maçlar 00.00'da bitiyor.
İnsanlar evine gidemiyor. Sabah erken kalkma zorunluluğu olanlar da maçları stattan değil TV'den izliyor.
Ne demek efendim; havalar sıcakmış. Bir örnek vereceğim: West Ham United-Manchester City maçı yerel saatle 16.30'da başladı. Tribündeki taraftarların kiminde şapka, kiminde de sıcaktan korunmak için maç kitapçığı vardı. İngiltere Futbol Federasyonu, 'Bu maç bu saatte oynanacak' diyor. TFF ise saatleri erkene çekmediği gibi bir iddiaya göre 'Yayıncı kuruluş böyle istiyor' diyerek işin içinden çıkmaya çalışıyor.
Patron TFF mi, yoksa yayıncı kuruluş mu? Bu arada TFF maçlara gençlerin, çocukların getirilmesini öneriyor. Allah aşkına, maçın bittiği saatlerde o gençlerin çoğu uyuyor. Saatler acilen değişmeli.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Bana göre yaz sezonunda lig erken başlasa da 21.45 maç başlangıcı doğru değil.
Aralarında gençlerin ve aileleriyle maça gelen çocukların da olduğunu düşünürsek bunların evlerine dönüşleri gece yarısını buluyor. Ertesi gün iş günü de olduğu için zevkle gidilen maç, dönüşte tam bir işkenceye dönüyor. Ayrıca medyada da baskılarda zaman darlığından sıkıntı yaşanıyor. Bu duruma Avrupa'dan canlı örnek vermek gerekirse, Almanya'da 'Bundesliga 2'de öğlen 13 ve 14'te maçlar oynanıyor. Bu hafta başlayan 'Bundesliga 1'de de durum aynı şekilde. Erken saatlerde maçlar oynanıyor.
Ayrıca Avrupa'da bugüne kadar görülmemiş yaz sıcakları var. Premier Lig ve Championship'te de durum aynı. Hatta öğlen 12'de bile maç oynanıyor.
TFF tüm bunları göz önüne alarak hızlıca yeni bir formül üretmeli.
TAKIM DEĞİL JESUS PANİK YAPTI
SORU: F.Bahçe A plus teknik direktörü ve 11 transferi ile sezona kötü başladı. Eleştiriler var. Başkan Ali Koç ise "Endişeye gerek yok" dedi. Sizce yanlış olan ne?
ÖMER ÜRÜNDÜL: Ben Başkan Ali Koç'un
Jesus tercihine itiraz etmiyorum.
Çünkü o dönemde kritik bir karardı. Yanlış yaptı
demem. Yanlış şöyle oldu; kadroya 3-4 nokta
transfer lazımdı. Ama çok fazla isim alındı. Gelen
isimlerin geneli nokta transferler değil. En önemli
transfer Joao Pedro'ydu ama o da sakatlandı…
Böyle bir yenilenmiş kadro yapısında zamana ihtiyaç vardır. Tabii Ümraniye başlangıcı
iyi olmadı. Zaten Jesus'un takım tercihi ve
değişiklikleri de biraz maceracıydı.
GÜRCAN BİLGİÇ: Jesus, eğer
Ümraniyespor analizini önüne alsaydı,
tek orta saha ile çıkmazdı. Veya
beş ofansif ile oynamazdı. Veya ilk
45 bitip, 2-1'i cebine koyduğunda
hamlesini yapardı. Takım açısından
değil, hoca için panik
maçıdır bu.
İlk yarıda Fenerbahçe 150 pas yapmış. Uzatmaları da katarsanız
dakikada üç pas.
Seni kilitlemişler, durdurmuşlar, hareket ettirmemişler ve sadece sarı kartlı oyuncunu çıkartmışsın. Oyuna devam etmişsin.
Uzatmalarda gelen gol ile alınan bir puan
kazançtır Fenerbahçe adına. İkincisi; Jesus, lig ile
el sıkıştı, rakipleri de hakemleri de tanıdı.
İSKENDER GÜNEN: Fenerbahçe'nin
sorunu her sezona bir 'dejavu' ile başlamak.
Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da ünlü bir teknik adam ve sonrasında çok oyuncu transferi. Böylesi bir durumda takım olmaktan
uzak bir yapı ortaya çıktı. Takımda omurganız ve
oyun anlayışınız yoksa istikrarlı bir yapı ne yazık
ki ortaya çıkmaz. Jesus'un oynatmak istediği sistem,
top rakipteyken verdiği reaksiyon, agresif
pres ve ortaya çıkan savunma baskılı hücum.
Ama sahaya çıkardığı ilk 11'de özellikle orta alanda
büyük sorunlar ortaya çıktı. Önde bireysel
becerilerle sonuca giden bir yapı ve de kaptırılan
toplar, ardından karşı ataklarda savunmada bir
türlü gerekli organizasyonun kurulmaması.
LEVENT TÜZEMEN: Başkan Ali Koç
ezberleri bozan bir açıklama yaptı. 5 transferi
planladıklarını söyledi ama bu sayının neden
13'e yükseldiğini tam anlatamadı (İki transfer
daha yapılacak). Jesus'un 1.5 aydan
fazla takımla çalışmasına rağmen kafasında
hâlâ bir ideal kadroyu oluşturamadığını
gördük.
Portekizli hocanın sadece kendi dilini konuşan oyuncuları alması takımda sıkıntı yaratır. Çünkü
bu filmi
F.Bahçeliler
Pereira
döneminde
görmüş,
Van
Persie kriziyle
de sarsılmışlardı.
Özellikle İrfan Can, Mert Hakan, Crespo ve genç Arda Güler'in rekabet içinde olmaması probleme neden olur. Jesus, formayı adaletli dağıtmazsa F.Bahçe, oyun ve skor olarak çok tartışılır.
ALİ GÜLTİKEN: Genel problem, hocanın
oyuncuları ve takımı tam tanıyıp ideal bir oyuncu
grubu oluşturamaması. Bunun için zaman lazım.
F.Bahçe açısından pozitif olan şey, geçen seneye
göre daha çok skor üretebiliyor ama geçen
sezonu bitiren takıma göre de daha çok savunma
zafiyeti var.
Bu bireysel veya blok değil tüm takım savunması olarak görünüyor.
NELSSON GİDERSE EYVAH EYVAH!
SORU: Galatasaray, Antalya'da zor da olsa kazandı ama futbolu için pozitif şeyler söylenmedi. İki yeni transfer de kadroya katıldığında nasıl bir Galatasaray bekliyorsunuz?
LEVENT TÜZEMEN: G.Saray
Fiorentina önünde sergilediği başarılı
futbolunu, Antalyaspor karşısında
tam ortaya koyamadı. Okan hocanın
çift forvete geçip Midtsjö'yü oyuna
alması G.Saray'a galibiyeti getirdi.
Ama Muslera'nın yaptığı kurtarışlara bakarsak şampiyonluk yarışında Uruguaylı kalecinin en önemli güç olacağına inanıyorum. Mertens ve
Torreira takıma girdiğinde
G.Saray
çok daha keyif
veren, çok daha
pozisyon bulan
bir takım olacaktır.
ALİ GÜLTİKEN: G.Saray Antalya'ya karşı deplasmanda iyi bir tempo yaptı. Başlayan ve bitiren kadro, özellikle forvet bölgesinde geçen seneki sıkıntıları geride bırakmış gibi.
Bu kadro gelişime açık ve iyi olacağı mesajını verdi.
GÜRCAN BİLGİÇ: Takım oturana kadar bocalama devam edecek. Antalya zor bir deplasmandı. Rakip penaltı kaçırdı, karşı karşıya kaçırdı ya da Muslera kurtardı. Merkez orta sahayı takviye ettiler, ön tarafa heyecan veren oyuncular aldılar.
Yine de Muslera ile ayakta duruyorlar. Tamir edilmesi gereken arıza bu.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Galatasaray'da iyi transferler yapıldı. Bilhassa son iki takviye (Torreira ve Mertens) eğer İstanbul'da birçok yabancı oyuncunun yaşadığı fiziksel düşüşü yaşamazsa çok önemli transferler. Galatasaray'ın ileri ucu çok etkili. İki genç kanat oyuncuları (Kerem ve Yunus) iyi. Seferovic'e Mertens ve Gomis gibi alternatifler de eklendi. Norveçli orta saha Midtsjö'den de randıman alınır. Zaten çok da iyi bir kaleciye sahipler. Yalnız Nelsson giderse oraya yapılacak transfer çok önemli.
İSKENDER GÜNEN: Oliveira çok yalnız kaldı. Midtsjö oyuna girdikten sonra olumlu bir izlenim bıraktı. Önde ise Yunus ve Kerem'in Seferovic ile pas bağlantılarını daha iyi kurmaları şart.
En büyük sorun ise savunmanın arkasına atılan toplarda öne çıktı. Eğer kaleci Muslera gününde olmasa herhalde durum çok daha farklı olurdu.
JOSEF'İN YOKLUĞU KALPTE RİTMİ BOZDU
SORU: Beşiktaş en çok eleştirilen takımların başında geliyor. Sistem değişikliği, Rıdvan ve Emirhan'ın gidişi, Josef de Souza'nın sakatlığı var. Genel yorum, 'Bu orta saha ile Beşiktaş umutsuz vaka' şeklinde. Buna katılıyor musunuz?
ALİ GÜLTİKEN: Beşiktaş, Kayserispor karşısında
özellikle ofansif anlamda sıkıntı yaşamayacağının
mesajını çok net verdi. Orta alanda oynayan Salih
ve Kartal bu yükü bana göre taşıdılar.
Orada daha ekstra işler beklenen
oyuncu Gedson Fernandes. Onun
biraz daha sorumluluk alması lazım.
Ayrıca ilave takviyeler de planlanıyorlardır.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Sistemde 4'lü
savunmaya geçmek doğru karar. Sol
bek Masuaku üçlü defansın kenarı
olarak başarılı olamaz.
Bir de bu şablonda Muleka'dan istenilen verim alınamaz. Bir
orta saha oyuncu transferine
acil ihtiyaç var. Takımın en
önemli silahı ise Weghorst…
İSKENDER GÜNEN: Sezon başı
Rıdvan ve Emirhan gibi iki genç oyuncunun
takımdan ayrılması iyi olmadı.
Çünkü ilk 11'de en az 3 yerli oynatması gereken takımda şu anda Ersin'den başka garanti yerli yok. 21 yaşındaki
stoper Emrecan Uzunhan'ın
nasıl bir katkı vereceği de henüz
bilinmiyor. Kayserispor maçında
Souza'nın çok arandığı bir
gerçek. Souza'nın yokluğunda orta sahayı
bir kalp olarak düşünürsek bir ritim bozukluğu
olduğunu söyleyebiliriz. Önde ise her
şey Ghezzal'in göstereceği performansa bağlı.
GÜRCAN BİLGİÇ: Beşiktaş'ın problemi;
sorunları çözmesi geren Valerien İsmael'in
bunların kaynağı olan kişi olması. Geçen sene
denemesini yaptı.
Takımın nasıl duvara çarptığını gördü ama yeni sezona yine buradan başladı. Rakip 10 kişi kalmasa golü
de atamayacaklardı. Biraz dikkatli
olsa, mağlup da olabilirlerdi.
Tek iyi görüntü, vazgeçmeden sonuna kadar istemeleriydi. Artık 40 bin
taraftarın desteği mi, yoksa takımın
karakteri mi bilemem.
Şiddetle "doğru oyuna" ihtiyaçları var.
LEVENT TÜZEMEN: Valerien İsmael'in 'üçlü defansdörtlü defans' tartışmalarından sıyrılıp Hollandalı golcüsü Weghorst'un nasıl etkili olacağını planlaması gerekir. 1.97'lik oyuncu, N'Koudou oyuna girene kadar sahada konu mankeni gibiydi.
Kanatlardan orta gelmediği sürece Weghorst çok etkisiz kalır. Haftaya damga vuran üç gol var: Biri; Ghezzal'in attığı golde Weghorst'un pasın şiddetini ayarlaması, ikincisi; Gomis'in golünde Midtsjö'nün kadife zarafetinde etkili pası. Üçüncüsü ise, Berisha'nın golünde Zajc'ın rakibe attığı müthiş çalım.
TRABZON ACİL STOPER ALMALI
SORU: Trabzonspor, Olimpiyat Stadı'nda yine güldü. Fakat Hamsik arandı. Neler söylersiniz?
İSKENDER GÜNEN: Trabzonspor'u Hamsik'li ya da Hamsik'siz olarak değerlendirmeliyiz. Çünkü Hamsik bu takımın orta alandaki hem lideri hem de aklı. Oyunun temposunu ayarlayan bir isim. Slovak futbolcunun oynadığı maçlarda topa sahip olma yüzdesi her zaman yüksek. Hamsik'siz ise önde Nwakaeme'nin de yokluğu düşünüldüğünde önemli sorunlar çıkıyor. Nwakaeme'nin yerinde oynayan Trezeguet akınları olgunlaştırmaya değil bitirmeye yönelik bir isim. Larsen ve Eren iki kenar beki için olumlu düşüncelerimiz var ama hâlâ bir an önce sağ stoper konusunda adım atılması şart.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Trabzonspor'un oturmuş kadrosu ve takımını tanıyan bir teknik adamı var. Cornelius gibi çok önemli bir silahı mevcut. Visca ve Trezeguet form tuttuğu zaman, Cornelius'un performansı da artar. Ancak Trabzonspor, geçen seneki rahatlığı bulamaz. Çünkü bu sene güçlü rakipler yarışta ve bordomavililerin Avrupa kulvarı var.