SORU: Fenerbahçe otomatik vitese taktı, Galatasaray arkasında. Fakat son günlerde bir tartışma var. Süper Lig'in kalitesi bu sezon yerlerde, aradaki makas açıldı. Özellikle bu iki takıma karşı rakipleri hiçbir şey yapamıyor. Süper Lig'in kalitesi, güç dengesi gerçekten bozuldu mu?
ALİ GÜLTİKEN: Bu tür tartışmalar sezon başlarında her zaman oluyor. Çünkü gerçek anlamda yarış, sezonun ikinci yarısında başlar.
Düşme ve şampiyonluk stresi yaşanmaya başladığı anlardan itibaren gerçek mücadele ortaya çıkar. Geçen sezon da Dünya Kupası'na kadar muhteşem bir F.Bahçe'yi konuşuyorduk.
Haftalar ilerledikçe lig dengesi yerine oturacaktır.
LEVENT TÜZEMEN: G.Saray ve F.Bahçe kaliteli oyuncular transfer etti. Bu iki takımın geçen sezon da güçlü kadroları vardı. Galatasaray, 4 beraberlik, 4 mağlubiyet; F.Bahçe de 5 beraberlik, 6 mağlubiyet almıştı.
Kadro kalitelerine rağmen yenilmeyecek takım yoktur. Sorun, Anadolu kulüplerini çalıştıran teknik adamlarda. Çünkü çoğunun bir başarısı yok. Rakibi
analiz etme ve rakibe göre sistem belirleme konusunda bilgileri yeterli değil. Volkan Demirel'in nasıl kendini geliştirdiğini
görüyoruz. Eğer kulüpler doğru hocaları getirirse
yarış, G.Saray ve F.Bahçe adına bu kadar kolay olmaz.
GÜRCAN BİLGİÇ: Aslında dört takımı (F.Bahçe, G.Saray, Beşiktaş, Adana Demir) bir kenara aldığımızda, müthiş bir denge var.
Trabzonspor'u katamıyorum bu dörtlüye.
16 takım kendi aralarında bir lig oynayacaklar, 'Beşincilik ve üstü en iyi sonuç' diyerek.
Diğer dörtlünün kendi ligi ayrı olacak. İspanya, Fransa ve Almanya'da da durum böyle. Süper ve normal olarak iki ligimiz var. Büyük camialar kendi finansmanlarıyla, kaliteli oyunculara bütçe ayırdılar. Aralarındaki rekabet bu kadrolaşmayı üst düzeye de taşıdı. Sadece yayın geliriyle yaşayanların da ne benzini kaldı ne de lastiği.
FATİH DOĞAN: Yayın gelirlerinin ve galibiyet gelirlerinin kur artışıyla değer kaybetmesi Anadolu kulüplerini vurdu. G.Saray ve F.Bahçe, sponsorluk gelirleri ve inşaat ekonomisiyle bu türbülansa cevap verdi.
Hal böyle olunca da makas açıldı. Çıkış yolu ne derseniz; ya inşaat ekonomisiyle gelir kaynaklarını artıracaklar ya da ekonomik açıdan güçlü insanlara bu işi teslim edecekler.
BÜLENT TİMURLENK: 20 takımlı bir ligde 8 İstanbul takımının ekonomik olarak karş-ı lığı yok. İstanbulspor, Pendik ve Karagümrük büyük paralar harcayamaz. Başakşehir kimliğini kaybetti. Kasımpaşa zaten her sezona kötü başlar. Konya ve Kayserispor'un da isimlerinin karşılığını vermedikleri sezonda, Alanya bile eski günlerini arıyor. Trabzon'daki sancıyı, Beşiktaş'taki sıkıntıları da bir kenara alırsak ilk 3 sıradaki takımın neden o podyumda olduğunu anlarız.
Ancak şunu unutmamak lazım; Almanya'da Bayern Münih 12 yıldır şampiyon oluyor, bütün maçlarda tribünler dolu. Biz ise berbat zeminlerde oynanan maçlarda 900 liraya deplasman bileti satıyoruz.
Renklenmesini istiyorsanız önce bu griliklerden kurtulacaksınız.
BELİRSİZLİK ORTAMINDA ATEŞ TOPU YILMAZ'A KALDI!
SORU: Şenol Güneş gitti, Bjelica gitti. Beşiktaş, Burak Yılmaz'la yola devam etmeli mi? Abdullah Avcı'nın Trabzonspor için geri dönüşü doğru bir seçim mi?
ALİ GÜLTİKEN: Trabzonspor için Avcı doğru seçim olur. Çünkü daha Abdullah hocanın izleri çok sıcak. Takımı, camiayı yakından tanıyor. En çabuk teşhisleri koyabilecek teknik adam konumunda.
Burak Yılmaz açısından tabii ki çok zor bir dönem. Hem büyük bir şans olarak görülebilir hem de büyük riskler taşıyor şeklinde değerlendirilebilir. Çok erken ateşin üstüne oturdu diyebiliriz. Devam etme konusunda bu kararı almanın şöyle bir zorluğu var; yönetimin görev süresi aralıkta bitecek. Fakat aralık ayına kadar Beşiktaş'ın ligde alması gereken bir mesafe var. Yönetim doğal olarak bunun da sorumlusu.
Bu konuda şu andaki yönetimin yerinde olmak istemezdim.
FATİH DOĞAN: 'Burak Yılmaz ile yola devam edilir mi?' sorusuna cevap verebilmem için orta yolun olması lazım.
Beşiktaş'ın yolu da belli değil, şu an yolu kimin açacağı da net değil. Önce Ahmet Nur Çebi'nin 'devam mı-tamam mı' kararı görülecek, ardından kimin aday olacağı netleşecek, sonrasında da kazanan yönetim kiminle çalışacağına karar verecek.
Bu belirsizlik bitene kadar Burak Yılmaz mevcuttaki isim olarak takımın başında kalır. Ama sonrasında karar seçilecek yönetimindir. Şu anda bir tek Hasan Arat. Ahmet Nur Çebi, olmazsa Emre Kocadağ, Tevfik Yamantürk, Serdal Adalı, Yıldırım Demirören hatta Serdar Bilgili isimleri bile camiada konuşulurken teknik direktöre karar vermek makul ve mantıklı değil.
BÜLENT TİMURLENK: Burak Yılmaz'ı ihtişamlı futbolculuk kariyeri ile Fen Lisesi'ni birincilikle bitiren bir öğrenci kabul edelim. Burak, tutun ki Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ni kazandı.
Oraya girmek onu doktor yapmaz. Daha birinci sınıf öğrencisi. Beşiktaş'ın başına ise Güneş gibi bir profesörden sonra en az bir doçent lazım. Trabzonspor, Bjelica sonrası yabancı bir hoca tercih etmezdi. Yerliler arasında 'evlat' Fatih Tekke akıllara gelmediğine göre kendi cephesinde de Milli Takım-Montella beraberliği sonrasında fazla opsiyonu olmayan Avcı'nın şampiyon yaptığı takıma dönmesi şaşırtıcı değil. Bu birliktelikten bir daha kazan-kazan hikâyesi çıkar mı, göreceğiz.
GADDARLARA MÜSAADE EDİYORLAR
SORU: Hakem hataları sürüyor. Özellikle futbolcular birbirlerine çok sert giriyorlar ama ceza yok. Muslera ve Fred bunu yaşadı. Bu acımasız hareketler neden kontrolden çıktı?
ALİ GÜLTİKEN: F.Bahçe ve G.Saray, çok
başarılı devam ediyor. Dolayısıyla rakipler de
mücadele olarak kendini ifade etmek için sertleşiyorlar.
Önceki akşamki Arsenal-M.City maçında
Kovacic'nin iki pozisyondaki sertliği karşısında
hakemin oyundan atmamış olması bütün İngiltere'yi ayağa kaldırmış
durumda. Bu tartışmalar dünyanın her tarafında yapılıyor.
LEVENT TÜZEMEN: Maalesef yardımcılar, 4. hakem
ve VAR, maçı yöneten hakeme yardımcı olmuyor.
Muslera ve Fred'e yapılan gaddarca faullerin karşılığı kırmızı olmalıydı. Hatta VAR, hakemin kulağına üflemeliydi. Çünkü Muslera'nın
tepkisi doğruydu. Rize'de ayağı kırılmış, Trabzon maçında da tarak
kemiği çatlamıştı. Hakemlerin sorumluluk almadığını görüyorum,
kritik pozisyonlarda VAR ve yardımcılar, korktukları için ya da
bilerek maçı yöneten hakeme
karşı 3 maymunu oynuyorlar.
GÜRCAN BİLGİÇ: Hakemlerin
cesareti ya da yetkisi yok.
Öylesine baskı yaratılıyor ki her kartın,
faulün, hatta korner kararının
arkasında başka bir şey aranıyor.
Hakem de özellikle büyük
takımların maçlarında kararlı
olamıyor. Diğer maçlarda
da oluyor benzer sertlikler, gayet güzel
kırmızılar çıkıyor. Hakemliği bitenlerin
yorumlarına bakın; gayet makulgüvenli
konuşuyorlar. Sahadayken
onlar da veremiyorlardı
bu kararları.
Çünkü ipleri birileri çekiyor ve hepsi bundan etkileniyor.
HAKEMLER 'CANIMIZ SIKILMASIN' MODUNDA
FATİH DOĞAN: Adaletin olmadığı yerde kaos başlar, herkes kendi adaletini bulmaya çalışır. Maalesef hakemler yetersiz ve baskıyı yönetemiyorlar.
Üzülerek görüyorum, hakemlerimiz iki kulübü üzmemek, baskısını yememek için onların gönüllerini hoş tutuyorlar. Şimdi G.Saray ve F.Bahçe'ye verilen verilmeyen penaltılara, çalan çalınmayan kartlara girmek istemiyorum. İnandığım tek gerçek, 'Aman bu iki takım üzülmesin, bizim de canımız sıkılmasın' modundalar.
BÜLENT TİMURLENK: En az iki yıldır maç kritiklerinde Serbest Kürsü'de sürekli altını çiziyorum, ligimizdeki gaddarlık Avrupa'da başka liglerde yok. Futbol, temaslı ve sert bir oyun, bunu elbette hepimiz biliyoruz. Ancak aşil tendonuna tekmeler, tarak kemiklerine basmalar, ayak bileklerinin üzerinde gezmeler, maalesef VAR odası da çoğu maçta uyuduğu için bir türlü çıkmayan kırmızı kartlar. Meslektaşlarına sezon kapattıracak kadar sert giren oyunculara cezalar 3 maçtan başlasın.
Kemik kıran havalı arkadaşları o zaman görürüz futbol sahasında.
AVCI TRABZON'U AYAĞA KALDIRIR
LEVENT TÜZEMEN: Beşiktaşlı futbolcular, Burak Yılmaz'ı çok seviyor. Özellikle Aboubakar, müthiş saygı duyuyor ve destek veriyor.
Burak Yılmaz, göreve devam etmeli çünkü futbolculuk yaşamında üst düzey teknik adamlarla görev yaptığı için bilgi ve birikimi var. Ayrıca Beşiktaş'a önerim, kaptan artık Aboubakar olmalı. Çünkü tüm takım, Aboubakar'ın yaptığı hizmete büyük saygı gösteriyor ve onun etrafında sevinç yumağı oluşturuyor.
Aslında Avcı'nın gitmesine izin vermek hataydı. Başkan Ertuğrul Doğan ile Avcı arasında müthiş bir saygısevgi iletişimi var. Türkiye Ligi'ni yakından biliyor. Dönüşü Trabzonspor'u yeniden ayağa kaldırır.
GÜRCAN BİLGİÇ: Sorunları daha transferler yapılırken davet etti Beşiktaş. 8 Afrikalı oyuncuyla ocak ayındaki 6 maçı eksik oynamayı göze aldılar. Bunun üstüne yeni transferlerden bekledikleri verimi de alamadılar.
Şenol Güneş bir türlü doğru oyunu bulamadı ve bugünlere gelindi. Sonuç; kim gelirse gelsin Beşiktaş'ın durumu iyi değil. İddialı bir teknik adam getirirlerse, başarısız oldu diye haziranda gönderecekler. Buna göre seçim yapmalılar. Abdullah Avcı, Trabzonspor'un genlerine işledi artık. Üstünde baskı olmadığında nasıl başarılı olduğunu da gösterdi.
Oyuncuların üstündeki ölü toprağını atarsa, yine şehre nefes olabilir.