G.Saray derbiyi kazandı, çok önemli bir virajdı. Bana göre %51 şampiyonluğa yaklaştı. F.Bahçe de kazanmaya devam ediyor. Kalan maçlara bakarsak düşüncen nedir?
Şubat ayı fikstürüne dönüp
baktığımızda
G.Saray'ın iki
Avrupa sınavı
varken Samsun,
Ankaragücü deplasmanları ve Beşiktaş derbisiyle
son bulacak 5 maçlık seride puan kayb ı
yapma ihtimali F.Bahçe'den fazlaydı. Kağıt üzerinde
İsmail Kartal'ın takımının Antalya deplasmanı
zorluydu ve
F.Bahçe camiasında beklenti, G.Saray'ın derbi dahil birden fazla maçta puan kaybı yapacağı yönündeydi. Kadıköy'de Alanya beraberliği hesapları bozdu ve
G.Saray, Beşiktaş'ı yendi.
Şimdi roller değişti. F.Bahçe'nin önünde milli araya kadar 2 Avrupa
sınavı ve 2 lig maçı
var. Kartal'ın yarın Belçika'da
çıkartacağı
kadro, ardından Pendik
maçı, Saint-Gilloise
rövanşı ve 3 gün
sonrası Trabzon deplasmanında enerjisi yüksek bir
takım için kadroyu nasıl kullanacağını göreceğiz.
G.Saray ise bu dönemi Rize maçı ve Kasımpaşa deplasmanıyla İstanbul'da geçirecek.
ORTALIK AYAĞA KALKSA DA SONUÇ ASLA DEĞİŞMEZ
Türkiye'deki hakem hataları her hafta popüler bir şekilde devam ediyor. Ama Valencia- Real Madrid maçında da skandal bir hakem hatası oldu. Sizce bu hata Türkiye'de olsaydı neler yaşanırdı?
Önce izlemeyenlere pozisyonu hatırlatayım…
Manzano, +7 uzatma veriyor.
Valencia lehine çaldığı penaltı
için VAR'a çağrılıyor ve kararı düzeltip
penaltıyı iptal ediyor. Bu arada
yaşadığı zaman kaybını da düşünerek
maçı iki dakika daha uzatıyor. Büyük
yanlışı ise son pozisyonda Real Madrid
adına aksiyon bitmemişken
'Zaten fazla oynattım' kafasıyla son
düdüğü çalmış olması. Elbette İspanya'da
kıyamet koptu.
Real Madrid ligde 7 puan farkla lider olmasaydı bu iş çok daha büyürdü. Manzano tecrübeli bir hakem. Bizde
ya da başka bir ülkede fark etmez,
ceza sahası çevresinde top, savunan
tarafa değmeden böyle son düdük
çalan hakemler eleştirilir. Ama İspanya
ama Türkiye, değişmeyen bir şey
var: Maçın sonucu.
BEŞİKTAŞ ARTIK YENİ HOCA ARAMAZ
Beşiktaş taraftarı o kadar hazırlık yapıp müthiş bir destek verse de yine hayal kırıklığına uğradı. Santos'a dair umutları sanki azalıyor gibi. Portekizli teknik adam önümüzdeki sezon takımın başında olmalı mı?
Santos'un Trabzon
maçıyla beraber kalesinde
gol görmeden
yakaladığı galibiyet serisinde
karşısındaki takımlar,
Beşiktaş'ın durumunu
gereğinden fazla
pozitif göstermiş olabilir.
Bence de öyle oldu.
Gedson'un hiç gereği
yokken gördüğü sarı kartla cezalı
duruma düşmesi, Salih'in kupada
oynayıp pazar günü tribüne çıkması
sonrasında Santos'a çok derin bir
taktik eleştirisi getirebilmek mümkün
değil.
Rebic'i bir türlü kazanamadı, Cenk'ten vazgeçmiyor ve kupada bir önceki turu getiren Muleka'yı unuttu. Döneminin
tek artısı, Necip'in kariyerinin
en iyi günlerini geçiriyor olması.
Beşiktaş, hocasının da onayıyla Musrati ve Muçi'nin bonservisine 22 milyon Euro ödedi. Oyuna girdiğinde ıslıklanan birinci
santrforunuzla gelecek sezon
yola devam etmeyeceğiniz ortadayken
başkan Hasan Arat'ın yeni
bir teknik direktör arayışına
gireceğini hiç
sanmıyorum.
MİLANO'DAN MANKEN Mİ GETİRECEKLER!
Fenerbahçe, Süper kupa finali için yabancı hakem istedi. Okan Buruk, "Türk hakemlerine güveniyoruz" dedi. Siyah ve beyaz kadar farklı açıklamalar. Hangi tarafı samimi buluyorsunuz?
'Yabancı hakem getirelim' fikrine sahip olanlar, yıllardır
bu hakemleri nereden bulabilecekleri konusunda bir
kaynak işaret etmiyor.
İstanbul Moda Haftası'na Milano'dan manken getirmiyorsunuz beyler! Söz konusu
ligse 10 tane maç var. Bir derbi diğerlerinden daha fazla değerli
değil. Kimse size top class hakemini hafta sonu göndermez. Diyelim
ki iki taraf anlaştı, x yabancı hakem geldi, Süper Kupa'yıy önetti ve
bir tarafın aleyhine önemli hata yaptı. Mümkün mü? Mümkün! O zaman ne
olacağını şimdiden söyleyeyim;
'Hakemin mahalleden Galatasaraylı, Fenerbahçeli komşusu var?' mı derler, 'Geçmiş tarihte şu maçı yönetmişti, bu takıma kafayı taktı' mı derler… İlla ki bir şey derler.
KOL KOLA GİRER GÜLERLER!
Sosyal medya paylaşımları kulüplerin resmi hesaplarından sürekli yapılıyor. Fakat son zamanlarda ölçü fazlasıyla kaçtı. Özellikle Galatasaray'ın son yaptığı, Kartal'ı sarı-lacivertli salıncakta gösteren paylaşım, siyah-beyazlı camia tarafından büyük tepki topladı. Bu tür paylaşımları normal buluyor musunuz yoksa sizce gerçekten abartıldı mı?
Derbi sadece sahada oynanmıyor. Yıllardır başkanlar ve yöneticilerin söz düelloları, resmi sitelerden uzun ve sıkıcı yazılı metinler, sosyal medya ekiplerinin yaratıcılık bahanesine sığınıp sürekli karşı tarafa gönderme peşinde olduğu işler, gazeteci diyemeyeceğim ama gazeteci kılıklı bazı kişilerin sosyal medyada haber-yorum niyetine amigoluğa soyunması, yetmedi bir de her cephenin beslediği sosyal medya fenomenleri… Bu kadar fazla maçın bir galibi olmaz. Ancak bu işler, şöyle ya da böyle de çözülür diyemiyorum. Çünkü birbirleri hakkında bu kadar ağır ifadeler kullanan insanları yarın-öbür gün aynı fotoğraf karesinde kol kola gülerken çok gördük. İsimler değişiyor ama zihniyet baki kalıyor.
ALMANYA'DA SERİ BOZULACAK
Sizinle Avrupa liglerine de şöyle bir bakalım. İtalya, İngiltere, İspanya ve Almanya'dan kısa kısa bize son durumu analiz eder misiniz?
Premier Lig'de City'nin hükümdarlığı
sürecek mi? Klopp'un 'Son dansı'nda
Liverpool gülecek mi yoksa
yılların 'kaybedenler kulübü' Arsenal,
şeytanın bacağını kıracak mı? Soru
çok ama ilk yanıt, pazar günü Liverpool-
City maçında yatıyor.
Almanya'da Leverkusen'in 10 puan
farkı yakaladıktan sonra namağlup
gittiği sezonda 'Bayern Münih'in
serisine son veremez' diyen Bayern
Münihli sayısı da artık çok az.
Fransa'da şampiyon belli ancak ikincilik
için sezon başında hiç şans tanınmayan
Brest ile Monaco yarışıyor.
La Liga'da Girona peri masalını bir
yere kadar yazdı. Ancak Barcelona ve
Atletico Madrid'in olmadığı bir yarışta
Ancelotti yönetimindeki Real Madrid'i
geçebilmek masaldan da öte.
İtalya'da 15 puan fark yapan İnter'e
şampiyon, milli yıldız Hakan Çalhanoğlu'na
da yılın futbolcusu diyebiliriz.
İki teknik adam ise adından çok
söz ettiriyor. Birincisi Bologna'ya iki
sınıf birden atlatan Motta, diğeri de
Roma'yı Mourinho sonrası ayağa kaldıran
Daniele De Rossi.
HOCALAR TRAFİKTEN MEMNUN!
Avrupa'da en çok teknik direktör değiştiren ülke olduk. Bu sirkülasyon için ne düşünüyorsunuz?
Atletico Madrid'in bugün hayatta olmayan eski
başkanı Jesus Gil, 19 yılda 40 teknik adamla çalışmıştı.
Oğlu babasından ne yapmaması gerektiğini
iyi öğrenmiş.
13 yıldır Simeone ile çalışıyor. İki Şampiyonlar Ligi finali kaybettiler.
Sadece iki sezon şampiyon oldular. Böyle bir
istikrarı Türkiye'de bulabilmek mümkün değil.
F.Bahçe'de şampiyon yapamayan hoca gider. Beşiktaş bu sezon 5 hoca ile çalıştı. Anadolu takımlarında başkanlar yeni gelecek
hocanın elinde sihirli değnek var sanıyor.
Adamlar geldikleri şehirde ev bile tutmuyorlar. Yerli teknik adamlar da bu trafikten memnun.
Hiçbir meslekte daha dün 'başarısız olarak nitelendirilen
bir kişi yarın başarılı olabilir' diye bir
işe başlatılmaz. Türk teknik adamların bazıları da
sezonda bir iki kulüp gezip servetlerini büyütürken
başta Aykut Kocaman olmak üzere bazıları
da köşelerine çekilip kafalarını dinliyorlar.